Hiç bir savaşın Çanakkale destanı kadar konuşulmadığını dile getiren AK Parti MKYK Üyesi ve Trabzon Milletvekili Ayşe Sula Köseoğlu, "1914-1918 yılları arasında Osmanlı Devleti, Kafkas, Hicaz-Yemen, Suriye-Filistin gibi birçok cephede savaşırken, Çanakkale 400 güne sığmayan, tarihe sığmayan bir cephe olmuştur. Çanakkale, bir milletin nasıl istiklal ve istikbal aşığı olduğunun en büyük göstergesidir” dedi.



Milletvekili Köseoğlu, mesajında, “102 yıl önce Çanakkale’de yazılan destanın kahramanlarını minnetle ve hayırla yad ediyorum. 1914-1918 yılları arasında Osmanlı Devleti, Kafkas, Hicaz-Yemen, Suriye-Filistin gibi birçok cephede savaşırken, Çanakkale 400 güne sığmayan, tarihe sığmayan bir cephe olmuştur. Çanakkale, bir milletin nasıl istiklal ve istikbal aşığı olduğunun, genç-yaşlı, kadın-erkek yüzbinlerce insanın cephede nasıl devleştiğinin, mermiye karşı gerilen göğüslerin nasıl fevkalbeşer bir şekilde direndiğinin en büyük göstergesidir.” dedi.

Çanakkale’nin sadece bir kurtuluş ve yeniden diriliş savaşı olmadığını kaydeden Köseoğlu, “Çanakkale aynı zamanda da büyük milletimizin ebediyen sürdüreceği ve karakterine işleyeceği bir ruh, inanış ve duruş haline gelmiştir. Çünkü, Çanakkale’yi geçilmez kılan ordumuzun gücü ve miktarı değil, bir milletin ölümü dahi korkutup, vatan toprağına kendisini siper etmesidir. Bu inanç ve ruh bugünde hala ayaktadır.” ifadelerini kullandı.

Köseoğlu, şöyle devam etti:

 “15 Temmuz darbe girişiminde, asker kılığına girmiş, eli kanlı teröristler sivil halkımızın üzerine uçaklarla, tanklarla ve silahlarla gelmişlerdir. 102 yıl önceki düşmanı dahi kıskandıracak bir zalimlik ile eli silahsız, masum halkımızı katletmiş olsalar da bu milleti korkutup, teslim alamamışlardır. 15 Temmuz gecesi milletimizi meydanlara döken bayrak sevdasıdır, yenilmez kılan ise hala Çanakkale ruhunun yaşamasıdır.”

Şehit ve gazilere minnetini de ifade eden Köseoğlu, mesajını şu ifadelerle sonlandırdı:

 “Bu vesile ile başta Çanakkale Şehitlerimiz ve gazilerimiz olmak üzere, bu bayrağın dalgalanması için, bu aziz toprakların bölünmemesi için mücadele vermiş askerlerimizi hayırla yad ediyor ve dedelerinden miras kalan bir coşku ile gerek yurdumuzda gerekse vatan toprakları dışında vatan korumasında görevli olan askeri mensuplarımıza sonsuz şükranlarımı sunuyorum.”