Başına buyruksun! Burnundan kıl aldırmıyorsun. Sanki tek doğru sen, bütün yanlış diğerleri! İnsanlara yüksekten bakıyorsun! Kimseyi dinlemiyor, eleştirilere kızıyorsun!
Şehrine de böylesin!
Seni doğuran, seni büyüten, seni sen, Sadri Şener yapan Trabzon’u aşağılıyorsun!
Trabzon küçük şehir, o yüzden buraya futbolcu gelmiyor” diyorsun.
Bu şehirde sinema yok, eğlence mekânı yok, kültür yok, sanat yok” diyorsun.
Benim gibi başkan buldunuz, daha ne istiyorsunuz” imasında bulunuyorsun.
Trabzon’da yaşamak, buranın havasını koklamak, suyunu içmek, ekmeğini yemekten imtina ediyorsun. Şehrine İstanbul’dan bakıp, aşağılıyorsun. Trabzon’u sadece Trabzonspor’dan ibaret görüyorsun!
Bütün bunları açık açık, gözlerimizin içine baka baka, kulaklarımızı patlatırcasına söylüyorsun! Tıpkı Trabzonspor-Bursaspor maçı sonrasında yaptığın açıklamalar gibi!
Bursaspor TV’nin, Trabzon’da takımın kaldığı oteldeki canlı yayını sırasında mikrofon sana uzatılıyor. Muhabir, “Yoğun kar yağışına rağmen taraftar stadı doldurdu. Bu ilgiyi nasıl değerlendiriyorsunuz” diye soruyor. Şöyle karşılık veriyorsun: “Ne yapacak taraftar! Trabzon’da bir çimento fabrikası var, bir de Trabzonspor. Herhalde gelecek.
***
Trabzon’u tanımıyorsun desem, iyi tanıyorsun. “Furdi, furdi, furuldi” namıyla meşhur Tonya’da doğdun, büyüdün. Zaman zaman da o yönünü vurgulamaktan imtina etmedin, “Tonyalı damarım kabarmasın, o zaman çok farklı olurum” dedin!
Trabzon’dan 5 dönem milletvekilliği, orman ve devlet bakanlıkları yapan Ahmet Şener gibi bir değerin oğlusun. Baban, Tonya’ya gittiğinde bütün halk onu büyük bir coşkuyla karşılar, o halkıyla sarılır, öpüşür, koklaşır, dertleşirdi. Trabzonlunun derdiyle dertlenir, sevinçleriyle mutlu olurdu. Onun arkasından herkes, “Cebinde parası yoktu ama yüreği vardı. Babayiğit bir adamdı. Hayırseverdi. Memleket hasretiyle yanıp tutuşur, Trabzon’a, Tonya’ya toz kondurmazdı” diyor.
Böyle bir babanın özünden çıkan oğul, niye tam tersi!
El cevap!
Trabzonspor’dan 13 yıl uzak kaldı. Trabzonspor Kulübü başkanlığını şehir konsensüs halinde yeniden ona verdi. O zaman güçlü olmayan medya, koltuğa oturduğunda çok güçlüydü. Her gün medyada yer almak, her gün gündemde kalmak Sadri Şener’e yaramadı. “Ben neymişim ağabey” dedi.
Hint kumaşı misali fildişi kuleden Trabzon’u küçümsemeye başladı. Ve bunu alışkanlık haline getirdi. Tek büyük Trabzonspor, Trabzon ise işsizlerin kol gezdiği, fakir fukara, bilgisiz, kültürsüz, cahil bir memleketti artık!
Bunu bize, bizim içimizden çıkan birisi yapıyor. Kabuğundan sıyrıldığı şehrine dönüp, ağzını büküyor, beğenmiyor.
Ne diyeyim, gün gelir haddini aşan her şey zıddına döner!
Öyle değil mi Sayın Şener?