İskenderpaşa Camii’nde yaşanan hayvan başı motifi krizinin ardından, Beşirli’de ki Yalı Camii’nde halk caminin dış mimarisini kiliseye, motiflerini ise haça benzetti. Caminin imamı Muhammet Erdoğan camları değişme kararı alırken, rahatlatan açıklama KTÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yavuz’dan geldi.
Trabzon’da 1529 yılında dönemin Osmanlı Valisi İskender Paşa tarafından yaptırılan tarihi İskenderpaşa Camii’nin mihrabındaki kabartmanın, cemaatin bir bölümü tarafından ‘hayvan başına’ benzetilmesiyle başlayan tartışma, cemaatin bir bölümünün camiyi terk etmesine sebep olmuştu. Bilirkişiler ise kabartmanın Osmanlı süsleme sanatında bitkisel bir olduğunu aktararak, cemaatin tepkisini dindirmişti. Benzer bir sorunda 2 Nolu Beşirli Mahallesinde bulunan Yalı Camii’nde yaşanıyor. Cami cemaatinin bir kısmı, mirapta, çini işlemesinde ve camlarda haç işareti olduğu iddia ediyor. Cami imamı Muhammet Erdoğan tepkilerden haberdar olduğunu belirterek, cemaatin içinin rahat etmesi adına cami camlarını değiştirme kararı aldıklarını aktardı.

SELÇUKLU MOTİFLERİNDEN ESİNLENİLMİŞ

KTÜ Edebiyat Fakültesi Sanat Tarihi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mehmet Yavuz, “ 2 Nolu Beşirli Mahallesi Yalı Camii’nin mihrabındaki süslemeler, Selçuklu geometrik süslemelerinden esinlenerek yapılmış bir uygulamadır. Buradaki mihrabın süsleme programı, bitkisel desenli iki kenar bordürü hariç, diğerlerinin geometrik desenlerden oluştuğu görülür. Burada benzeme motifleri arasında tartışmalara sebep olan bordür, mihrabın her iki yanında, kenar bordürlerindeki uygulamalardır. İslam sanatında sıklıkla kullanılan bu tür süsleme programlarının temel felsefesi, köşeli yıldızlardan ki bu yıldızlar beş, altı, sekiz, dokuz, on, hatta on iki köşeli de olabilir. Gelişen geometrik sistemin sonsuza doğru açılımını ifade eder. Bu düşünce aynı zamanda tek merkezden idare edilen kainatın fikrinin de temsilcisi durumundadır” dedi.

HAÇ İŞARETİ DEĞİL

Haç işaretine benzeyen çini motiflerini de değerlendiren Yavuz, “Burada üzerinde durulan motif basitçe birbirini dik olarak kesen iki doğrunun oluşturduğu artı ya da çapraz işaretidir. Bu işaret sanat tarihi literatüründe haçvari şekil olarak ifade edilir. Özellikle Selçuklu mimarisinde, taş çini veya ahşap üzerine uygulanmış geometrik bezeme kompozisyonlarda bu haçvari şekillerin kullanıldığı görülür. Selçuklu dönemine ait Kubadabad sarayı kazılarından elde edilmiş olan ve günümüzde Konya Karatay Müzesinde sergilenen duvar çinileridir. Bunların dışında, büyük Selçuklulara ait İran’daki 1. Karargab Kümbeti’nde, Anadolu Selçuklu sanat eserlerinden; Sivas- 1. İzzetti Keykavus Türbesi kasnağında, Konya- İplikçi camii eski mihrabında Konya-Sırçalı medrese eyvanın arka duvarında, Konya-Karatay Medresesinin eyvanın da bulunan süslemelerde bu ve buna benzer haçvari geometrik desenlerin kullanıldığı görülür” diye konuştu.

OSMANLI MİMARİSİNDE SIKLIKLA UYGULANIR

Cami cemaatinin, caminin dış görüşünü de kiliseye benzetilmesine açıklık getiren Prof. Dr. Yavuz, “ Süsleme dışında caminin plan şeması konusunda da herhangi bir problemli durum söz konusu değildir. Zira bu caminin planı, özellikle Osmanlı mimarisinde sıklıkla uygulanan, tek bir merkezi kubbenin dört yandan birer yarım kubbe ile desteklendiği, merkezi plan şeması uygulanmıştır. Burada klasik örneklerin dışında görülen uygulama, alt yapının ki bu genelde Osmanlı örneklerinde kübik bir alt yapı şeklindedir, bu cami askı kemerler şeklinde düşünülmüş olması ve kasmağa veya üst örtüye geçişte kullanılan  pandantiflerin  doğrudan dışa yansıtılmasıdır” şeklinde konuştu.  


İLKHABER 

MERYEM AKGÜN