Doğumdan sonra üç yıl sonra dişi bir buzağının anne olabildiğine dikkat çeken Yaşar, konuyla ilgili yaptığı açıklamada “Ülke hayvancılığının bekası için anneleri kesmeyelim” şeklinde konuştu.

Yaklaşan kurban bayramı nedeniyle hayvanların yatırılmasından, kesim sonrası etlerde dikkat edilmesi gerekenlere kadar değişik konular hakkında açıklamalarda bulunan Yaşar, vatandaşların kurbanlık satın alırken kulak küpesine, pasaportuna, veteriner sağlık raporuna ve nakil belgesine dikkat etmeleri gerektiğini söyledi.
Yaşar konuyla alakalı şu açıklamaları yaptı: “Önümüzdeki günlerde Mübarek Kurban Bayramını idrak edeceğiz. Bu bayramda keseceğimiz kurbanlık hayvanları alırken, keserken, soyarken ve tüketirken çok dikkatli olunması gereklidir.

En önemlisi belgesi olmayan hayvanı satın almamalıdır. Mümkünse erkek hayvanları tercih etmeli, dişi hayvanın potansiyel anne olduğunu düşünmeli ve ona göre karar vermelidir. Alınacak hayvanın sağlıklı, vücut azaları tam, bakışları ve dış görünümü canlı, ve kılları parlak olmalıdır. Hayvanlarda öksürük ve göz, ağız ve burun akıntısı olmamalıdır. Herhangi bir bulaşıcı hastalık taşımamalıdır. Kurban kesimleri mezbaha ve kesim için belirtilen yerlerde ya da kişilere ait özel bahçelerde temiz ve yıkanabilir ortamlarda yapılmalıdır. Kesim yapılacak yerlerde bol miktarda su bulunmalıdır. Kesim ve soyma işlemi mümkünse hayvanlar askıya alınarak yapılmalıdır. Böylece kesme ve yüzüm işlemi daha temiz ve sağlıklı bir şekilde yapılabilir. Bu durumda hayvanın kanı büyük oranda boşalacağı için et daha dayanıklı ve kaliteli olacaktır.”

“KURBANDA HAYVANI STRESE SOKMAYIN”

Kurbanlık hayvanları yatırma sırasında zaman zaman hayvana büyük eziyet çektirildiğinin görüldüğünü vurgulayan Yaşar, “Hayvanı strese sokmadan, huysuzlaştırmadan müdahale edilmesi gerekir. Gerekirse hayvanın kafası bir poşet veya çuvalla kapatılabilir. Hayvanın etraftaki kalabalıktan etkilenmesi engellenir. Hayvanı belli usullerle yatırmak kişilerin emniyetini aldıktan sonra iyi kesen bir bıçakla tek yada iki hamleyle hayvanı kesmek gerekir. Bu işlemleri yaparken çok dikkat edilmeli aksi halde sonu ciddi yaralanmalara varacak kazalar olabilmektedir. Hayvanı kestikten sonra seri ve temiz bir şekilde çalışılarak en geç kesimden yarım saat sonra iç organlar bütünlüğü bozulmadan çıkarılmalıdır. Kesim ve yüzme işlemini takiben karkas ve şüpheli iç organlar Veteriner Hekime muayene ettirilmelidir.

Böylelikle canlı muayene sırasında gözden kaçan kist hidatit, şarbon, tüberküloz, sistiserkoz gibi bazı hastalıkların teşhisi yapılabilir. Bu imkan yoksa kurban sahibi şu gözlemleri yapmalıdır: Hayvanın kanının rengi çok koyu yada çok açıksa, kanda pıhtılaşma var mı yok mu, (kanın pıhtılaşmaması şarbon hastalığının belirtilerindendir) deri altında oluşan fazla kanamalar, ette duyulan fena koku, anormal görüntüler varsa (göğüs boşluğunda tüberküloz lezyonları) bu durumlarda mutlaka bir veteriner hekime müracaat edilmelidir” dedi.

Kurbanlık hayvanın derisinin çok iyi muhafaza edilmesi gerektiğini belirten Ahmet Yaşar “Derinin de kesiksiz ve sağlam bir şekilde yüzülmesi ekonomik açıdan önemlidir. Derinin yüzülmesinde küt ve yuvarlak uçlu bıçaklardan yararlanılmalıdır. Deri üzerinde et ve yağ artıkları bırakılmamalıdır, soğuması ve suyunun akması için 1-2 saat bekletildikten sonra sığır derisi ağırlığının 1/3’ü, koyun ve keçi derileri de ağırlıklarının 1/2’si kadar temiz ve iri taneli tuzla her tarafını kaplayacak şekilde tuzlanmalıdır” diye konuştu.

Hayvanlardan elde edilen etlerin temiz ortamlarda saklanmasının büyük öneme sahip olduğunun altını çizen Ahmet Yaşar “Hayvanların sağlıklı olması tek başına yeterli değildir. Et ve et ürünleri bakterilerin çoğalmaları için son derece uygun bir ortam niteliğindedir. Uygun koşullarda bir bakteri bir saatte milyar adetli sayılara ulaşabilmektedir. Bu durum hafif bir bakteri yüküne sahip bir etin iyi muhafaza edilmediği takdirde bir gece sonra insan sağlığı açısından ne derece büyük bir tehlikeye dönüşebileceği konusunda fikir vermektedir. Bu nedenle, hastalık yapan ve bozulmaya neden olan mikroorganizmaların ete bulaşmasının önlenmesi, ette mevcut mikroorganizma sayısını azaltmak veya kabul edilebilir bir seviyeye indirmek ve bakterilerin üremelerini ve toksin salgılamalarını engellemek için kesim, yüzüm ve eti parçalama işlemlerinin serin yerlerde yapılması son derece önemlidir. Sonuç olarak; çevre sağlığı yönünden de kesimi takiben ortaya çıkan kan, mide ve bağırsak içeriği önemlidir.

Bunların gelişi güzel bir şekilde etrafa atılmaması ve akarsulara dökülmemesi gerekmektedir. Ayrıca bunların ve hastalık taşıyan diğer iç organların (karaciğer ve akciğer gibi) köpek ve kedilere verilmemesi gerekir. Kullanılmayan kısımlar ağzı kapatılmış poşetlere konularak belediye aracına teslim edilmelidir. Unutulmamalıdır, bu uyarılar endişe ve korkuya sebebiyet vermek için değil; insan, hayvan ve çevre sağlığını korumak içindir. Bu vesileyle bütün vatandaşların Kurban Bayramını tebrik ediyorum” şeklinde konuştu.