Dün akşam boş tribünlere oynanan karşılaşmada ilk yarı Tomiç’in frikikini aynı güzellikte kurtaran Onur Kıvrak’ın enfes refleksi birde Cavanda’nın İrfan’a ikram ettiği alda at dercesine topu bu oyuncunun dışarı şutlayışı…

Gençlerbirliği’nden bu iki hareket vardı ne yazık ki koskoca 45 dakikada Trabzonspor’un ele avuca sığar bir tek gol pozisyonu dahi yoktu.

Dilek olay Trabzonspor’a kendi evinde oynuyor. İlk yarı diliminde bir tek gol pozisyonunun giremiyor. Yana geriye oynuyor. Arada bir cılız ataklar denese de olmuyor.

Kaleden uzak anlayışında bir ilk yarıyı bitiriyor. İkinci yarı ilk bölümün adeta tekrarı gibiydi.

Tabi ki Mehmet’in uzatmadı ki golü hariç…

Kalitesi olmayan maçın zevki de olmaz bilirsiniz.

Bu karşılaşmayı sinekten yağ çıkarırcasına araştırmanında bir alemi yok. Gerçi sinekten da yağ çıkmaz ki..

Evet dün akşam ki kayda değer izlemimin başında bir taç atışını iki oyuncunun aynı anda kullanmasıydı.

Daha da önemlisi başka bir realite Trabzonspor kendi evinde ürkek, oyun anlayışıyla oynamasıdır. Korkak oynamasıdır Gençlerbirliği’ne karşı

Bütün mesele budur.

Son yılların en iyi kadrolarının birisine sahip bu takımın düştüğü hallere bakın daha doğrusu düşürüldüğü hallere bakın…

Ona bakmak lazım evet kazanmak dün akşam güzeldi ama esprisi yoktu kanısındayım bu yaşananlardan sonra…

Trabzonsporlu oyuncular bir dizi badireden sonra belli ki bir noktaya gelememişler.

Kazanma arzularını kaybetmiş rakip kaleye gitmeye bile korkak olmuşlar, bedenler içeride beyinler dışarıda.

Fırtınadan sığınacak bir liman arayan gemiye dönmüşler…

Dahası gülmeyi unutmuşlar ne diyelim.

Bu oyuncuları dolaysıyla bu taraftarları takımlarından utanır duruma düşürenler utansın.

Evet saadete gelelim kongre yaklaşıyor.

Sayın başkan adayları, fakrında mısınız durum çok ciddi.

Bir dev devriliyor.

Umarım farkındasınız, son pişmanlık fayda etmeyecektir.

Bunu da söyleyerek son sözü Sadi hocaya söyleyeyim.

Hoş geldin Sadi Hocam, sana ağlamak değil gülmek yakışır, başarılar.