Trabzon’da bir otelde düzenlenen sempozyumda konuşan KTÜ Tıp Fakültesi Farabi Hastanesi Başhekimi Prof. Dr. Tevfik Özlü, hasta haklarının geçmişten günümüze var olan sonradan ortaya çıkmamış haklar olduğunu hatırlattı. Prof. Dr. Tevfik Özlü konuşmasında “Hasta derde düşmüş derman arayan kişidir. Ağrısı var korku içerisinde, ölecekmiyim kaygısı var. Veya hasta yakınları bir çok şikayetle hastaneye geliyorlar, hastalarının durumu hakkında endişe içerisinde bekliyorlar. Ne olacağı belli değil, hayatta en sevdiğiniz varlığı birilerinin eline emanet ediyorsunuz. Dışarıda nöbet tutuyorsunuz gözünüze uyku girmiyor, aklınızdan başka bir şey geçmiyor. Böyle bir pozisyonda düşündüğümüz zaman hasta haklarının, kendimiz için, başkaları için ne kadar vazgeçilmez olduğunu o zaman anlayabiliriz. Hekimler bu haklara başkalarının hakları olarak değil kendi haklarımız gibi sahip çıkmalı. Hastalarla hastane çalışanları, hastane sahipleri ayrı taraf değillerdir. Bizim amacımız hastaları iyi etmek şifa vermek onların da amacı şifa kazanmak. Dolayısıyla ikimiz de aynı amaç için mücadele ediyoruz” dedi.

Hastanın sağlık hizmetinin kullanıcısı olan kişi olduğunun sağlık yöneltmeliğinde belirtildiğini ifade eden Özlü “Geçmişte hasta hakları bir hayır hizmeti olarak sunulurdu. Varlıklı olan kişiler vakıflar yoluyla, şifahaneler açmışlardır. Bunların Sivas, Kayseri, Edirne ve Bursa’da örnekleri var. Hastalar buraya geldiklerinde tedavi olur, tedavisi bittikten sonra onu geri götürecek bir hayvan sağlanır. Yolluğu hazırlanır, azığı verilirdi. Buralara Şifahane denirdi, bakın hastane değil. Hastane lafı rahatsız edici bir laftır. Şimdilerde ise hastaneye gelen bir hastaya hastane çalışanları bundan kaç puan kazanırız, kaç para kazanırız gözüyle bakıyor. Sağlık hizmeti de artık parayla alınır biz hizmet oldu maalesef” şeklinde konuştu.

Hasta haklarının hekim haklarıyla paralel olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Tevfik Özlü, şunları söyledi:
“Hastalar hekimlerden veya hastanelerden, en ucuz, en uygun ve en kısa sürede sonuç veren tedavi yöntemini uygulamasını bekler. Bu hastaların en doğal haklarından biridir. Bunun haricinde hastalığı hakkında bilgi edinmek, hekim seçebilmek, özel hayatını gizlenmesini talep edebilmek ve modern binalarda tedavi görmeyi istemek gibi haklara sahiptir. Bu hakları hastalara sunacak kişiler ise hekimlerdir. Hekimler verdikleri hizmet sonrasında huzurlu olabilmeleri için bu haklara saygılı olmak durumundalardır. Hastanın hakları hekimleri bağlar ama hekim hakları hastaları ilgilendiren bir durum değildir. Hekim haklarını bağlı oldukları kurumlardan talep ederler. En uygun tedaviyi uygulamak için en modern binalarda çalışmayı talep edebilirler. Hiçbir kurum SGK bile hekime bu ilacı yazma diyemez dememeli. Eğer hasta o ilaçla iyi olacaksa pahalı da olsa ucuz da olsa o ilacı yazmalı. En uygun şartlarda tedavi edebileceği kadar hasta tedavi etmeli. Ancak bu performans sistemi hekimleri zorluyor. Hiçbir hasta günde yüzlerce hasta muayene etmiş bir hekime görünmek istemez. O hekim yorgunlukla doğru teşhisi koyamayabilir, insanız sonuçta. Özetleyecek olursak, hasta haklarını bu güne kadar düzenleyen kişiler hekim örgütleridir. Dolayısıyla hasta haklarının gelişmesi düzenlenmesi hekimlerin lehinedir. Hekim haklarının gelişmesi de hastaların lehinedir.”

Konuşmasının ardından İl Sağlık Müdürü Uzm. Dr. Kemal Süleyman tarafından Prof. Dr. Tevfik Özlü’ye teşekkür belgesi verildi.