Pekşen mesajında; "Çanakkale’de 102 sene önce büyük bir destan yazarak, cansiperane bir direnişle vatanın düşman tarafından işgal edilmesini izin vermeyerek, adını tarihe altın harflerle yazdıran başta Büyük Önder Gazi Mustafa Kemal Atatürk olmak üzere, aziz şehitlerimizi, kahraman gazilerimizi ve fedakar milletimizi saygı, minnet ve rahmetle anıyorum.
Çanakkale Zaferi, Türk milletinin kaderini değiştiren tarihi bir zaferdir. Bu destansı direniş Türk milletinin tarihinde büyük bir dönüm noktasıdır. Bu büyük zaferle birlikte, 20. yüzyılda emperyalist güçlerin ülkemizi işgal ve parçalama planları bozduğu gibi, Kurtuluş Savaşımıza giden yolun temelleri de atılmıştır.

Çanakkale Zaferi, tarihe "ÇANAKKALE GEÇİLMEZ" sözü ile yazılan büyük bir destanın, Türk bağımsızlık savaşının temellerinin atıldığı, yokluk ve yoksulluk içinde, bütün imkansızlıklara karşı, çelikten ordularıyla gelen işgal güçlerine karşı evlatlarını, kocalarını, cepheye gönderen bir milletin destansı zaferidir. Bu büyük destan Türk milletinin vatan ve özgürlük sevdasının göstergesidir.

Çanakkale’de emperyalist güçlere karşı kazanılan bu zafer, dünya tarihinin akışını değiştirmiş ve emperyalizm tarafından ezilen mazlum milletlere direniş ve bağımsızlık yolunda rehber olmuştur.

Ancak, 102 yıl önce hedeflerine ulaşamayan emperyalist güçler, bugün ülkemizi ekonomik, siyasi ve kültürel olarak işgal ederek bu hedeflerine ulaşmışlardır. 
Atatürk’ün Gençliğe Hitabe’de, “ İstiklâl ve cumhuriyetine kast edecek düşmanlar, bütün dünyada emsali görülmemiş bir galibiyetin mümessili olabilirler. Cebren ve hile ile aziz vatanın kaleleri zapt edilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir. Bütün bu şeraitten daha elim ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde bulunabilirler. Hatta bu iktidar sahipleri şahsi menfaatlerini, müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit edebilirler. Millet, fakr-ü zaruret içinde harap ve bitap düşmüş olabilir.” diyerek Türk milletini uyardığı bu işgal durumu, Çanakkale Zaferi’nden 102 yıl sonra AKP iktidarı eliyle gerçek olmuştur.

Emperyalist güçler, 102 yıl önce çelikten ordularıyla yapamadıklarını bugün AKP iktidarıyla başarmışlardır. Ülkenin bütün ekonomik varlığı; stratejik kurumları, fabrikaları, yeraltı ve yerüstü zenginlikleri, ormanları, yaylaları, akarsuları uluslararası şirketlerin eline geçmiş; halk işsizlik, yokluk ve yoksulluk sarmalına itilmiş, ordusu kumpaslarla zindanlara atılmıştır. Bugün iktidar sahipleri kendi şahsi çıkarları için her türlü hukuksuzluğa başvurmaktadır.

Türk milletine dayatılan, emperyalist ülkelerin projesi olan Anayasa değişikliği de Türkiye’yi parçalamanın ve milleti bölmenin son adımı olarak önümüze konulmuştur.
İçinde bulunduğumuz durumda Türk milleti, 102 yıl önce Çanakkale’de olduğu gibi ayağa kalkmak ve yeni bir destan yazmak göreviyle karşı karşıyadır.

İşte bu şartlar altın Türk milleti, 16 Nisan’da ayağa kalkarak, vatanın işgaline, milletin bölünmesine karşı güçlü bir HAYIR diyerek yeni bir destan yazacaktır."