Önümüzdeki Pazar günü yapılacak olan Lisans Yerleştirme Sınavı (LYS) öncesi açıklamalarda bulunan özel İmperial Hastanesi’nde görevli psikologlardan Seden Celep, sınav tarihinin yaklaşmış olmasıyla birlikte öğrencilerin sınav kaygı düzeylerinde artışlar yaşanabileceğini söyledi. Kaygı düzeyini yoğun yaşayan öğrencilerde yoğun dikkat dağınıklığı, ders çalışma isteğinde isteksizlik, okuduğunu algılayamama gibi problemler yaşanabileceğini ifade eden Celep “ ‘Ya’ diye başlayan cümleler ve tedirginlik görülür. İnsanlar kendileri için önemli olduğunu düşündüğü işler konusunda heyecan duygusunu yaşayabilirler. Öğrencilerimiz zihinlerine heyecanlanmanın normal bir duygu olduğunu kodlaması gerekiyor. Çünkü heyecan doğal ve olması gereken bir duygudur. Fakat çoğu öğrencimizin zihinlerinde oluşturduğu yanlış bir düşünce sistemi vardır ‘Eğer heyecanlanırsam başarılı olamam’ bu sağlıklı bir düşünce biçimi değildir. Belirli düzeyde yaşanana heyecan duygusu bizi kendimize getirir ve olası durumlara karşı uyanık kalmamızı sağlar. Örneğin bir macera filmi izliyorsunuz filmde gerilim artıkça filme daha iyi odaklanırsınız ve çevrenizde olup bitenlerden hiç haberiniz olmaz ve tüm dikkatinizi ekrana yoğunlaştırırsınız. Gördüğünüz gibi belirli düzeyde yaşanan heyecan dışarıdan gelen uyaranlara zihnimizi kapatıyor. Bu yüzden belirli düzeyde heyecan duygusu yaşamaktan öğrencilerimiz endişelenmemelidirler” dedi.

“Yoğun kaygıya asıl neden olan öğrencilerimizin oluşturdukları olumsuz düşünce biçimleridir” diyen Seden Celep “ ‘Bu sınavı kazanamazsam hayatım biter, ailemin ve arkadaşlarımın yüzüne nasıl bakarım, kim bilir benim hakkımda neler konuşacaklar, acaba kazanabilecekmiyim ?’ bu sorular yoğun kaygı düzeyini oluşturur ve kişinin enerjisini kaybetmesine, yapması gereken şeylere yönelememesine ve sınavda zaman kaybı yaşamasına neden olur. Bu olumsuz düşüncelerle birlikte kişide çeşitli rahatsızlıklar meydana geliyor. Ağız kuruluğu, mide bulantısı, uykusuzluk, iştahsızlık, kalp atışlarında hızlanma, baş ağrısı, endişe bu durumlar öğrencilerin başarısını tehdit etmede etkin rol oynuyor. Aylarca emek verdiğiniz çalışmalarınızı heba etme durumuna getiriyor ve sonrasında derin üzüntü ve hayal kırıklıkları yaşanmasına sebep oluyor. Bu olumsuz durumlarla karşılaşmamak için sınavın hayatın bir parçası olduğunu yaşamda bu tarz sınavlarla her zaman karşılaşacağımızı unutmayıp sınavı gereğinden fazla büyütmemeliyiz. Sınav kaygısının yaşanmasında aile faktörü de büyük bir rol oynuyor. Ailenin söylemleri ve davranışları öğrencilerin kaygılarının yoğun yaşamasına sebep oluyor. Ailelerin biz çocuğumuz için her şeyi yaptık demesi, sınav hazırlığı aşamasında sınav maliyeti ile ilgili konuşmalar, çocuğuna gerekenden fazla ilgi göstermesi, başkalarıyla kıyaslamak, ailelerin kendi ideallerindeki mesleklerini çocukları üzerinde geliştirmek istemeleri, ailelerinin çocuklarına sınavı kazanmak zorunda olduğunu ilişkin kesin cümleler söylemeleri çocuklarının yoğun kaygı yaşamasına neden oluyor. Bunun için ailelerin çocuklarını çok iyi tanımaları, neyi başarıp neyi başaramayacaklarını bilmeleri, sınav başarılarından dolayı çocuğunun kişiliğinin değerlendirmemeleri ailelerin çocuğu ile ilgili sevgilerinin temelinde sınavı dayandırmamaları gerekmektedir. Öğrencileri sürekli sınavı kazanamazsam ne olacak sorusunu kendilerine sorup zihinlerinde bu sorunun cevapsız kalması kendilerini daha huzursuz hissetmelerine neden olacaktır. Eğer bu soruya uygun bir cevap bulunursa soru artık kabus olmaktan çıkacak ve cevabı belli olduğu için büyüsünü kaybedecektir” diye konuştu.

Celep, sınava gireceklere önerilerini sürdürerek şunları söyledi:
“Her zaman bir A planınız olduğu gibi bir B planınızda olmalıdır. Alternatiflerin olması kişide yaşanacak yoğun kaygıyı azaltır. Çünkü ulaşılmak istenilen hedefin dışında başka planın olması beklenemeyen bir durumla karşılaşınca yaşanacak olan hayal kırıklığının hafiflemesine neden olacaktır ve böylelikle kendilerini daha rahat hissedecektir. Beklentilerinizin gerçekçi olmasına dikkat etmelisiniz. Sınav gecesi kötü sonuçlara düşünerek kendinizi yormayın, olumsuz düşünceler aklınıza geldiğinde dikkatinizi başka alana kaydırın. Uyku düzeninize ve beslenmenize dikkat edin sınav gecesi her zaman uyuduğunuz saatte uyumaya gayret edin erken uyuyacağım diye uykunuz gelmeden yatağa girmeyin. Sınav sizin değerinizi ölçen bir sınav değildir. Kişinin kendini değerli hissetmesi için tek şeyin kişinin kendini koşulsuz sevmek olduğunu her ne durumla karşılaşırsanız karşılaşın kişi kendini kolayca affedilebilmek olduğunu unutmayın. Kendi kıymetinizi geç fark edenlerden olmayın ve hayatınızı sadece sınavla bağdaştırmayın. Hayatın başrol oyuncusunun siz olduğunuzu ve çevrenin sizin başarınızı olumsuz yönde etkilemesine izin vermeyin ve sizi etkileyecek olumsuzluklara kulağınızı tıkayın. Her bireyin sınavla baş etme yöntemi bireye özgü olmalı bunun için uygun yöntem ve teknikleri edinebilmek için uzmana başvurun.”