İki hafta boyunca Trabzon'daki minibüs ile toplu taşıma konusunda kaleme aldığımız yazılar da, yolcuların şoförlerden şoförlerin de yolculardan olan şikayetlerini dile getirdik. Sorunun dolmuşlara yapılan zam olmadığını herkes anladı. Tek sorun müşteri memnuniyeti, araçların Trabzon’a yakışmayacak eskilikte ve konforda olması, koltuk sayısının artışı.
Bu kez yine aynı sektörle ilgili başka bir konuya değineceğiz. Neden bu konuya bu kadar ehemmiyet gösteriyorsunuz derseniz malumunuz geri dönüşlere de duyarsız kalmamak adına diyorum.  
Ekonomik açıdan iyi gitmeyen piyasalarda devlet gelir kazanmak adına önemli hamleler yaparken Türkiye’de 100 binlerce insanı taşıyan özel toplu taşıma araçlarında faturalandırma sistemi nasıl ne şekilde işliyor durakların milyonları bulan alım satım işlerinde futbolcu transferleri gibi görülmeyen vergiler ve benzeri devletin kaçırdığı, üzerine düşmediği sabit esnafın tepesine binerken bu alandaki açığı sorgulamak istemediği bir durum var.

Neredeyse günlük 600 bin TL’yi aşan bir para akışının olduğu bir sektörde acaba faturalandırma sistemi bir otomasyona bağlanarak şoförlerde mal sahipleri de zan altında kalmaktan kurtulur mu?

Bunu da dikkate alınması halinde yani denetlemenin bir sisteme tak kart gibi akbil gibi Şoförler ve Otomobilciler Odası tarafından kayıt altına alınması halinde devlete önemli bir artı kazandıracağı düşüncesindeyim.

Yine yorumlardan bir hadiseyi SGK  İl Müdürümüz Aydın Gedikli ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mazhar Yıldırımhan'ın dikkatine sunmak isterim.

%100 risk grubunda olan şoför olarak çalışan kişilerin bir ihbarı ve şikayeti olarak değerlendirilebilir. Yorumda aynen şunu diyordu okurumuz.
Trabzon’daki 750 dolmuşta çalışan şoför sayısı Trabzon Şoförler ve Otomobilciler Odası'nda kayıtlı çünkü oradan belge alarak bu işi yapıyorlar peki bunlardan kaçı bugüne kadar SGK yapıldı yani kaçının Sosyal güvencesi var muhtemelen bunu yazan bir şoför arkadaşımız. Ve sosyal güvencesi olmadan sabahtan akşama kadar akşamdan sabaha kadar direksiyon sallıyor, belli ki başka iş bulamayacağından da şikayet edemiyor ama biz bu yorumunu bir şikayet bir ihbar veya sorun olarak dile getiriyoruz. Ve soruyoruz 750'yi aşkın minibüste neredeyse tamamında şoför çalışıyor bunlardan kaç tanesi sosyal güvence altında.

ÇİMENTO’DAN CUMHURBAŞKANI HABERDAR

Trabzon çimento fabrikası, kalktı kalkacak, ceza yazıldı yazılacak, mühürlendi mühürlenecek. Ama sözde… Yahu 11 aydır bu fabrika kaçak çalışıyor. Bunu Büyükşehir Belediyesinin en yetkili makamındaki isimler söylüyor. Çalışmaması lazımdı diyor. Ne Büyükşehir ne Ortahisar Belediye Başkanı ne bir milletvekili ne bir vali… Bir tanesi sen ne yapıyorsun kaçak çalışıyorsun demiyor ve dün büyükşehir belediye Meclisi’nde Başkanımız Orhan Fevzi Gümrükçüoglu “Ama bizi mahkemeye verebilir” diyerek Trabzon'u bir fabrika sahibinden çekinen tehdit alan bir halde gösterme cihetine gidiyor.

Fabrika sahibi ben 100 kişi istihdam etmek için adeta kaçak çalıştım derken de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın da bundan haberdar olduğunu onun bilgisi dahilin de yapıldığını söylüyor. Ve ekliyor belediye başkanımızın da bilgisi dahilinde diyor.

Yatırım için harcadığı paraları işçilerin sayılarını açık diyor, daha kendisine kaç kez teşekkür edeceğiz bilemiyorum. Gözümüz yok ama kazandığı paralardan hiç bahsetmiyor neden vergisini Trabzon'a değil Erzurum’a ödediğinden hiç bahsetmiyor. Altı ay sonra bu iş tamam diyor yani altı ay daha ben yasadışı çalışacağım diyor. Sayın Başkan Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu’da bir nevi bunu teyit ediyor işi ayarladıklarının 6 ay sonra taşınacağının mesajını veriyor. Yani bu iş al gülüm ver gülüm gibi gözüküyor.

Peki bir müfettiş gelip de burada kaçak çalışmaya izin verildi mi? Verilmeye devam ediliyor mu? dendiğinde gerek. Biz göz yumduk, Sayın Cumhurbaşkanımızın da haberi var mı diyeceksiniz?

Burada fabrikanın sahibinin yasaya aykırı olarak 11 ay boyunca çalıştırdığı yeri paşa paşa altı ay daha çalıştırırım kimse bana ses çıkaramaz diyebilme cesaretini de taktirle alkışlıyorum. Helal olsun çalışanlarına her şeyi göze alıp sahip çıkıyor!

Ama adalet… Güçlünün adaleti mi, adaletin gücü mü. İşte bunu Trabzon’da sorgulanır hale getirdi bu şehri yönetenler. Cephanelik’te olduğu gibi. Geçen sene Cephaneliğe karşı çıkan meclis üyeleri, Seyfullah Kınalı, Faruk Kanca neredesiniz. Ahmet Yıldız neden sessiz kaldınız.  Bu mu sizin altında toplandığınız partinin ismindeki Adalet!

GÜNÜN SÖZÜ
Ayrıcalıkların sadece eşitlikten doğduğu, vatandaşın yönetime, yönetimin halka, halkın da adalete tabi olduğu bir düzen istiyoruz.