Kamu-Sen İl Başkanı Coşkun Dilber ülkede tartışma konuısu olan "cinsel istismar" yasası ile ilgili açıklamalarda bulundu.

 Açııklamalarında sert ifadelere yer veren Dilber   " Türk Dil Kurumu sözlüğünde, “iyi niyeti kötüye kullanmak” olarak tarif edilen istismar, maalesef ülkemizde her alanda yaygın olarak yapılmaktadır. Bunlardan üçü çok ama çok tehlikelidir. Birisi din istismarı, diğeri kadın ve belki de en aşağılık olanlardan birisi çocuk istismarıdır. Özellikle kadın ve çocuk da buna bir de cinsel yön eklenmektedir ki bu aşağılığın dik alasıdır.
    Son günlerde özellikle kız çocuklarının cinsel istismarının önünü açacak bir önerge gündeme gelmiştir. AK Partili vekillerce verilen bir önerge ile Mecliste görüşülmekte olan Ceza Muhakemesi Kanunu’na (CMK) eklenen geçici maddeye göre, 16 Kasım 2016’dan önce ‘cebir, tehdit, hile veya iradeyi etkileyen başka bir neden olmaksızın’ işlenen cinsel istismar suçlarında, mağdurla evlenen mahkûm ve sanıkların cezaları CMK’nın 231. maddesindeki koşullara bakılmaksızın ertelenecek. Hükümlülerin ise cezaları infaz edilmeyecektir. Böyle bir uygulamayı kabullenmek mümkün değildir.

    Anayasa Mahkemesinin TCK’nun bazı maddelerini iptalinden faydalanarak, Adalet Komisyonunda hiç konu edilmeyen bir hususu, Meclis Genel Kurulundaki oy çokluğuna bağlı olarak gündeme getirmek ve sonuç almaya çalışmak toplumda onarılmaz yaralar açacaktır. 

Türkiye'nin bir anda gündemine oturan AK Parti’nin, ‘çocuğa cinsel istismar’ önergesi nedir? Muhalefet ve kadın dernekleri “Tecavüzcüler affediliyor. Düzenlemeyi çekin” çağrısı yaparken hükümet yetkilileri tecavüzcülerin yararlanamayacağını ifade ediyorlar. Hukukçular ise mağdur için yaşta alt sınır konulmamasının, Medeni Kanun’daki 17 yaşın altına getirilen evlilik yasağına rağmen 11-12 yaşındaki kız çocuklarıyla birlikte olanlara bile evlenme ile tahliye yolu açacağını savunuyor. 


Tasarı kabul edilirse, TCK’nın 16 yıl hapsi gerektiren ‘çocuğun cinsel istismarı’ yargılamalarında hüküm açıklanmasının ertelenmesi, hüküm verilmişse infaz ertelemesi kararı verilerek, sanık ve hükümlüler salıverilecektir. Çocuk istismarında ‘suça azmettiren’ veya ‘işlenişine yardım eden’ konumundakiler hakkındaki açılmış soruşturmalarda takipsizlik verilecek. Açılan kamu davaları düşürülecek, kesinleşen ve infazına başlanan hapis cezalarında ise infaz ertelenip tahliye yolu açılacak. Bu durumda Bakanlık verilerine göre 3-4 bin kişi tahliye edilecektir. Bu açıkça bir aftır. Daha sonra AYM bu düzenlemeyi iptal etse bile salıverilenler tekrar tutuklanmayacaktır.

    Böyle bir durumda, tıpkı Vergi aflarında olduğu gibi yeni af beklentisi ile benzer suçlar işlenmeye devam edilecektir. 
    Görünen odur ki bu adrese teslim bir düzenlemedir. Çok eşliliğin ve kız çocuklarını istismarının açıkça önü açılmaktadır. Hem de aralarındaki yaş farkına bakılmaksızın. Bu anlayış çocuk evliliklerini meşru kabul eden, kız çocuklarının haklarını yok sayan, istismarın cezasız bırakılmasını isteyen çarpık ve çürümüş bir zihniyetin yansımasıdır. Bu düzenleme tecavüzü meşrulaştırır. Bu önergeyle mağdur kadınların ve kız çocuklarının istismarcısıyla evlendirilmesi yönünde bir baskı oluşacaktır, şiddet şiddeti doğuracaktır. Halen, binlerce taciz, tecavüz vakası engellenemezken, dışarıdaki binlerce yanlış düşünce sahibi arasına hapiste olan binlerce hastalıklı zihniyet daha gönderilmek isteniyor. Bu yanlıştan dönülmeli.


    Bu yöntem istismar edileni evliliğe zorlayacak, istismarın sıkıntısı yetmezmiş gibi bir de ömür boyu evlilik altında buna katlanmak zorunda kalacaktır. Şiddet ve para ile özellikle kız çocuklarının onuru, bedeni ve hayalleri satın alınacaktır. Cinsel istismarın önü açılacaktır. İnancımıza ve töremize aykırı bu anlayışa zemin hazırlamak kimsenin hakkı değildir.
    Türkiye Kamu-Sen olarak bu hastalıklı anlayışı şiddetle kınıyor ve buradan yetkilileri uyarıyoruz; Bu uygulamanın milletimize vereceği zarar, iktidar partisinin bugüne kadarki bir kısım uygulamalarının getirdiği zararlardan daha ağır olacaktır. Belki de en ağırı olacaktır. Çünkü aile kavramı, onur, ahlak, haysiyet, namus ve şeref gibi temel değerler, tehdit ve para ile yok edilecektir. Yol yakınken bu yanlıştan dönülmeli, önergeyi yasalaştırılmaktan vazgeçilmelidir.
Kamuoyuna saygıyla duyurulur.