MHP Trabzon İl Başkanı Muammer Demeli, katıldığı bir  televizyon programında Trabzon ve Trabzonspor ile ilgili açıklamalarda bulundu.

İŞTE O AÇIKLAMALAR
 
BÜLENT ARINÇ’IN BEBEK KATİLİNE SEKRETERYA SÖYLEMİ
Bu çıkış Bülent arınç için ilk değil. Her zaman böyle çıkışları olan biri, gerek partisi ve Türk Milleti tarafından eleştirilen, sürekli bu tür yanlışlar yapan bir yapıya sahip biri. Bu Bülent Arınç’ın kısa tarifi. Bülent Arınç bundan daha  önce Akp kadın milletvekillerinin altı tanesinin mecliste başörtülü olduğunu söylemiştir. Başörtüsü Türk kadınının tacıdır. Kesinlikle kimsenin karşı çıkmaması, takan insana saygı duyması gereken bir taçtır. Milliyetçi Hareket Partisi bu konuda gerekli önlemlerini almıştır, gerekli tenkitlerini de yapmıştır. Bülent Arınç meclisteki altı tane bayanın baş örtüsünün onların şeref örtüsü olduğunu söyledi. Benim bildiğim kadarıyla mecliste yetmiş küsür bayan milletvekili var. Ben öyle hatırlıyorum. Altı tane bayan milletvekili baş örtülü de, diğer  başörtüsüz olan bayan milletvekilleri baş örtüsü takmıyor diye ne duruma geliyor bu durumda ? Bunu insanın dili söylemek istemiyor. Başörtüsü kimsenin tekelinde değildir. Başörtüsü bizim namusumuzdur. Bizim hassasiyetimizdir. Aynı Bülent Arınç şimdi bebek katiline sekreterya gerek diyor. Bunu sadece o söylemedi ona söylettirildi. Yahu oldu olacak gelin şu Abdullah öcalanı güzel bir villaya yerleştirin, yanına memurlarını koyun, başkan yapın. Oldu olacak bunu da yapın eğer cesaretiniz varsa tabi bunu yapmaya. Bu bana göre tamamen dengesiz, bilinçsiz, şuursuz söylenmiş bir sözdür. Böyle bir şey olduğunda Milliyetçi Hareket Partisi’nin ve Türk Milleti’nin tepkisi çok farklı olacaktır. Bir denesinler de görelim.
 
BİN ODALI SARAY
Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılan ki bu orman çiftliğinin hemen hemen yarısını yok eden bir saray. Atatürk Orman Çiftliği’nde yapılması bile rastlantı değil. Atatürk Orman Çiftliğinin hemen yanında kıraç, ağaç olmayan iki tane tepe var. Aralarında iki yüz metre mesafe var veya yok. Neden bu tepelere kurmadılar da geldiler Atatürk Orman Çiftliğinin yarısına kurdular? Burada amaç belli. Burada amaç Atatürk Orman Çiftliğinden “Atatürk” İsmini kaldırmaktır. Bakın bu bina yeterli değil diyorlar. Bu binaya ek 300 odalı bir misafirhane yapacaklar, cami yapacaklar vs. Yani Atatürk Orman çiftliğini tamamen ortadan kaldıracaklar ak çiftlik yapacaklar. Biz ona ak saray demeyelim de ak çiftlik diyelim. Gerek var mıydı ? Eğer doğruysa ki mutlaka doğrudur. Bu sarayın bugün ki haliyle 700 bin lira aylık elektrik parası. Benim aklıma şu soru geliyor. Günah değil mi ? Bu ülkenin bu gereksizliği kaldıracak gücü var mı? Bu ülkede açlık sınırı belli bir noktaya dayanmışken, bu ülkede asgari ücretle çalışanların sayısı bir hayli fazlayken böyle bir israfa, böyle bir harcamaya gerek var mıydı? Yarın buraya ek yapıldığında bu elektrik masrafı aylık bir milyonu bulacak. Bu bir milyon parayla, iki bin lira maaşla beş yüz tane öğretmenimiz çalışır. Ama dikkat edin aylık bir milyon. Bu parayla asgari ücretle bin kişinin üzerinden insan istihdam edilirdi. Bu parayla fabrika yapılırdı, okul yapılırdı, devletimizin hizmet alanlarından herhangi bir yerine harcanabilirdi. Ama bu bir şahsın lüksü için harcanıyor. Bu bin odalı saray cumhurbaşkanı sarayı olarak yapılmadı. Yarın kafalarındaki başkanlık sistemi oturduğunda kullanılacak olan bir üs durumundadır. Ama bugün ne yazık ki bekir bozdağ diye bir bakan çok öncelerden misafirhane mahiyetinde yapılan pembe köşk ile eşdeğer kıldı. Bu adam Türkiye’de bakanlık yapıyor.
 
SAHİL YOLU
Sahil yolu projesi dönemin Bayındırlık Ve İskan Bakanı Sayın Koray Aydın tarafından projesi yapılan, onaylanan  ve yapımına başlanan bir projedir. Bitimi Akp hükümetine rast geldi ve sahiplendiler. Yahu hiç olmazsa açılışını yaparken bu insanı da buraya çağırın kendisine bir teşekkür edin. Çağırmadınız bari bir metin yayınlayarak teşekkür edin. Hiç mi vicdanınız yok  Sahil yolunda Bakanımız Sayın Koray Aydın’ın düşündüğü projedeki peyzaj şuan olduğu gibi değildi. Çok daha farklı, çok daha güzeldi. Bu sahil yolunda değişikliklere gittiler ve bu yolu bugün ki duruma getirdiler. Ne kadar hırpalasalar bile bu yol kendini gösteriyor. Emeği geçen her kimse varsa camiam adına teşekkür ediyorum.  Çünkü bu Trabzon’a bir hizmettir. Trabzon’a hizmet bizim sevdamızdır.
 
ÜLKENİN DOĞUSUNDAKİ KARIŞIKLIKLAR
İç İşleri Bakanlığının bütçe görüşmeleri yapılırken Antalya Milletvekilimiz Sayın Mehmet Günal Bakan Efkan Ala ile konuşurken “ Sayın Bakanım peşmergeler sınırdan geçerken “Biz kürdastandan girdik ve büyük kürdistana geçtik “ diye söylüyorlar. Türkiye’de kürdistan mı var ? “ dedi. Bakan cevap vermeden evvel  hasip kaplan “ Siz hala orada mısınız ? “ diyerek dalga geçerek bir cevap verdi. Türkiye’de tabiki kürdistan var. Siz hala bunu kabul etmediniz mi, kabul etmek zorundasınız diyor. Bunu diyen TBMM’de grubu olan bir milletvekili.  Ve iki milletvekili orada tartışıyorlar. Burada Antalya Milletvekilimiz Mehmet Günal “Ülke bölünmez bir bütündür, kürdistan burada yoktur. Ülkenin ismi Türkiye Cumhuriyeti Devleti’dir. Bu sınırlarda kürdistan diye bir şey söz konusu  değildir. “ diyor ve hasip kaplan orada var olduğunu iddia ediyor.  Burada bizi üzen konu şu . Orada bir İç İşleri Bakanı var. Bu konunun muhatabı o. Cevap vermesi gereken o . Orada çıkıp da hasip kaplan denen adama “Sen ne diyorsun be adam. Saygısızlık yapma, Türkiye’de kürdistan biye bir şey yok” demesi gerekirken , o hiçbir şey yapmadı, sırıtarak koltuğuna yaslandı durdu. İşte Türkiye’nin acı reçetesi bu .  Bu saygısız sözleri sarf edenler yakın zamanda  mecliste “kürdistan topraklarında çıkan yer altı zenginlik kaynaklarından kürt halkı nasibini almalıdır” demedi mi ? O meclis başkanı onu niye susturmadı ?  O milletvekilleri niye ona karşı çıkmadı ? onları yuhalayanlar, onlara karşı çıkanlar hep Milliyetçi Hareket Partililer mi olmalı ? Ben buradan Akp’ye oy veren kardeşlerimize sesleniyorum: “ Bu sahne, bu görüntü sizi hiç mi rahatsız etmiyor ? Bu cümleler sizi hiç mi rahatsız etmedi ? . Türkiye’de olup bitenleri, gündemi iyi takip edin, iyi analiz edin. “

Bir de şu var. Türk Milleti’ni asıl uyandırmamız gereken bir konu var. pkk,kck,pyd,hdp bir şey istiyor.  İstedikleri de belli, açıklıyorlar. “Biz sizden anadilde eğitim istiyoruz. Biz Sizden federasyonumuzu istiyoruz. Bir de Abdullah öcalana özgürlük istiyoruz.” Diyorlar. Peki biz ülke olarak, hükümet olarak, yürütme olarak onlardan ne istediğimiz belli mi ? Biz pkk dan ne istiyoruz ?  Sadece silahları bırakın lütfen mi diyoruz ? Şimdi biz onlara “ Anadilde eğitim vermeyiz, böyle bir şey mümkün değildir; size federasyon kurdurtmayız, bu sınırların adı Türkiye Cumhuriyeti’dir diyor muyuz ?  veya diyor muyuz apoya özgürlük vermeyeceğiz diye ? Ne istediğimiz belli mi ? Böyle bir barış olur mu ? Böyle bir çözüm olur mu ?  Hep biz mi vereceğiz ? Soruyorum hep biz vermeden bu çözüm sürecini sonlandırabilir miyiz ?  Çıksınlar yiğitçe, erkekçe biz şunu vereceğiz ya da vermeyeceğiz desinler . Neymiş efendim, silahlarınızı bırakın çıkın. Yahu bırakın Allah aşkına bunu daha önce demediniz mi ? bırakıp çıktılar mı ? 6-7 Ekim’de olan olaylar nedir ? orada bir sürü vatandaşımız hayatını kaybetti . Bunun sorumlusu MHP midir ? Bunun sorumlusu Akp değil midir ?
 
AKP HÜKÜMETİ HER SEÇİMDE BİR DÜŞMAN YARATIR
Akp hükümeti her seçimde bir düşman yaratır.  En son 30 Mart mahalli idareler seçimlerinde yarattıkları düşman paralel yapıydı. Adını “paralel yapı” koydular.  Şimdi ben merak ediyorum 2015’te bunlar hangi düşmanı yaratacaklar acaba.  Bu düşmanın adına ne diyecekler. Her dönemde bu şekilde mağduru oynuyorlar. Kim ne derse desin akp artık çökmeye başlamıştır.

TRABZONSPOR VE ŞİKE SÜRECİ
Bu sezon Trabzonspor’un çok güçlü bir takımı var. On bir kişilik kadroyla sahaya çıktığında, dışarıda kalan oyuncularla da güçlü bir takım kurabiliyor. Önemli olan bu takımı oynatabilmek. Bu Vahid hoca ile olmadı. Oynanan on maçta alabileceğimiz en kötü sonucu aldık. Böylesine kaliteli bir takım varken sonucun kötü olması  şaşırtıcı. Demek ki bir yerde bir arıza var . Yönetimde bunu göze alarak teknik adam değişikliği yaptı. Ersun Yanal gerçekten kendini kanıtlamış bir teknik adam. Henüz bir şey söylemek için erken ancak başarılı olacağını düşünüyorum. İnşallah güzel şeyler olacak. Olmalı da zaten. Çünkü Trabzon, Trabzonspor ile nefes alıyor. Bizim insanımız ekonomiyi , yatırımı, açlığı hiçe sayıyor. Trabzonspor’u her daim ön planda tutuyor.
Biz yıllardır söylüyoruz. Çalınan kupa eski başbakan, mevcut cumhurbaşkanı sayın Tayyip Erdoğan’ın elindedir, evindedir. Daha ne söyleyelim. Aziz Yıldırım’ı da o koruyor. Bu ülkede bir kişi için bir akşamda kanun çıkarıldı. Şike ya da Aziz Yıldırım ne ki ? Daha kupanın nerede olduğunu, Aziz Yıldırım’ı kimin koruduğunu sormaya gerek var mı ?

AKP İLE MÜSLÜMANLIKTA ÇALMAK ARTIK MÜBAH OLDU
Akp’ye oy veren kardeşlerim Allah rızası için gündemde olup bitenleri analiz etsinler. İzlesinler. Kime oy veriyorlar, hırsıza mı oy veriyorlar, talancıya mı oy veriyorlar bunu görsünler. Ama artık öyle bir şey oldu ki hırsızlık bunlar için çok da günah değil. Çalıyorlar ama hizmet  de ediyorlar düşüncesi var. Akp ile Müslümanlıkta çalmak mübah oldu. Allah bunları ıslah etsin.
 
TRABZON’A YAPILANLAR,YAPILMAYANLAR

Bu hükümet 12 yıldan fazladır iktidarda . 57. Hükümet vardı üç partiden kurulan. Bu 57. Hükümet döneminde Trabzon’da sahil yolu projesi yapıldı. Yine bu hükümet döneminde tanjant projesi vardı. Bu tanjant projesi de iyi biliyorsunuz ki Necmettin Karaduman ile başlamış ne yazık ki Atapark’ta kalmış bir projenin   57. Hükümet döneminde nerelere kadar geldiğini herkes biliyor. Çok büyük mal ve can kaybına neden olan depremin olduğu, devlet ekonomisin çok güçlü olmadığı ve devlet hasılasının büyük bir bölümünün oraya aktığı dönemde, bakın üç buçuk yıllık bir süreçten bahsediyoruz. Bu süreçte bu imkanlarla Trabzon’a yapılan hizmetlerdi bunlar. Kim tarafından yapıldı. O zamanın Bayındırlık Ve İskan Bakanı Sayın Koray Aydın tarafından. Şimdi ben şunu soruyorum. TOKİ binalarını bir yana koyalım çünkü orası müteahhitlik alanı oldu hizmet alanı değil. Trabzon’a bu on iki yıllık dönemde ne yapıldı ? Hep ötelendik. En sonunda bir Akyazı projesi başladı. Yapılıyor bir gayret gösteriliyor. Yapandan Allah razı olsun.

Bugün Trabzon’da Yıldızlı’nın hemen yanında Yıldızlı’yı yok eden bir yonca kavşak yapılıyor. Söylemlere göre bu kavşak stattan çıkan taraftarları batıya gönderecek olan bir kavşak başka hiçbir özelliği yok. Bu kavşağın maliyeti de 800 bin dolar. 800 bin dolar oraya harcanacağına daha sade ve basit bir proje ile yapılsaydı ve o 800 bin dolar ile Güney Çevre Yoluna başlansaydı ne olurdu ? Güney Çevre Yolunu Samsun bitirdi. Ordu Bitirdi. Giresun yarıladı. Rize bitirmek üzere Gümüşhane’de güney çevre yolu başlandı. Vicdanınız hiç mi sızlamıyor. Sebebe bak maliyeti çok yüksekmiş. Maliyeti yüksek ise sen bu yonca kavşağını niye yapıyorsun kardeşim. Yapma yonca kavşağını daha sade bir şey yap Yıldızlı’yı yok ediyorsun. Oradaki insanları mağdur ediyorsun. Oraya harcayacağın 800 bin doları çevre yoluna harca. Bu kötü mü olur? Ben Trabzon halkının bunu değerlendirmesini isterim. Söylediklerimiz eğer yalan ise çıksın açıklasınlar.

Kanuni Bulvarı ile alakalı geçenlerde Büyükşehir Belediye Başkanına sayın başkan  Kanuni Bulvarının başlama ve  bitiş tarihi arasındaki zamanı bize açıklar mısınız dedim . Hala bir tarih alamadık. 3-4 yılda bitireceğim diyor. Ben de şunu diyorum kanuni bulvarının yapılması en az 15 yıl. Çünkü Kanuni Bulvarına ucuz maliyetler yapıyorlar. Daha pahalı maliyetlere, istimlak alanlarına gelinmedi. Şuan Trabzon’a para akışı da durdu.

Eski bir bakan olan Erdoğan Bayraktar’ın söylemlerine bakalım. Daha yeni yerel bir basın organında çıktı. Yalansa şayet bu onların yalanı. Bayraktar diyor ki :” Değirmendere ve Çömlekçi kentsel dönüşümünün Trabzon için hayati bir önemi vardır. Ağır gittiler. Tabakhane yedi senedir bitmedi. Oranın bitmesi, Değirmendere’deki sanayinin de taşınması lazım.” Diyor. Bunu söyleyen muhalefetin bir temsilcisi değil. İktidarın bakanı diyor. Akabinde Bayraktar :” Trabzon’da sanayi bitmiş, ekonomi bitmiş ve devamlı nüfus kaybediyor. Tabi ki bu insanı üzüyor.  Onun için biz biraz daha bakan olarak kalabilseydik, daha kalıcı yatırımlar yapacaktık. Kalıcı yatırımlar Trabzon’u kurtarırdı. Zigana Tüneli olacak diyorlar, ben kısa sürede olacağını düşünmüyorum. “ diyor. Yine söylüyorum bunu ben değil, MHP’nin milletvekilleri söylemiyor Akp’nin bakanı söylüyor. Her şey ortada. Her zaman söylüyoruz eğer biz bugün büyükşehir hastanesine yer bulamıyorsak bunun sorumlusu Akp hükümetidir. Bunun sorumlusu Akp’nin Trabzon il başkanı ve milletvekilleridir. Eğer Güney Çevre Yolu gerçekleşseydi biz bugün o üç yüz dönümlük yeri hükümete anında gösterebilirdik. MHP olarak Güney Çevre Yolu ile alakalı son sözümüzü söylemedik. Sürekli konuşacağız, gündemde tutacağız.
Lojistik alan. Bu konuyla ilgili bir söz verildi, sonra inkar edildi. Rize’ye yapıldı. Bizi oyalamak ve kandırmak için de size yatırım adası yapıyoruz dediler. Ne oldu yatırım adası ? Başka bahara kaldı.

Havaalanı ikinci pist. Böyle bir söz ortaya atıldı. Bakın hep oyalanıyoruz. Şimdi ne deniyor, biz zaten Rize’de başlayacağız , Giresun-Ordu bitmek üzere sizin ikinci piste ihtiyacınız yok. Peki demiryolu ne oldu ? İkinci üniversitemiz ne oldu ?

Peki Bölge İdare Mahkemesi’nin Trabzon’dan Samsun’a Taşınmasına ne demeli ? Geçenlerde İl Yönetimi olarak Baro ziyaretinde bulunduk. Baro Başkanı Sayın Orhan Öngöz Bey bize bu konuda destek olun, yardımcı olun dedi. Buradan sesleniyoruz. Akp’nin sayın il başkanı, Akp milletvekilleri, Akp’ye oy verenler biz bunun için mücadele edeceğiz. Sizleri de yanımızda görmek istiyoruz. Bu mahkemeyi buradan kaldırmayalım. Her şey buradan alınıp, Samsun’a veriliyor. Birileri Trabzon için düğmeye mi bastı ? Trabzon’un sahibi yok mu ?

KONGRELER
Kongrelerimiz çok demokratik bir şekilde yapılacak. Kesinlikle herhangi bir dayatmamız olmayacak. Bütün kongrelerimizi yeniden yapılandırma adı altında yapacağız.  Tüm il genelinde böyle bir çalışma başlattık. Bu çalışmanın özünde taban ile tavanı ortak bir noktada buluşturmak var. Kısacası “Tecrübe ile enerjinin” birleşmesine imkân tanıyoruz.
İlçelerde ilçe başkanlarımızı nasıl belirliyoruz? İlçelerdeki teşkilatlarımızla görüşüyoruz. Ne yapmamız gerektiği hususunda fikir alışverişinde bulunuyoruz. İlçe teşkilatlarımızda görev yapmak isteyen arkadaşlarımızın devamlılığını sağlıyoruz. Görev almak istemeyen arkadaşlarımızın yerine de tüm eski ilçe başkanlarımız, yöneticilerimiz ve o bölgede olan duayenlerimize sorarak  “tecrübe ve enerji” tarzımızla yeni bir yönetim kurma yolunda çalışmalar yapıyoruz.  Bütün ilçelerde bu taktiği uyguluyoruz. İşte Sürmene. Orada kırkın üzerinde dava arkadaşımızla görüştük, bilgi aldık. Ve ona göre ortak payda da buluştuk. Buna rağmen başka bir arkadaşımız ben aday olmak istiyorum derse, biz kimseye dayatma yapmıyoruz. Kimsenin önünü kapatmıyoruz. Biz demokrasiyi Milliyetçi Hareket Partisine yakışır bir biçimde uyguluyoruz. Uygulamaya da devam edeceğiz. Genel Merkezimizin de bize kati emri budur. Kesinlikle kızgınlık ve dargınlık istemiyoruz diyorlar. Gelelim tek liste olayına. Bütün siyasi partiler tek liste olarak seçime girmek ister. Biz de bunu istiyoruz. Neden ? Ne olursa olsun çift listelerde küçük de olsa kırgınlıklar olabiliyor. Biz bu kırgınlıkların ortadan kalkması için, buna engel olmak için tek liste diye söylüyoruz. Ama dayatma yapmıyoruz. Kim seçilirse seçilsin onlar da seçilmeyenler de bizim kardeşimizdir, davamızın yapı taşlarıdır. İnşallah bu söylediklerimi seçimlerde hep beraber göreceğiz.  Bu seçimlerin sonunda herkes Milliyetçi Hareket Partisine helal olsun, gerçekten örnek kongreler yaptığımızı söyleyecekler. Herkes bu düşünce tarzı ile hareket etmelidir. Ufak tefek kırgınlıklar olur elbet ancak Milliyetçi Hareket Partisinde küskünlük asla olmaz. Biz bu şuurla yetişmiş bir siyasi partiyiz. Sonuçta 2015’te bir bütün olacağız.
 
TRABZON NÜFUSU
Trabzon çok göç veren bir şehir konumunda. İstihdam yok. İnsanlar asgari ücretle çalışabilmek için birbirleriyle yarışıyorlar. Hemen hemen her gün insanlar partimize gelip bize iş bulun diyorlar. Elimizde imkan olsa da bulsak. Böyle giderse Trabzon  göç vermeye devam edecek. Bunun önüne geçecek olan tek yetkili ise bugün ki hükümettir. Trabzon’da bir yatırım yok. Hatırlanırsa Sürmene’de yapılacak bir tersane için beş bin kişiye iş imkanı sağlanacak dendi. Oldu mu böyle bir şey? Bırakın beş bin kişiyi beş kişiye böyle bir iş imkanı verildi mi? Organize sanayi bölgesi depo durumunda. Yatırım olmazsa, bunlar yapılmazsa, ekonomi canlanmazsa nüfusun artması söz konusu olabilir mi? Diyorum ya Trabzon’u sahiplenen yok. Bunu da hükümet yanlısı olanlar yapabilir.
 
 
TRABZON KANDIRILIYOR
Trabzon halkı bu kadar kandırılamaz. Her zaman söylüyorum söylemeye devam edeceğimiz. Belediyemiz kendine ait bir tane büyük proje gösterecek. Şunu ben yaptım diyecek. İmarı, bütçesi vs. her şeyi belediyeye ait bir tane proje istiyorum. Botanik bahçeci söylemi var. Yapsınlar, yeter ki yapsınlar biz destek vermeye ve teşekkür etmeye hazırız.
Biraz önce de söylediğim üzere Yatırım adası tamamen lojistik destek merkezi için bize sus payı olsun diye söylenen bir oyalamadır. Aynı büyükşehir hastanesi gibi günlerce, haftalarca konuşuldu Ticaret Odasında vs. yerlerde tartışıldı ama sonuç tam bir fiyasko. Aynı demiryolu gibi.  Aynı Boztepe’ye yapılacak teleferik gibi, aynı ikinci üniversite ve ikinci pist gibi. Konuşuldu ve bitti. Var mı bir çalışma ? Var mı bir proje? Bunu söyleyenler, üstlenenler bir açıklama yapıyor mu? Bu hükümetin yaptığı bu zaten. Gündemi değiştirme, konuyu değiştirme. Aynı Cumhurbaşkanımızın Küba’ya gidip Amerika’yı ilk defa Müslümanlar keşfettiler demesine benziyor bu olay. Gerçi Amerika’yı Müslümanlar mı keşfetti, yoksa Amerika birilerini mi keşfetti o tartışılır.
 
KAŞÜSTÜ HASTANESİ ÖZEL HASTANELERİNİN ÖNÜNÜ AÇMIŞTIR

Kaşüstü Hastanesinin o kadar uzak yere yapılması buradaki özel hastanelerin önünü muazzam açmıştır. İnsanlar oraya gitmektense özel hastaneye gideyim muayene olayım diyor. Bu insanları bunalttı. İnsanlar o dağ başına gidemiyorlar.
 
GÖREVDEN ALINAN ÖĞRETMENLER VE REKTÖR ATAMALARI
Trabzon’da çok üzücü işler yapıldı. Bir sürü müdür ve müdür yardımcısı arkadaşımız çile ve eziyet içerisinde. Bugün 663 tane müdür yardımcısı  130 küsür tane de müdür arkadaşımız görevlerinden alındılar ve yerlerine yandaşlarını atadılar. Görevden alırken öyle bir politika izlendi ki  içler acısı. Görevden alınan arkadaşlarımız içerisinde öyle lise müdürleri vardı ki, liseleri dünya birincilikleri almış, öyle müdürler vardı ki müdürü oldukları okulu kapanmak üzereyken çaba gösterip öğrenciler tarafından tercih edilen okul konumuna getirmiş, öyle müdürler vardı ki rekorlar kitabına girmiş. Bu arkadaşlarımızı görevden alanlar kimler hükümetin atadığı ilçe müdürleri. Bunlardan biri dünya birincisi olan bir okul müdürüne ben seni başarılı görmedim; ki milli eğitim bakanı bu müdürü defalarca ödüllendirmiş. Yazıktır. Ayıptır. Ben emekli bir öğretmen olarak bu öğretmen arkadaşlarıma diyorum ki : “ Allah’ın adaleti vardır. Allah’ın adaleti mutlak ama mutlak bir gün tecelli edecektir. Gönlünüz rahat , huzur içerisinde yaşamaya devam edin. Hukuk tecelli etmese bile, Allah’ın adaleti muhakkak tecelli edecektir.”

Bunun yanında rektör atamalarına bakıyoruz. Bu hükümet ve bu cumhurbaşkanı tarafından bu alanda da müthiş haksızlıklar yapılmıştır. Yapılana bakınız.  Adnan Menderes Üniversitesi’nde 162 oyla birinci olan adayın yerine 100 oyla ikinci olanı rektör olarak atadılar; Balıkesir Üniversitesi’nde 137 oyla birinci olan adayın yerine 97 oyla ancak üçüncü olan adayı rektör olarak atadılar; Celal Bayar Üniversitesi’nde 204 oyla birinci olan adayın yerine 108 oyla ikinci olan adayı rektör olarak atadılar; Kafkas Üniversitesi’nde 204 oyla birinci olan adayın yerine 54 oyla ikinci olan adayı atadılar. Bu şekilde devam ediyor. Birçok üniversitemizde bu böyle oldu. Bu işin sorumluları elhamdülillah biz Müslümanız diyorlar. Şimdi soruyorum bu Müslüman din kardeşlerime bunlar yalan mı?  Bunları MHP yapmadı. Bunları bugün ki cumhurbaşkanımız sayın Tayyip Erdoğan yapmıştır. Onun ataması ile olmuştur. Çünkü zihniyeti benden olmayan yok olsun zihniyetidir. Yazık günahtır. Bu ülkeye böyle sahip çıkılmaz. Yine üstüne basa basa söylüyorum “Allah’ın adaleti mutlak ama mutlak tecelli edecektir.”