Tokat’ta cezaevinde tutuklu olan M.A.’nın, “Dink cinayetini birlikte işleyecektik, Trabzon’da buluşup, Büyükada’da papaz vurmak için keşif yaptık” diye suçladığı, Rahip Sontoro’yu kastederek "Onu biz gömdük" dediğini öne sürdüğü Erhan Tuncel, Radikal’den İsmail Saymaz'a konuştu. Dink cinayetini azmettirdiği iddiasıyla yargılanıp, beraat eden fakat Yargıtay Başsavcılığı’nca örgüt yöneticisi savı ile cezalandırılması gerektiği vurgulanan Tuncel, “İhbarcı M.A.’yı tanımıyorum. Ardeşen veya İstanbul ’da bulunmadım. Yalan söylüyor” dedi.

İsmail Saymaz'ın Erhan Tuncel'le röportajı şöyle:

İhbarcı M.A’yı tanır mısınız? Trabzon’da buluştunuz, Ardeşen ve Büyükada’ya gittiniz mi?
M.A’yı hayatım boyunca duymadım. Hayatım boyunca Ardeşen’de, İstanbul’da bulunmadım. HTS kayıtlarım dosyada var, bakılabilir. Rahatlıkla söyleyebilirim: Buna benzer ifadeler daha önce de geldi, hepsinin arkası boş çıktı. Bu kişi uyduruyor. Polis ve savcı bunları dinleyeceğine görevde ihmali olan kişileri dinlesin. Onlar Dink cinayetini aydınlatmaya daha yakındır.

İhbarcının cinayeti birlikte işyeleceğiz iddiası var.
Hiçbir haber elemanı bir başka istihbarat üyesiyle yan yana getirilmez, sadece bir kişi tanır. İfadesi saçma sapan.

Mektubunda ‘Santoro da bizim işimiz’ dediğiniz iddia ediliyor.
Az önce de ifade ettim, tanımıyorum. Jandarmayla uzaktan yakından alakam yok.

Yargıtay Savcılığı “Bu cinayette örgüt var” dedi. Siz ne diyorsunuz?
Bu cinayette MİT, Trabzon ve İstanbul Emniyeti, emniyet istihbarat ve Trabzon Jandarması’na uzanan, yargının da dahil olduğu bir yapı var. Olaydan sonra adliyede uzantısı, silinen deliller vesaire... Ben herhangi bir yapıda olmadım. Savcılar TİB’den kayıtları temin edebilir. Ancak sürekli birbirini işaret etmeleri cinayetteki ihmallerini örtbas etme amaçlıdır. Samimi olmadıklarını düşünüyorum.

Trabzon polisinin ihmali nedir?
17 adet ihbarımı sumenaltı etmeleri, Dink’in öldürüleceğini söylediğim halde başına polis dikmeleri gerekirken yapmamaları... İlişkim kesildikten sonra operasyon yapılmaması. Grubun elini kolunu salayarak teknik ve fiziki takip altında olmalarına rağmen cinayeti işlemeleri...

HTS kayıtlarınızı niye imha ettiler?
Cinayetle ilgili polislere yaptığım ihbarlarım vardı. Samast’la ilgili, “Hayal’in bulduğu çocuğu tespit ettim” diye iki gün önceden konuşulan ancak, “Sonra görüşürüz” diye önemsenmeyen görüşme...

Samast’ın adını emniyete bildirdiniz mi?
Bir görüşmede bildirildi. “Yasin yeni birini bulmuş, Pelitlispor’da oynayan bir çocuğu bulmuş” diye. Anca kimdir, nedir diye soru gelmedi. “Sana söylediğim çocuğu tespit ettim” deyince, “Sonra görüşürüz” manasında, “Bu olayı umursamıyoruz” manasında...

Konuşma kayıtlarınız ısrarla Trabzon Emniyeti’nce savcılıktan saklandı. Bir ayak direme mi söz konusuydu sanki?
Ayak direme söz konusuysa, devlet de cinayeti aydınlatmak istiyorsa hepsini kapsayan bir operasyon yapsın. Polislerin polislerle, jandarmaların jandarmalarla yaptığı görüşmeler, hesap hareketleri, benimkilerden önemli. Hepsinin ihmaller zinciri, cinayetten sonra da delil karartma durumu var. Bunların hepsi suçtur. Siz bir vatandaş olarak bunları yaparsanız karşınızda adaleti bulursunuz. Jandarmanın Pelitli’de altı haber elemanı var. Elemanın olayı duymaması imkânsız. Bilmemesi mümkün değil.

Emniyetin o mahalleyi başı boş bırakması mümkün mü?
İmkânsız. Şu ana kadar polisler de bu soruyu cevaplamış değil.

Yargıtay Savcılığı, örgüt yöneticisi olduğunuz yönde görüş belirtti.
Haksız bir uygulamadır. Bakın, 2007’den sonra çok ciddi hak ihlalleri yaşadım. Adaletten beklentim yok. Dosyayı AİHM’ye taşıyacağım. Türkiye’den ayrılmayı düşünmüyorum. Niye kaçayım? Kaçsam şimdi...

Savcı Muammer Akkaş, kamu görevlilerini içeren bir soruşturmayı iki yıldır sürdürüyor. İhbarcının da ifadesini aldı. Ne düşünüyorsunuz?
Trabzon Emniyeti ve jandarmasının, İstanbul Emniyeti’nin ve Emniyet İstihbaratı’nın bilgi saklamak, delil karartmak ve eğer bu cinayet örgüt kapsamında işlenmişse bunlardan soruşturulması gerekiyor. Ama şu ana kadar yargılanıp ceza alıp infaz edilen hiçbir memur yok.