Her ne kadar son birkaç yıldır Arap Baharı’nın yol açtığı gelişmeler Kuzey Afrika’nın Avrasya’dan rol çalmasına sebebiyet vermiş olsa da Ana kıta ‘Avrasya’ her zaman dünya jeopolitiğinde söz sahibi olacak pozisyondadır. Alexander VonHumboldt tarafından literatüre kazandırılan Avrasya kavramı, Mackinder’in Kara Hakimiyeti Teorisi (HeartlandTheory) ile öne çıkmış olsa da bu teorinin Hitler tarafından fazlasıyla benimsenmiş olması dolayısıyla Avrasya Soğuk Savaş döneminde kaderine terk edilmiştir. Sovyetler Birliği’nin dağılması Ana kıtanın yine öne çıkmasına sebebiyet vermiş. Ve akabinde yayınlanan Zbigniew Brzezinski’nin Büyük Satranç Tahtası (The Grand Chessboard: AmericanPrimacyandItsGeostrategicImperatives) adlı kitabıyla da kıta üzerinde hakimiyet sahibi olmanın önemi ve yöntemleri üzerinde durulmuştur.

KARADENİZ'İN İKİ OYUNCUSU

Karadeniz Havzası’da genel anlamda Asya, Avrupa, Orta Doğu ve Akdeniz arasında önemli bir geçiş noktası, bir anlamda Avrasya kıtasının en büyük gölüdür. Ve son yıllarda bu bölgede bir değişim yaşanmaktadır. NATO’nun ve Avrupa Birliği’nin aynı zamanlı olarak genişlemesi Karadeniz’i ve Karadeniz Havzası’nı Avrupa aracılığıyla Amerika’nın gündemine taşımıştır. Romanya’nın ve Bulgaristan’ın AB’ye üye olmasıyla birlikte Karadeniz doğrudan AB’nin bir parçası olmuş ve AB’nin doğudaki sınırı olarak addedilmeye başlanmıştır. Bu gelişmelere rağmen Karadeniz Havzası’nın en önemli iki oyuncusu Rusya ve Türkiye’dir. Türkiye, bölgedeki ülkeler arasında önemli bir kavşak noktasında yerleşmiş aynı anda hem kültürel, hem de jeopolitik açıdan birçok farklı kıtaya uzanabilecek, farklı politikalar geliştirebilecek yegane ülkedir. Türkiye’nin Orta Doğu’da, Akdeniz’de ve bu bağlamda Afrika’da, Kafkasya’da, Avrupa’da, Orta Asya’da ve Balkanlarda söyleyecek sözü ve oynayacak rolü vardır.

EN ETKİLİ ŞEHİR TRABZON

Karadeniz ve Karadeniz Havzası’nın Türkiye için çok öncelikli bir konumu vardır ve bunun temel sebebi Karadeniz’e olan 1400 kilometrelik kıyı şerididir. Ayrıca uzun yıllar boyunca Osmanlı İmparatorluğu’nun hakimiyet sürdüğü bir göl konumunda olması da günümüz Türkiyesi’nin bölgeye önem atfetmesinin dayanaklarından birisidir. Özellikle tarih boyunca bölgenin en hareketli yeri İstanbul ola gelmiş ve bu özelliğinden dolayı Karadeniz’e kıyısı olan ülkeler için de İstanbul hayalleri süsleyen bir çekim merkezi olmuştur. Fakat İstanbul’un yanısıra Türkiye’nin sahip olduğu başka bir kıyı şehri daha Karadeniz ve Karadeniz havzasının tarihini etkileyici bir role sahip olmuştur ki bu şehir Trabzon’dur.

ŞEHİR HER ZAMAN BİR ÜS OLMUŞTUR

Karadeniz Bölgesi’nin doğusunda yer alan Trabzon jeopolitik konumu açısından Orta Avrupa’yı Türkiye’nin doğusuna, Kafkaslara, Güney Azerbaycan’a, Hazar bölgesine ve oradan da Orta ve Güney Asya’ya bağlayan bir özelliği vardır. Yüzyıllarca dünya ticaretinin güzergahı olan İpek Yolu’nun tamamlayıcısı olarak rol alan Tebriz-Erzurum-Trabzon hattının önemli bir unsuru olmuştur. Trabzon’un bu jeopolitik önemi ilk olarak M.Ö. 8000’li yıllarda Miletoslularca fark edilmiş ve ticaret kolonisi olarak kurulması sağlanmıştır. Roma İmparatorluğu tarafından alınıp serbest şehir statüsü verilerek asırlarca bölgede önemli bir şehir/liman/geçiş noktası vazifesi görmesi sağlanmıştır. Şehrin ticaret hacmi belirli dönemlerde artışlar ve düşüşler gösterse de Orta Avrupa’yı Uzak Doğu’ya bağlayan güzergahlardan birinin kavşak noktasında olması her daim ihtiyaç duyulan bir üs olarak görülmesini sağlamıştır.

RUSLAR İKMAL ÜSSÜ YAPTI

Trabzon’un bu özelliği dolayısıyla öne çıktığı ve hayati rol oynadığı birçok dönem vardır. Örneğin Kırım Savaşı sırasında hem Ruslarla savaşan müttefik orduları için ikmal üssü olmuş hem de Avrupa’dan gelen malların Kafkaslar’a ulaştırılmasında kullanılmıştır. Ayrıca 2008 yılındaki Güney Osetya Savaşı sırasında da Gürcistan’ın Poti limanının bombalanması dolayısıyla bölgeye yönelik ticaret gemilerinin sığınak limanı Trabzon olmuştur. Yine bu savaş sırasında Tiflis’e gitmek isteyen yolcu uçakları varış noktalarını Trabzon olarak belirlemek zorunda kalmışlar ve yolcuların Trabzon üzerinden karayolu ile Tiflis’e varışı mümkün olmuştur.

BELÇİKA VE İSVEÇ DE TRABZON'DAN ÇEKİLDİ

Son zamanlarda Trabzon’un jeopolitik önemine atıfta bulunulmasına katkı sağlayan en önemli gelişme ise Uluslararası Güvenlik Yardım Kuvveti (ISAF – International Security Assistance Force) kapsamında Afganistan’da Taliban ile savaşın sonlarına gelen NATO askerlerinin çekilme sürecine Trabzon’un önemli bir lojistik üs olarak katkıda bulunmasıdır. 2012 ve 2013 yılları içerisinde önce Belçika ve İsveç Trabzon havaalanı ve limanını kullanarak Afganistan’dan çekilmişlerdir. Bu çekilme süreci adı geçen ülkelerin Afganistan’daki savaşa olan katkılarının göreceli olarak az olmasından dolayı yaklaşık 1 ay sürmüştür.  

50 MİLYON DOLARLIK KATKI

Asıl önemli gelişme Almanya’nın askerlerini çekmesidir ki kamuoyuna yapılan açıklamaya göre yaklaşık 2,5 yıl sürecektir. Bu süreçte yaklaşık 300 Alman askeri Trabzon’da 2,5 yıllığına kiraladıkları bir otelde kalacak ve Afganistan’dan Tabzon’a getirilecek teçhizatın sökülüp gemilerle Almanya’ya taşınmasını gerçekleştireceklerdir. Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık ile yaptığımız görüşmede kendisi bu çekilme sürecinde Trabzon’un geçici bir lojistik üs olarak kullanılmasının Trabzon ve Trabzon halkı için çok önemli bir gelişme olduğunu vurgulamıştır. Ayrıca Sayın Vali bu çekilme sürecinin Trabzon’a yaklaşık 40-50 milyon dolarlık bir katkısı olacağını ve bu kapsamda yakın zamanda Almanya Başbakanı Angela Merkel ve Savunma Bakanı Thomas de Maiziere’nin Trabzon’u ziyaret edeceklerini ifade etmiştir. Kızılcık ek olarak bunlar hem şehir için hem de bölge için önemli gelişmeler fakat daha da önemli olanın bu lojistik üs olma rolünün Trabzon için geçici olarak kalmaması yönünde uğraşılması gerektiğine parmak basmıştır.

ŞEHRİN ÖNEMİ

Bu anlamda Trabzon uluslararası lojistik üs olabilmek için çok avantajlı bir yerleşime sahiptir. Yukarıda da belirtildiği gibi Türkiye’nin iç bölgelerine doğru genişleyen hinterlandı, Güney Azerbaycan ve İran’ın kuzeyi üzerinden Orta ve Güney Asya’yı Orta Avrupa’ya bağlayan jeopolitik konumu özellikle Bakü-Tiflis-Kars demiryolunun ve Trabzon-Erzincan demiryollarının tamamlanması akabinde daha da perçinlenecektir. Almanya, Belçika ve İsveç’in askerlerini Trabzon üzerinden çekmek istemeleri de şehrin jeopolitik önemine atıfta bulunmaktadır.

LOJİSTİK ÜS YAPMA

Avrupa Birliği ülkeleri herhangi bir askeri teçhizatın hava sahaları üzerinden taşınmasına izin vermemektedirler. Bu sebepten ötürü başlatılan çalışmalar sonucunda Trabzon hem güvenli bir şehir olması, hem havaalanı ve limanının birbirlerine çok yakın olması hem de Karadeniz’e açılma noktasında büyük ve önemli bir liman olması dolayısıyla öne çıkmıştır. Kısacası Karadeniz’deki önemli bir lojistik üs olma özelliği Trabzon’u tercih edilir kılmıştır.ISAF ülkelerinin bazılarının Afganistan’dan askerlerini ve teçhizatlarını Trabzon üzerinden çekme sürecineSayın Trabzon Valisi Dr. Recep Kızılcık’ın Almanya ve Amerika’da heyetlerle yaptıkları incelemeler sonucunda Trabzon’u uluslararası bir lojistik üs yapma çalışmalarını tamamlayıcı bir gelişme olarak da bakılabilir.

10 BİN YILDIR JEOPPOLİTİK AÇIDAN ŞİMAL YILDIZI

Trabzon ayrıca Avrupa Kafkasya Asya Ulaştırma Koridoru (TRACECA) ve Kuzey-Güney Nakliyat Koridoru (NORSTRAC) gibi bir kavşakta olmanın avantajını yaşama ve bunu fırsata çevirebilme potansiyeline sahiptir. Bu gelişmeler ışığında Trabzon’u yerel ve uluslararası hinterlandına bağlayan Ovit tünelinin açılmasının akabinde demiryolu bağlantılarının tamamlanması bu 10.000 yıldır jeopolitik açıdan Karadeniz’in doğusunda şimal yıldızı gibi parlayan şehri daha da ön plana çıkaracaktır.