Bazıları hala kurtulamamış eski, kötü alışkanlıklarından.

Oysaki artık dediklerinin hiçbir hükmü yok.

Tabi alışmışlar attıkları manşetlerle demokrasiye ayar verip insanları korkutmaya.

Ülkemizde ne zaman söz millete gelse hemen bazı kesimler sözüm ona millete “akıllı ol” demeye çalışıyor.

Neymiş efendim “o rahatsızmış, bu rahatsızmış”. Var mı böyle bir şey! Millet rahatsız olmasın, gerisinin hiçbir değeri yok. Unutmayalım devletimizin bütün kurumları millete hizmet için vardır.

Üstelik rahatsız olan bir kurum da yokken böyle bir haber yapmak en basitinden ülkeye ihanettir. Amacın ne senin ey gazete görünümlü kâğıt parçası? Böyle yapmaya devam edersen bu millet seni buruşturur çöpe atar. Sen önce milletin manevi değerlerine saygı göster.

Doğru, düzgün ve en önemlisi de tarafsız haber yap.

Ama artık yalanlarınıza kimse inanmıyor. Tabi onlar da alışacak milletin gücüne.

Bakın tam da referandum öncesi bu tür haberlerin yapılması hiç de tesadüf değil.

Bunların amaçları ülkemizde farklı düşünen kesimleri kutuplaştırarak ülkemizin huzurunun bozulmasına sebep olmaktır.

Elbette bölücülük ve terör içermeyen her düşünce açıklanabilir.

Hiç kimseye düşüncesinden ötürü baskı yapılmamalıdır; istisnalar hariç yapılmıyor da.

Ama kendini aydın, gazeteci sanan bazıları baskıdan da öte insanlara adeta hakaret edebiliyor.

Ülke olarak sorunumuz da bu bence. Kendini toplumun önünde gören ve kendini sanatçı ya da gazeteci sanan bazı kişilerin düşünce olarak toplumun gerisinde kalması onlar da baskı oluşturuyor. Onlar da Milleti aşağılayarak bundan kurtulmak istiyorlar.

Unutmayalım toplumdan kopuk sanatçı, gazeteci olamaz.

Olursa da günümüzdeki gibi topluma karşı tavır içinde olurlar.

Anlam veremediğim başka bir hususta ordumuzun bazı kendini bilmezlerce Millete karşı korku unsuru olarak kullanılmasıdır.

Maalesef geçmişte bunları gördük. Memuru olduğu başbakana hakaret eden hainler de gördük, parasıyla alınan silahı millete doğrultan asker görünümlü teröristler de gördük.

Bunlar kendini bilmez vatan hainleridir. Biz millet olarak ordumuzu “peygamber ocağı”, askerimizi de Mehmetçik olarak görürüz.

Bunun aksi davranan da bizim ülkemizin ordusunda kendine yer bulamaz. İfşa olunca ya Yunanistan’a kaçar ya da başka bir ülkeye.

Hainlerden temizlenen ordumuz geçmişte olduğu gibi bugün de El Bab’da tarih yazıyor. Zaten sıkıntı da budur.

Parazitlerinden kurtulan ordumuz güçleniyor, güçlendikçe teröristlere göz açtırmıyor.

Yoksa kimse “ordumillet” anlayışında olan ülkemizde kendine vazife çıkararak huzursuzluk, fitnecilik yapmasın.

Ağaç köksüz, güç inançsız olmaz. Yazıma son verirken basın özgürlüğünün ülkeyi bölmek isteyenlere hizmet etmek olmadığını belirtmek isterim.

Yoksa “millet rahatsız olur”; olursa da manşet atmaz geçmişte olduğu gibi hainleri tarihe gömer. Selam ve dua ile