61SAAT HABER SERVİSİ

Gönüllü olarak Şırnak'ın Cizre ilçesine tek doktor olan Murat Kadir Topçu'nun dikka çeken ve üzen açıklamalarını sizler için derledik

'YENİ MEZUN BİRİNİN ÇALIŞMASINA SICAK BAKAMADIM'
Tonya Devlet Hastanesi Başhekimin’in telefonuyla her şeyin başladığını anlatan Topçu, ““Başhekim arayıp “tüm hastanelerin başhekimlerinin arandığını, terör olayları sebebiyle sıkıntılı olan yerlere doktor gönderileceğini, gönüllü varsa o gidecek, gönüllü yoksa yeni mezun doktorlardan hizmet puanı en düşük olan gönderilecek. Herkesi arayıp durumu bildiriyorum. Ne dersin?” diye sordu. Düşünmek ve ailemle istişare etmek için zaman istedim. Eşimle ve büyük 2 oğlumla konuştuk. O şartlarda yeni mezun birinin çalışmasında ki zorlukları düşünüp “Gitmeye” karar verdim” dedi

ŞIRNAK'A GİDİYORUM DEDİM, CİZRE ZATEN ŞIRNAK'TA DEĞİL MİYDİ?
Ailesine göreve gideceğinin anlatmasının zor olduğunu söyleyen Topçu, “Özellikle annemin ve eşimin çok üzülüp çok endişelendiğini biliyordum. Arkada bıraktıklarıma sabır ve metanet vermesini istedim. Zaten anneme söyleyip söylememe konusunda kararsızdım. Eşimin “Söyle, ana baba duası alarak git, iyi olur” demesi üzerine söylemiştim zaten. Ve tabii en küçük oğlumun ispiyonlaması ile zorunlu olarak söylemiştim. Onlarla konuşurken Şırnak demiştim gideceğim yere. “Olaylar yok orası sakin demiştim” Cizre olunca bunu söylemedim. Yine Şırnak’tayım dedim. Zaten Cizre Şırnak’ta değil miydi?” ifadelerini kullandı.

YOLCULUK BOYUNCA STRES

Görev yeri olan Cizre’ye gidişi sırasında yaşadığı endişeleri anlatan Topçu, “İdil girişinde biz gelmeden önce yola döşenen bombanın patlaması sonucu polis aracı kaza yapmıştı. Silahlı çatışma ihtimalinin olması sebebiyle epeyce bekletildik. Sonra ön ve arkamıza iki zırhlı araç verdiler. Şoförlere “Polis araçlarına saldırı ihtimali yüksek. Hızla yola çıkıp öndeki aracı takip edin. Sakın fazla yaklaşmayın.” demeleri ekipte huzursuzluğu artırdı. Hızla yola çıkıp İdil Devlet Hastanesine ulaştık” şeklinde konuştu.

HABERLEŞME WHATS APP'TAN

WhatsApp grubu üzerinden haberleştiklerini söyleyen Topçu, “Haberleşmemiz kurulan “Whatsapp” grubu üzerinden oluyordu. “Yaralı geliyor” şeklinde mesaj atılınca herkes acil önünde hazır halde bekliyordu. Yaralı sayısı birden fazla ise o kadar sayıda oda hemen en kötü senaryo için hazır hale getiriliyordu. Yaralı geldiğinde hemen hızlıca müdahale ediliyordu. Bu organizasyon orada kaldığım süre içinde saat gibi işledi çok şükür. Yaralı asker ve polislere hızlı ve etkili tedavi yapıldı” dedi.

"ŞEHİDİMİZ VAR TONYA" DEDİ, GÖZ YAŞLARINA BOĞULDU

Görev süresince bir şehide mühadele ettiklerini ve yaşadığı acıyı anlatan Topçu, “Nöbet ertesi odama gidip birkaç saat uyuyup tekrar acilin önüne indim. Polislerle muhabbet ederken birden “Kafadan ağır yaralı geliyor” mesajı geldi. Hemen acile girdik. Eldivenleri giyip 2. bir odayı da olası diğer yaralılar için hazır hale getirdik. Gergin bekleyiş uzun sürmedi. Sedye üzerinde etrafında en az 5-6 kişi tarafından hızla ve bağırmalar eşliğinde yaralımız getirilip acil müdahale odasına alındı. Kardeşimiz aslında “Şehid” olarak getirilmişti. Ne yapsak geri gelmeyecekti ama çok uğraştık ekip olarak. Sonra biz de kabullendik şehadetini. Odama çıkıp hüngür hüngür ağladım. Trabzon’da çalıştığım Tonya Devlet Hastanesinde ki whatsapp grubumuza zorlukla “ŞEHİDİMİZ var Tonya” diye yazabildim ve ağlamaya devam ettim. Benim Cizre’de kaldığım süre içinde toplam 4 yiğit kardeşimiz Şehid olmuştu.” diye konuştu.

YARALI POLİSİN GÖREV AŞKI
POLİS, "HARİTAYI KATLAYINCA TRABZON'A DENK GELİYOR, ONDANDIR"
Hastaneye yaralı gelen polisin ‘Beni bırakın, bende bir şey yok, ben görev yerime gideyim’ sözlerini anlatan Topçu, “Bomba patlaması sonucu savrulup sırt üstü düşen ve getirilen bir polis vardı. Geldiğinde uyanıktı. Oturdu. Elinin içi daha önce yaralanmış ama kimseye dememiş, etrafta bulduğu bezlerle bağlamıştı. Oturunca “Beni bırakın, ben de bir şey yok, ben görev yerime gideyim” diye tutturdu. Düşme sonucu sağ tarafta kaburgaların olduğu bölgeye dokundurtmuyordu. Eline pansuman yaptık. Akciğer ve kaburgalar için röntgene gönderecektik. Bırakın beni, gideyim, ben de bir şey yok diye tutturdu. Sakın rapor falan da vermeyin diye ekledi. Odanın içi zaten ana baba günü gibi, bir dünya adam var. Ortam gergin, havanın yumuşaması lazım. Yaralıya” Abi sen Trabzonlu musun diye sordum. Herkes bir anda sustu. Bana dikkat kesildi. Amacıma ulaşmıştım. “Abi senin gibi rahatsızlar ancak Trabzon’dan çıkar, Allah aşkına bir sus bir dur da işimizi yapalım” dedim. Gergin hava dağıldı, yüzlerde tebessüm oldu. “Ben Antepliyim hocam. Haritayı katlayınca Trabzon’a denk geliyor yeri, ondandır” deyince hepimiz güldük. Neyse ki röntgen sonucu akciğerde hasar ve kırığı yoktu. İstemese de ilaç verip 5 gün istirahata zorla ikna edip gönderdik” dedi.

'SÜNNETSİZ ÖLÜ TERÖRİSTLER VARDI'

Topçu, sünnetsiz çok sayıda ölü teröristi otopsi yaptığını anlatarak, “Orada olduğum sürede 200 civarı terörist öldürüldü. 120 civarı kişiye otopsi yapıldı. Bunların 30 tanesinin Otopsisini bizzat ben yaptım. Bu 30 otopside genel olarak şunları gördüm. Bir tanesi 18-20 yaşlarında, bir tanesi 35-40 yaşlarında diğerleri 20-30 yaş aralığında idi. 5 veya 6 tanesi kadındı. Bir kişi “Sünnetsiz” idi. Yan tarafta yapılan otopsilerde iki kişi daha sünnetsiz çıktı. Yaklaşık 80 otopsiye giren birine sormuştum “sünnetsiz var mı aralarında” diye. “6 veya 7 tanesi sünnetsizdi” demişti. Ben de kendi gözlerimle Türk veya Kürte benzemeyen sünnetsiz cesetleri görmüş oldum” dedi.

YABANCI SAVAŞÇILAR ŞEHİR EFSANESİ DEĞİL
Yabancı savaşçılar söyleminin şehir efsanesi olmadığını söyleyen Topçu, “Bu yanmış bedenler nasıl oldu, tank atışı sonucu mu?” diye savcıya sordum. Tank atışı yapılmadığını, zaten tank mermisi isabet etse yakıp geçeceğinden ortada ceset falan kalmayacağını söyledi. Bu yanmış cesetlerin teröristler tarafından kendilerince yakıldığını, bunların muhtemelen kendi “Lider” kadrolarına ve “yabancı ülke vatandaşlarına” ait olduğunu söyledi. Bu kişilerin tanınmaması için böyle yaptıklarını belirtti. Yani yabancı savaşçılar söylemi şehir efsanesi değildi” dedi.

Kaynak: dernekpazarim