Onunla konuşurken, yaptığı en kötü espriye bile katıla katıla gülüyorum… Karşı karşıya geldiğimizde, elimi ayağımı nereye koyacağımı bilemiyorum… Bu ve bunun gibi durumları sık sık dile getiriyorsanız, tebrikler siz de âşıksınız demektir. Aşkın sahip olduğu kimya o kadar ilginç ve karmaşık bir konudur ki, onlarca hatta yüzlerce tanımın her biri doğru fakat aynı zamanda her biri yanlıştır. Aşkın kimyasal bir temeli var mıdır? Aşkın konusu sadece tensel çekim midir? Başka birisi için çirkin gözüken bir insan, nasıl oluyor da benim için dünyanın en güzel kadını ya da en yakışıklı erkeği olabiliyor? Bu soruların her birisi doğru ancak eksik sorulmuş sorulardır. Doğrudur, çünkü aşktan bir parça taşırlar. Eksiktir, çünkü aşkın bütünlüğüne tek bir noktadan yaklaşmaya çalışırlar. http://www.yakisiklierkek.com/

Gerçekten de, aşkı tek bir alanda ele almak ve onu tanımlamak neredeyse imkânsız bir konudur.  Örneğin, bir insanı tamamen sözlerinizle bile kendinize âşık edebilirsiniz ya da tam tersi bir durumda, hiç konuşmadan, sadece jest ve mimikler ile harika bir aşka yelken açmak mümkündür. Uzmanlar, yaptıkları araştırmalar sonucunda, aşkın beden dili ile desteklendiğinde, çok daha etkili, tutkulu ve uzun soluklu yaşandığını ortaya çıkarmışlardır. Peki, âşık olduğumuzu, vücudumuzun gösterdiği tepkilerden nasıl anlarız? Ya da karşımızdaki insana aşkımızı beden dili ile nasıl gösteririz?

Aşkın sahip olduğu kimya konusunda her ne kadar kendimizi ve kontrolümüzü tamamen kaybetsek te, aslında kontrollü bir biçimde vücudumuzun bize gönderdiği sinyalleri doğru algılamak ve bu sinyalleri karşı tarafa doğru bir şekilde iletebilmek oldukça önemlidir. Mesela en başta ele aldığımız “o’nu görünce midemde kelebekler uçuşuyor” konusu… Bu durum, aslında tamamen hormonal gelişmelerin bir sonucu. Hoşlandığımız kişiyi karşımızda gördüğümüzde, vücudumuzda heyecan ve mutluluğu arttıran hormonların salgılanmasında önemli derecede artış olur. Yani beden dili içten içe bize uyarıları ve sinyalleri gönderir. Böylesi bir durumun önüne geçmek elbette mümkün değildir. Ancak bu işaretleri doğru kullanarak, jest ve mimikler vasıtasıyla aşkımızı ilan etmek hiç te zor değildir.

Gözler Kalbin Aynasıdır Peki ya Eller?

Aşkı bir bütün olarak ele aldığımızda, sadece söylediklerimiz ile değil, söylemediklerimiz ve yaptıklarımızla da karşımızdaki insana ilan – ı aşk edebiliriz. Bu açıdan hep söylene gelen; “gözler kalbin aynasıdır” sözü son derece doğrudur. Yapılan araştırmalar göstermektedir ki, özellikle âşık olan kadınlar, hoşlandıkları kişinin karşısında gözlerini daha sık kırpmakta, ağız çevresine daha çok odaklanmakta, odaklanma sonucunda ise, göz bebeklerinde küçülme meydana gelmektedir. İşte bu durumu bizler, “bakarken gözlerinin içi gülüyor” şeklinde yorumlarız. Yani gözler, aşkın sahip olduğu kimya konusunda bize en önemli ipuçlarını vermektedir. Detayları şu sitede bulabilirsiniz

Bunun yanında, beden dili de aşkı itiraf etme ve aşka yakalanma konusunda önemli ipuçları verir. Özellikle âşık olan kadınlarda, elleri kullanma sıklığı önemli derecede artar, kişi ellerini nereye koyacağını bilemez duruma gelir. Sık sık ellerini saçlarına götürerek, saçlarıyla oynar, ellerini 1 dakikadan fazla bir süre sabit tutamaz. Sürekli terleme ve kimi zaman da titreme durumu kendisini belli edebilir.

Baş ve gövde hareketleri de önemli göstergelerden birisidir. Âşık bir kadın, başını genelde hafif yana eğerek iletişim kurma çabası içerisindedir. Bu durum gösterilen ilginin ve şefkat isteğinin bir göstergesi olarak kabul edilmektedir. Vücut hareketlerinde ise, devamlı bir hareket ve hareketlerde istikrarsızlık kendisini gösterir.

Eğer siz de, aşkınızı kelimelere dökemiyorsanız, jest ve mimikler sayesinde bu hareketleri mümkün olduğunca kontrollü bir şekilde karşı tarafa ileterek, aşkınızı kendinizce karşı tarafa haykırabilirsiniz.