Mezarın üzerine büyük bir taş blok yerleştirilmiş olması, dönemin insanlarının ölüleri dirilten hortlaklardan korktuğunu gösteriyor. Proje Yöneticisi Susanne Friederich'e göre, bu tür uygulamalar, Taş Devri'nden itibaren görülen bir fenomen. Friederich, "O zamanlar ölülerin bazen mezarlarından çıkmaya çalıştığına inanılıyordu" diye ekliyor.

Bu gömü alanı, Beaker veya çan biçimli çömlek kültürü ile ilişkilendiriliyor. MÖ 2800 yıllarında Avrupa'da ortaya çıkan ve kıtanın batısı ile Afrika'nın bazı bölümlerine yayılan Beaker halkı, mezarlara çömlek gibi eşyalar bırakmasıyla tanınıyor.

Avrupa'nın çeşitli yerlerinde bulunan benzer "zombi mezarları" ise, ölülerin dirilmesinden duyulan korkuyu gözler önüne seriyor. Bu tür gömü yerlerinde, cesetlerin kol ve bacaklarına ağır taşlar bağlanarak yerde tutulmaya çalışılması, bazılarının ise ağızlarına taş konulduğu görülmüştü.

Seyahat acentesi temsilcileri Trabzon'da bir araya geldi Seyahat acentesi temsilcileri Trabzon'da bir araya geldi

2018'de İtalya'da bulunan 1500 yıllık bir mezarlıkta, MS 450 civarında sıtma salgınında ölen 50'den fazla bebek ve çocuk gömülmüş. En büyük kişi olan 10 yaşındaki bir çocuğun ağzına yerleştirilmiş bir taş, bu korkunun yansımalarından biri olarak değerlendiriliyor.

Arizona Üniversitesi'nden antropolog Dr. David Soren, "Ölülerin ruhlarını kendi çıkarları için kullanabilecek gizemli güçlere ve hortlaklara karşı büyük bir korku vardı" açıklamasında bulunmuştu. Dr. Soren, ağıza ya da cesedin üstüne konan taşların kötülüğü önleme gücüne sahip apotropaik nesneler olarak görüldüğünü belirtiyor.