Yerel seçimlerin 6 ay erkene çekilmesiyle ilgili partiler düzeyinde yapılan görüşmelerden sonra önümüzdeki yıl Eylül-Ekim ayı gibi seçimlerin yapılacağı gözüküyor.
Fakat yerel teşkilatlara ve belediyelere bakılacak olursa, kimsede henüz bir hareketlenme yok.
Çünkü herkesin aklında hala bir sürü soru işareti var.
750.000 sınırında bulunan Trabzon büyükşehir olacak mı? olmayacak mı?
Eğer büyükşehir olursa Trabzon merkez kaç belediyeden oluşacak?
Belediyelerin sınırları ne olacak?
Belde belediyeler kaldırılacak, yeni merkez ilçe ve ilçe belediyeler daha önce kapısına gitmediği belde belediye sınırında bulunan vatandaşların kapısına nasıl ve ne zaman gidecek...
Bunlar hala net değil.
Oysa siyasetle uğraşan herkes bilir ki,
Seçim dönemlerinde hizmet süresinin son 1 yılına girildiğinde, hizmet ve yatırım çekme telaşı bir taraftan devam ederken, bir taraftan da yeni seçim dönemine hazırlanılır, potansiyel oylar hesaplanır ve daha çok nasıl oy alınır bunun hesabı yapılır.
Hizmet döneminin son 1 yılına girdiğimiz bu dönemde ise mevcut belediye başkanları ve başkan adaylarının stratejiler üretmek yerine, kafalarında olan soru işaretlerini çözmekle uğraşıyorlar.
Bu açıdan bakıldığında 2013 genel seçimleri sürprizlerle dolu geçeceğe benziyor.
Ve görünen o ki,
Bu dönemde hızlı davranan ve ekibini iyi kuran kişiler kazanacak.
Fakat sonrasında yaşayacakları durum daha sıkıntı olacak.
Trabzon büyükşehir olarak 2013 seçimlerine girerse,
Trabzon'a bağlanan yeni beldelere hizmeti ne anlamda götürebilecek. Trabzon belediyesi sahilden kaldırdığı araçları, "Yalıncak" beldesinin tepesine yada "Akyazı'ya" ne hızda , sıklıkta ve kalitede götürebilecek. Merkeze verilecek olan değer ve yatırım artacağı gibi, eski belde belediye sınırlarında bulunan alanlara ne kalitede hizmet gidebilecek.
Bu olay Trabzon'un doğusunda Yomra ve diğer ilçeler, batısında Akçaabat ve diğer ilçeler için de geçerli olacak.
Belediyelerin seçim dönemlerinde başkan adaylarının verdiği sözlerin ve projelerin, görevde bulundukları dönem içerisinde ne kadar gerçekleştirebildikleri göz önüne alınacaktır. Yeni dönemde önerecekleri projelerin daha kapsayıcı ve gerçekçi olması gerekecektir. Çünkü belediyelerin yetki alanları bir öncekine göre en az 2 kat artacak.
Hizmet yarışında bulunacak belediye başkanlarının görev ve sorumluluk alanları arttığından, ilk kez karşılaşacakları bu duruma ne oranda ve hızda adapte olabilecekleri şimdinin çalışma konusu olacağa benziyor.
Önemli olan nokta ise, vatandaşı mağdur etmeden oy kaygısıyla gidilen kapılara, seçimlerden sonra hizmet aşkıyla tekrar gidebilmek olacaktır.
Tabi burada çalışan ile gezenler arasında ki farka da dikkat çekmek istiyorum.
Bundan yıllar önce bir yerel seçim öncesi yapılan siyasi bir sohbetten, büyüklerimizden birinin bir sözü hala kulağımda çınlar.
Kendisi uzun yıllar parti merkezlerinde görev almış, belediye başkanlığı ve milletvekilliği yapmış olan büyüğümüz, seçim dönemindeki çalışmalarla ilgili aynen şöyle söylemişti.
" 5 yıl boyunca görev yaparken,
· Vatandaşın hastasına koşarım, gerekirse Ankara'ya İstanbul'a hastasıyla birlikte giderim.
· Cenazesi olur, hastaneden alıp eve getirinceye, mezarı açılıncaya kadar başında durur sonrada 7sinde 40'ında mevlüt okuturum.
· Çocuğunu okula yazdırırım.
· Oğlunu askere gönderirim. Askerden gelince işe koyarım.
· Nikahını kıyar, arabamı verir düğün arabası yaptırır, düğününü yaparım.
· Evinin yapılmasına yardımcı olur, kum, çakıl, çimento gönderirim.
· Yeri gelir parası olmaz, cebine para koyarım.
Bunların hepsini de görev aşkıyla, büyük bir heyecanla ve bulunduğum yerin önemini bilerek yaparım.
Fakat gün gelir seçimler yaklaşır, vatandaşın yanına gittiğimde,
Ondan para istemem, peşime koşsun istemem, hizmet istemem, ev istemem, sadece ve sadece onlara verdiğim hizmetlerin devamının sağlanması için sandığa gittiğinde benim adımın altına "EVET" mühürünü bas derim.
Fakat vatandaş tüm yaptıklarımızı unutur. "Sana oy verirsem bana ne vereceksin?" der, naz yapar, para ister, peşinde koşturur..." demişti.
Kazanılmış olan koltuklar güzeldir. Kimi hakkını vererek bu hizmeti yapar, kimi ise kendisine oturacağı bir "taht" kurar.
Önemli olan ne iş yaptığınız değil, yaptığınız işin hakkını verip verememektir. Şimdiden başkan adaylarına ve seçilecek olan başkanlara başarılar diliyor ve güzel projelerle halkın karşısına çıkacaklarına inanıyorum.