Dost canlısı, misafirperfer, pratik zekalı, güleryüzlü…

Yolda çevirdiğimiz yabancılar, biz Türkleri eskiden böyle tarif ederlerdi.

Ya bugün…

Hala öyle miyiz dersiniz?

*

Araştırmalar gösteriyor ki; Türkler tedirginlik yaratan milletler arasında ilk sıralarda.

Peki neden?

Yine ben söyleyeyim.

Kendi içimizde yaşadığımız çalkantılar, bir türlü önüne geçemediğimiz öfke selleri, vatandaşın birbirine olan güvensizliği vesaire vesaire…

Sayısız nedenlerin bu kadarı bile bizlerin hazırcı, agresif, sinirli, sabırsız ve kural tanımaz bir millet olarak anılmamıza yetiyor da artıyor bile.

Darılmaca yok.

Kabul etseniz de etmeseniz de, hepimiz aynen öyleyiz.

*

Hadi diyelim, el alemden bize ne.

Nasıl düşünürlerse düşünsünler, biz kendimize bakalım.

Bakalım tabi…

Mizah musluklarının tıkandığı, ama mizahın su misali en önemli ihtiyaç halini aldığı şu dönemlerde dilerseniz kendimize bir dönüp bakalım.

Geleceği için hayal kurmakta zorlanan, ümidin bir tık gerisinde öylece kalakalmış, dünyada en yüksek genç nüfusa sahip ülkeler arasında da en başlardayız.

Ben demedim vallah, araştırmalar diyor.

Okumuyoruz, eleştirmiyoruz, tartışmıyoruz.

Ben demedim vallah, araştırmalar diyor.

Ayrıca…

Birbirimize olan güvensizliğimiz bir yana, giderek şiddet yanlısı halini alan bir topluma doğru uygun adım yol alıyoruz.

İşte ispatı.

Son yıllarda silah ve pompalı tüfek satışlarındaki hatırı sayılır artışlar, içinde bulunduğumuz ruh halinin adeta bir yansıması.

*

Kendimizi yargılama hususunda çok mu karamsar olduk dersiniz?

Birbirimizi ne kadar önemsediğimizi gösteren, bize has özelliklerde yok değil hani.

Mesela;

BİR: Trafikte ışıklar yeşile döndüğünde anında kornaya asılmak bizde…

İKİ: Karşıdan gelen araca ‘Yolda radar var’ uyarısı yapmak bizde,

ÜÇ: İntihar etmek için köprüye çıkanlarla selfi yapmak bizde,

DÖRT: Seçim dönemlerinde adaylara ayıp olmasın diye oyları eşit dağıtmak bizde,

BEŞ: Ramazanda en hızlı namaz kıldıran hocanın olduğu camilere akın etmek bizde,

ALTI: bilmediği adresi tarif etme çabasına girmek bizde,

YEDİ: İşe girmek için araya soktuğu kişiyi, sonrasında çalışmamak için araya sokmak bizde,

SEKİZ: çağırdığı asansörün tuşuna defalarca basarak daha hızlı geleceğini ummak bizde,

DOKUZ: Tüpte gaz kaçağı olup olmadığını çakmakla kontrol etmek bizde,

ON:Türkçe'nin; heceleyerek ve bağırarak konuşulduğunda, yabancılar tarafından anlaşılabilen bir lisan olduğunu sanmak bizde.

*

Eee, geriye kalanları da sizler biliyorsunuz zaten.

Nitekim hep beraber yaşıyoruz, görüyoruz.

*

Değerli dostlar…

Gönül isterdi ki, rengarenk bir tablo ile karşınıza çıkalım.

Lakin.

Renkler koyu, çerçeveyse hiç yok.