Konuyla ilgili bilgiler veren Opr. Dr. Acuner, bademcikler (tonsil) ve geniz etinin (adenoid), lenfoid doku denilen ve vücudun bağışıklık sisteminde rol oynayan organlardan ikisi olduğunu hatırlattı. Bademciklerin dilin hemen arkasında ve dil kökünün iki yanında, geniz etinin ise geniz denilen yumuşak damağın arkasında ve burun arka deliklerinin hemen arkasındaki boşlukda yerleştiğini kaydeden Acuner "Çoğu zaman bademcik ve geniz eti alınan kişilerde bağışıklıkla ilgili hiç bir olumsuz durum olmamaktadır. Çünkü bademcik ve geniz eti alındığında bu görevleri vücudun karaciğer, dalak, kemik iliği gibi diğer organları da tam ve eksiksiz olarak yerine getirebilmektedir. Özellikle geniz eti ameliyatı için yaş sınırlaması yoktur ve doğumdan itibaren yapılabilir. Bademcikler için çocuğun üç yaşına gelmesi veya 18 kilo civarlarında olması beklenebir. Ama daha küçük yaşlarda mecbur kalınıp ameliyat olan çocuklarda dahi vücudun bağışıklık sisteminde bir eksiklik saptanmamaktadır" dedi.

Bademcik iltihabının bazı sorunlara yol açabileceğine dikkat çeken Dr. Acuner, "Bademcikler ve geniz eti hem infeksiyonlara hemde büyüklüklerine bağlı olarak bazı sorunlara yol açabilirler. Geniz etinin daha çok çocukluk çağının problemi olmasına rağmen bademcikler hem çocuklarda hem de erişkinlerde hastalık yapabilmektedir. Sık geçirilen infeksiyonlar, hem hastanın günlük yaşamını etkiler, hemde sık sık ilaç kullanımına neden olur. Ancak geçirilen infeksiyonların (iltihapların) en önemli sonuçları, kalp kapakçıkları, eklem ve böbreklerin risk altında olmasıdır. İnfeksiyonları dışında bademcikler ve geniz etinin büyüklükleri de önemli sonuçlara yol açar. Bademciklerin büyük olması; yutma, beslenme ve konuşma sorunları yapar. Ayrıca bademcik üzerinde biriken yiyecek ve doku artıkları ağız kokusu ve hijyen bozukluğuna neden olur" diye konuştu.

Geniz eti dokusunun büyük olması herşeyden önce burun tıkanıklığına yol açtığını kaydeden Dr. Özcan Acuner "Bu hastalarda ağzı açık uyuma ve horlamaya neden olur. Burun, solunan havanın ısısını ve nemini ayarlar ve bazı zararlı partikülleri tutar. Bu nedenle ağız solunumu yapan hastalarda bazı solunum yolu problemlerine yol açar. Geniz eti ayrıca şu problemleri oluşturur: Orta kulakta havalanma bozukluğu ve buna bağlı kulak zorunda çökme, işitme kaybı ve iletişim bozukluğu. İşitme kaybı bazen anne-babanın farkedemeyeceği seviyede olur ancak sıklıkla da hastayı doktora götüren ilk sebeptir" şeklinde konuştu.

"HASTALAR BADEMCİK ALINDIKTAN SONRA HİÇ BOĞAZ AĞRISI OLMAYACAĞI BEKLENTİSİNE GİRERLERSE YANILABİLİRLER"

Geniz akıntısı nedeniyle boğaz iltihabı (farenjit), öksürük ve alt solunum yolu problemleri, baş ağrısı, sinüzitin tedavisi ile ilgili de bilgi veren Dr. Acuner, şunları söyledi:

"Bademcik ve geniz etinin akut iltihaplarında tedavi genellikle ilaçlardır. İlaç olarak en sık antibiyotikler, ağrı kesiciler ve eğer alerjik faktörlerde düşünülüyorsa antihistaminiklerdir. Ciddi problemlere yol açmayan ve sık infeksiyona yol açmayan bademcik ve geniz eti ilaçlarla tedavi edilmesine rağmen, bazen bademcik ve geniz etinin alınması gerekir. Hangi durumlarda alınması konusunda karar vermek, bazen kolaysa da bazen hastayı belli bir süre takip etmeyi gerektirir. Ameliyata karar verilmesine neden olan durumlar ise; sık sık infeksiyon geçirilmesi. Genelde kabul edilen durum, birbirini takip eden yıllarda, senede 3 veya daha infeksiyon geçirilmesidir. Tek bir yılda ise 5-7 arası enfeksiyon geçirilmesi gereklidir. Bademciklerde infeksiyon olmasada yutmayı zorlaştıracak kadar büyümesi, dokusunun tek taraflı büyümesi, ağız kokusuna neden olabilecek şekilde sık sık birikim olması, geniz eti dokusunun nefes almayı bozacak kadar büyümesi. -Orta kulak iltihabı (otitis media) ve işitme kaybına neden olması. Sık sık sinüzit ve alt solunum yolu problemlerine neden olması durumlarıdır."

Ameliyat için kesin bir yaş sınırı olmadığına dikkat çeken Dr. Acuner, " Hastaya verdiği zarara göre karar verilir. Sık kabul edilen durum tonsil ameliyatı için hastanın 3 yaşını doldurmasıdır. Geniz eti alınması ise 1 yaşında dahi yapılabilir. Birçok kez çocuk büyüsün diye beklemek hastaya zararlı olabilmekte ve tedavi başarısını düşürmektedir. Bademcikl için bazen lokal anestezi yapılmasına rağmen geniz eti dokusunun alınması genel anesteziyi gerektirir. Bademciklerin alınması uygun kesi ile etrafındaki kapsül ile birlikte çıkarılması şeklinde olur. Geniz eti ameliyatı ise büyümüş dokunun genizden kazınarak alınması şeklindedir ve her iki ameliyatta ağız içinden yapılır. Dışardan, danmaktan veya ciltten bir kesi yapılmaz ve bademcik ve geniz etleri aynı anda ameliyatla alınabilir. Ameliyat süresi genellikle kısadır ve 30-60 dk arasında değişir. Ameliyat sonrası genellikle hastanede yatmak gerekmez. Bazen özellikle kanama riski açısından 1 gece hastanede kalınması gerekebilir."
Her ameliyat gibi bademcik ve geniz eti ameliyatlarının da risk ve komplikasyonları olabileceğini anlatan Dr. Acuner, açıklamasını şöyle sürdürdü:

"Lokal veya genel anestezi her zaman için bazı riskler taşır. Ancak anestezi teknik ve ilaçlarındaki gelişmeler her geçen gün bu riski azaltmaktadır. Bunun dışında en sık görülen komplikasyon kanamadır. Bazen ciddi boyutlara ulaşabilmesine rağmen, dikkatli ve titiz bir çalışma ve hastanın uygun takibi ile bu problem nadir görülmektedir. Özellikle erişkin hastalarda olmak üzere ağrı hastayı en çok rahatsız eden durumdur. Ameliyat sonrası farenjit oluştuğuna dair inanış vardır. Bu yanlış bir düşüncedir. Hastalar bademcik alındıktan sonra hiç boğaz ağrısı olmayacağı beklentisine girerlerse yanılabilirler. Mevcut farenjitin bademciklerin alınmasıyla bir ilgisi yoktur. Dolaysıyla bedemcikleri alındığı için daha sık farenjit olur düşüncesi doğru değildir. Ameliyattan sonra en çok uyulması gereken kurallar beslenme ile ilgilidir. Özellikle ilk 3 günde kanama olasılığı daha çok olduğu için soğuk ve sıvı gıdalar seçilmelidir. Bu nedenle soğuk süt, çorba, meyve suyu, muhallebi, dondurma gibi besinler idealdir. 7. günden itibaren yavaş yavaş normal gıdaya geçilir. Hastanın ağrı nedeniyle birşey yemek istememesi ağrının devamına neden olur. Mutlaka bol miktarda sıvı alınmalıdır. Ameliyattan sonra hafif ateş olması beklenen bir durumdur. Yeterli sıvı alınması ve ateş düşürücü ilaçlarla genellikle normale döner. Bazen hastalar ameliyattan birkaç gün sonra doktora başvurarak bademcik bölgesinde iltihap geliştiğinden yakınırlar. Bu genellikle bademcikler alındıktan sonra o bölgede beyaz bir örtü oluşturan iyileşme dokusunun hastayı yanıltmasıdır. Bademciklerin yerindeki bu beyaz renkli örtü tamamen normal pembe renkli mukoza halini alıncaya kadar iyileşme devam etmektedir."