Dün akşam ki Trabzonspor-Bursaspor maçı sevabıyla günahıyla senenin karşılaşması oldu. TV’den de olsa izleyemenler futbol zevki adına çok şey kaybettiler kanısındayım.

 Maçın bütününde olduğu gibi başındaki anlamlı görüntülerde alkışa saygıya değerdi.

 Öncelikle Trabzonspor taraftarlarının eski Bursaspor Başkanı Rahmetli Başkanı Yazıcı’ya pankart açıp rahmetle anmaları, Trabzonspor kalecisi Fatih’in önündeki çocuğun ıslanmaması için havlusunu başına örtmesi, Bursasporlu Fernandao’nun önündeki çocuğa yağmurluğunu giydirmesi idi.

 Spor’da futbolda budur. Bu özlenen resmin ta kendisidir.

Ancak bunları şapka çıkararak alkışlarken, Cumartesi günü yapılan Trabzonspor kongresinde ki rezalet görüntüleri film gibi gözümün önünden geçti.

Hani bizler Kültür, Sanat, Spor şehrinin insanları değilmiydik.

Dünya’da futbolun kalbi İngiltere ise Türkiye’de futbolun kalbi Trabzon değil miydi.  O çirkin görüntüleri sergileyip rol kesenleredir kastım.

 Diğer Trabzonluları tenzih ediyorum. Rezil olduk elaleme, iyi ki takım Trabzon’da değildi. Bunlar mı eski yeni yöneticilerimiz, bunlar mı delegelerimiz demiyeceklermiydi ?

 Tribünlerde ne uslup ne seviye ne de saygı adına hiç bir şey yoktu. Küfürlü ifadeler vurdulu kırdılı davranışlar yakıştı mı yakıştırdınız mı?

 Bu görüntüleri izledikten sonra  sahi “ayıp etmişiz” diyebildiniz mi?

 Maça gelince 6 gollü bir o kadar da kaçan 4,4 lük 2 perdeli bir maçtı.

İlk yarı Bursa 2. Yarı Trabzonspor sahne aldı.

Hakem Bülent Yıldırım Trabzonspor’un aleyhine verdiği penaltı  diğer  çaldığı düdükler  oyuna yakışmayan yönetim biçimi idi.

Gelelim sadede geçen haftaki yazımda Ersun Hoca’nın sistemini gözden geçirmesi gerektiğini yazmıştım.

Yine aynı görüşteyim.

Şampiyonluğa oynayan Trabzonspor’un sistemi böyle olmamalı. Varolan bir dizi eksiklikleri gidermeli, şayet bu sistemi uygulatmak istiyorsa.

Bakın Trabzonspor öne çıktığında geri dönemiyor.

Ayağa çabuk iyi pas yapamıyor.

Adeta ava giderken avlanan avcı gibiler.

Orta alan yetersiz ne defansa ne forvete destekten mahrum.

Kaleci stoperler uyumsuz..

Şimdi gelelim en ilginç noktaya.

Ersun Hoca Yusuf’u sol bekte kullanıp hucüm gücünden faydalanmak istemiş.

Adeta Yusuf’a “sol bekte top kes , hucüma çık orta at, bir de yetmedi attığın ortaya git kafa vur” görevi verilmiş.

Gerçi Yusuf dün akşamın rengi idi adeta devleşti.

Ancak Ersun hoca bu iş kağıt üzerindeki gibi olmuyor.

Sol kanat süzgeç gibi oldu.

Çocuğun çıktığı tüm ataklarda kademesine bir Allah’ın kulu dahi girmedi.

Bu kanat Bursaspor’u yol geçen hanına çevrilmesine neden olurken.

Benim gibi Ersun Hoca’da sadece seyir etti.