Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) çatı davasının üçüncü celsesinde savunma yapan Fetullah Gülen’in halasının oğlu Kazım Avcı, "Atatürk öldü, Gülen doğdu’ diye bir şehir efsanesi var. Bu tamamen yanlıştır. Eskiden doğduğu tarih tam yazılmazdı, mevsimlerle söylenirdi. Gülen 1938 tarihinin Haziran’ında doğdu" dedi. 
Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen davanın üçüncü celsesi verilen öğle arasının ardından sanıkların savunmasıyla devam etti. Tutuklu sanıklardan Fetullah Gülen’in halasının oğlu Kazım Avcı, konuşmasına daha önceden savunma yapan diğer bazı sanıkları gibi 15 Temmuz darbe girişimini lanetleyerek başladı. Mehmet Akif Ersoy’dan bir dize okuyan Avcı, "Akif, ’Allah bir daha bu millete İstiklal harbi yaşatmasın’ demiştir, ben de Allah bir daha bu millete 15 Temmuz kanlı darbe girişimini göstermesin" diyorum ifadelerini kullandı. 2011 yılından bu yana meclis başkanlığı genel sekreterliğinde müşavir olarak görev yaptığını söyleyen Avcı, tutuklanana kadar bu görevde çalıştığını, tutuklanmasının ardından emekli olduğunu anlattı. 34 yıl devlet memurluğu yaptığını belirten Avcı, memurluğu boyunca adli veya idari bir ceza almadığını ifade etti.

“TERÖRE YILLARCA LANET ETTİM”
Avcı, kendisinin bir cemaat üyesi, bir terör örgütü mensubu olarak belirtilmesinin kendisine yapılan bir hakaret olduğunu dile getirerek, "Ben bir terörist, bir terör örgütü üyesi olamam. Teröre yıllarca lanet ettim. Böyle bir yakıştırmayı, bana atılmak istenen böyle bir çamuru katiyen kabul etmiyorum. Benim hakkımda gizli tanık olan Çetin Acar, Erzurumlu. Yıllarca cemaate ait okullarda öğretmenlik yapmış, idarecilik yapmış kişidir. 27 gün Erzurum’da hastanede yatmıştım ve onunla orada tanıştım" ifadelerini kullandı. 
Avcı, Ankara’ya döndükten sonra Acar’ın yanına geldiğini ve işsiz olduğunu bu nedenle kendisinden iş istediğini anlattı. Hemşehrisi olduğu için Acar’a yardım edip ev tuttuğunu kaydeden Avcı, "Kendi imkanlarımla ona ev tuttum. Cemaatteki yurtdışındaki çalışmalarından dolayı yine aynı cemaatin bir yurdunda göreve başladı. Bana tekrardan geldi ’onlarla anlaşamıyorum, seninle çalışayım’ dedi. Bende ona ’bizim dernekte boş oturursun vazifene devam et’ dedim. Daha sonrada ’bu birlikteliğimize bir son verelim, sende Ankara’yı öğrendin bir iş bul kendine biz de yardımcı olalım’ dedim. Bu konuşmamın ardından bana husumet duymaya başladı. Bana karşı ağır laflar ederek yanımdan ayrıldı. Daha sonra da bir kitap yazdı ve benle alakalı gezdiğim gittiğim yerlerde güya ne söylemişsem not tutmuş" ifadelerini kullandı.
Kimsenin fikirlerinden etkilenecek biri olmadığını savunan Avcı, kendisinin Abdullah Öcalan’ı öldürmek için bir örgüt kurduğunun iddianamede yer aldığını belirterek, "Bu örgütün adı ne, ne zaman kurulmuş, üyeleri kim belli değil. Devlet zaten Öcalan’ın cezasını vermiş, ben de bir Türk vatandaşı olarak devletin vermiş olduğu bu karara saygı göstermişim" diye konuştu.

“BEN CEMAAT DÜŞÜNCESİNE KARŞIYIM”
Fetullah Gülen’le ilgili akrabalığını anlatan Avcı şunları kaydetti:
"Fetullah Gülen, benim dayımın oğlu, ben onun halasının oğluyum. Ne ben karar verdim onunla akraba olmaya, ne de o karar verdi. Onun da, benim de haberim olmadan annem babamla evlenmiş. Gülenle akraba olduğum için burada olduğumu düşünüyorum. Ben hiçbir zaman Gülen’den telkin almadım. Ben Gülen’in açmış olduğu, açtırmış olduğu hiçbir okulda, dershanede, gazetede yöneticilik yapmadım. Ben cemaat düşüncesiyle yaşamayan bir insanım. Ben cemaat düşüncesine karşıyım. Cemaatten olanlar birilerini kullanıyor, cemaatten olmayanlarda başkalarını kullanıyor. Bir tek insanın bir yere girmesi için bir şey yapmadım. Birileri için yapsaydım kendi çocuklarım için yapardım. Çocuklarım için güzel yerlere girmeleri şeklinde teklifler geldi ama kabul etmedim. Kimseye torpil geçmedim. Ben liyakati esas alan bir insanım. Benim cemaatle, örgütle alakam sadece Fetullah Hoca’yla akraba olmamdır. İki tane evim var, 4 tane çocuğum var. Evlerimden birini 1999’da memleketimden aldım borca girerek. İkincisini de Asya Bank’tan çektiğim kredi ile aldık. Benim başka bir şeyim yok. Ben tutuklanacağıma katiyen ihtimal vermiyordum. Çünkü benim alakam yok. Ben niye buradayım diye soruyorum kendime sonra dönüp dolaşıp ’ben Gülen’le akrabayım ya ondan’ diyorum. Biri bana cemaat devleti yönetecek dese isyan ederim. Cemaatle devlet yönetilmez, devleti devlet yönetir. Cemaatse kendi işine bakacak."

"GÜLEN’İN DOĞUM TARİHİ İLE İLGİLİ SÖYLENENLER BİR ŞEHİR EFSANESİ"
Avcı’nın savunmasının ardından Mahkeme Başkanı Selfet Giray sanığa Gülen’in doğum tarihini sordu. Gülen’in doğum tarihi ile ilgili söylenenlerin yalan olduğunu belirten Avcı, Gülen’in 1938 tarihinin Haziran ayında doğduğunu belirterek, "Benim annem orada 17 yaşında genç kız. Rus zulmü ve Ermeni terörüyle büyüdük. ’Atatürk öldü, Gülen doğdu’ diye bir şehir efsanesi var. Bu tamamen yanlıştır. Eskiden doğduğu tarih tam yazılmazdı, mevsimlerle söylenirdi. Gülen 1938 tarihinin Haziran’ında doğdu" ifadelerini kullandı.
Fetullah Gülen’in isminin başındaki ’M’ harfinin sorulması üzerine Avcı, "Annesinin Adı Rabia. Ama onu Refia olarak çağırırdık biz. Onun ismini pek söylemezdik. ’Abla’ derdik. Onun tam adı Fetullah Gülen’dir. ’M’ falan yok onun isminde. Kitaplarında neden bu ismi kullanıyor, ne anlama geliyor bilmiyorum" cevabını verdi.

"AMERİKA’YA HER GİDİŞİMDE GÜLEN’E ’BURADA DURMAYACAKSINIZ ÜLKEMİZE GİDECEĞİZ’ DEDİM"
Gülen’e cemaati sevmediğini söylediğini ve yaptıklarının yanlış olduğunu söyleyerek onunla tartıştığını iddia eden Avcı, "Bana ’Gülen mehdi’ diyorlardı. ’Mehdiyse benimle alakası artık yok’ diye cevap verdim onlara. Amerika’ya her gidişimde Gülen’e ’burada durmayacaksınız ülkemize gideceğiz’ dedim. Bana aynen şu cevabı verdi ’Ben senin düşüncelerini biliyorum. Haklısın ama bana müsaade et. Şuanda şartlar uygun değil. Devlete, millete zarar gelir diye gelmiyorum.’ Dinler arası diyalog sürecine de karşıydım ben. Bunu ona da söyledim. Dinler arası değil, dindarlar arası diyalog olur. Gülen’de bana ’bu biraz aceleye geldi, arkadaşlar onu düzeltir’ dedi. Sonrasında da düzeldi de" şeklinde konuştu.
Mahkeme Başkanı Giray, Avcı’nın milletvekilliği adaylığında bulunduğunu ve buna cemaatin karşı çıkıp çıkmadığını sordu. Avcı, "İki kere AK Parti’den aday adayı oldum. 2002’de Erzurum’dan aday adayı oldum ama milletvekili olamadım. 2007’de tekrardan aday oldum. Bunda kulağıma gelen şeyler oldu cemaatin buna karşı çıktığı yönünde. Benim adaylığımı cemaat içinden bir kaç kişi istememiş diye duydum" dedi.
Giray, Avcı’ya 17-25 Aralık ve MİT TIR’ları olaylarını nasıl değerlendirdiğini ve bunu Gülen’le görüşüp görüşmediğini sorması üzerine Avcı, "Hiçbir devlet memuru kendini memuriyetten başka yere koymamalı. Bu hakikatten bir paralel devlet yapılanmasıdır. Biz devlette ’şu yapılanmayı yapalım, Kazım hoca seni bu göreve getirelim, Ahmet’i şuraya getirelim’ demek paralel devlet yapılanmasıdır. Bu insanlar böyle bir çalışma yaptılarsa benim memuriyet anlayışıma ters. Gülen’le ondan sonra görüştüğümde ’Bu memleket çok iyi yolda değil. Bunu yapan arkadaşlar kimse yanlış yapıyorlar’ dedim. O da bana ’Vallaha doğru söylüyorsun bazı şeyler yanlış gidiyor’ dedi" diye konuştu.
Avcı’nın savunmasının tamamlanmasının ardından söz alan avukatı Bülent Teoman Özkan, bu iddianame ile bu örgütün ortaya çıkarılmasının mümkün olmadığını savundu. İddianamede 73 kişinin olduğunu anlatan Özkan, 7 kişinin günah keçisi ilan edildiğini öne sürdü. 15 Temmuz darbe kalkışmasına ilişkin Özkan’ın, "Bu ülkede 37 bin kişi tutuklu. Ya bu iddianamede yazanlar yanlış, ya da bu 37 bin kişi iktidara göbekten bağlı yargı tarafından tutuklandı” sözlerine Mahkeme Başkanı Giray sert tepki gösterdi. Giray, "Bu sözünü reddediyorum. Biz hiçbir yere göbekten bağlı değiliz" dedi. Özkan, savunmasının bitmesinin ardından sağlık sorunları nedenini göstererek müvekkilinin tahliyesini talep etti.
Bir dönem Gülen’in avukatlığını yapan ve iddianamede yargı imam yardımcısı olduğu belirtilen tutuklu sanık Abdülkadir Aksoy, savunmasına 15 Temmuz darbe girişimini ve bunları yapanları lanetleyerek başladı. Önceki ifadelerinin gerçek ve samimi olduğunu ve aynen kabul ettiğini söyleyen Aksoy, iddianameyi görmesinin ardından buna ilave olarak söyleyeceklerinin olduğunu kaydetti. İddianamede gizli bir tanığın ifadesi doğrultusunda yargı imamının yardımcısı olarak yer aldığını savunan Aksoy, kendisine istinad edilen suçlamalar ile ilgili hiçbir delilin olmadığını kaydetti.
Gülen’in üst düzey yöneticilerle görüşmesini sağlayan kişi olduğu iddialarını da yalanlayan Aksoy, "Ben eğer böyle biriysem kimlerle görüşme sağlamışım? Kimlerle hangi tarih ve yerde hangi konuları görüştüm hiç biri belirtilmemiş. Benim pasaport kaydıma baktığımızda Amerika’ya 2000-2006 yılları arasında takip ettiğim davalar nedeniyle birkaç kez gittiğim görülüyor. 2011 yılında da bir kez gitmişim, başka gitmedim.
Aksoy, FETÖ ile irtibatlı hiçbir okula gitmediğini ve yurdunda kalmadığını belirterek, "İddia edildiği gibi cemaat içi katalog evliliği de yapmadım. Himmet adı altında burs vermedim, yurtdışına yardım adı altında para yollamadım" dedi. Dava yağmur gibi gizli tanık çıktığını söyleyen Aksoy, "Dava kapsamında 5 örgüt şeması çıkarıldı ve benim adım sadece birinde var. Bu şemalardan birini TEM şube müdürü çizmiş o da tutuklandı. Ben perdeleme operasyonunu mağduru durumdayım" ifadelerini kullandı. 
(İHA)