61SAAT HABER SERVİSİ / RÖPORTAJ - AHMET ÖKSÜZ

Karadeniz denilince ilk akla gelenler;  eşsiz yeşillik, doğası, yaylaları, müziği, hırçın denizi, fındığı, balıkları..

Trabzon denilince akla ilk gelenler ise; Trabzonspor, Uzungöl, Sümela Manastırı, yaylaları, kuymak, karayemiş…

Türkiye’nin en güvenli şehirleri arasında kendine yer bulan Trabzon’da, şimdi akla ilk ne geliyor peki?

Bütün güzel ifadelerden arınmış,  gözlerde dolar işareti oluşurcasına bir "Araplar" ifadesi geliyor değil mi?

Son yıllarda Trabzon'da önemli bir çıkış yakalayan Arap turizmi ve beraberinde şehre kattığı hareketliliğe şahit oluyoruz. Ekonomik verilerden tutun her köşe başında bir otel inşaatından anlayabilirsiniz. İki yıl öncesinde Trabzon'a yapılmayan yatırımların birçoğu şimdi yapılıyor..

Peki, bu şehirde hiç fizibilite çalışması yapıldığına inanıyor musunuz? 

Binlerce Arap turisti toplu halde uçaklarla veya otobüslerle buraya bırakıldığını mı düşünüyorsunuz?

Fazla değil..

5 yıl önce bir fizibilite çalışması yapılsaydı şuan Trabzon bu denli sıkışıklık içinde ve bir şeyleri yetiştirememe telaşı içinde olmayacaktı.
Davulun sesi uzaktan hepimize hoş geldi ve geliyor da.. 

Geçenlerde Trabzon'da bir acente sahibi abimi ziyaret ettim..
Trabzon'daki turizmi ve Araplar üzerine enine boyuna güzelce konuştuk.

Trabzon'un önemli tur şirketlerinden birisinin sahibi olan Halil Kibar Güven ile ofisinde gerçekleştirdiğimiz sohbetimiz...

-Trabzon'dan sizin aracılığınızla Türkiye'ye seyahat eden vatandaşlarımızla ilgili veriler üzerinden neler söyleyebilirsiniz?

Sayının bi önemi yok. Yeteri kadar, insanlar gezmeyi öğrenmişler. Rakamları, istatistik kurumlar verir, turizmde rakamların değeri yoktur. Ama insanlar gezmeyi öğrendiler yavaş yavaş. Herkes cebinden gezmek için para ayırmayı ve gezmenin bir ihtiyaç olduğunu kavramaya başladı. Yaylaya ve köye gitmek yerine artık Balkanlara, Doğuya veya kültür turlarına katılmaya başladıklarını bütün bölge insanları buna bol miktarda teveccüh gösteriyor.

-Neden sizi tercih ediyorlar?

Çünkü bu acente Türkiye'nin her bölgesini bucak bucak gezdi ve anlattı. Sadece bilgi. Bu sınırların az ötesine gitmek, her yeri bilmek o insanlara güven veriyor. Eşlerini, çocukları bizlere emanet edebiliyorlar. Bizlere inançları ve güvenleri oldukları içim bizi tercih ediyorlar.
-Türkiye'de Trabzon'un turizm seviyesi ne durumda?

Turizmi öğrenmekte bebek düzeydeyiz. Bölge insanın turizmi bilmesi ve tüketmesinde bebek düzeydeyiz. Bu konuda parası olan insanları gezdiği bölgeden, orta sınıftaki insanların gezmeyi öğrendiği bir sürece geçiyoruz. Turist kavramı ve turist olma kavramı kendilerinden çok uzak. Turizmi bilme noktasında bebek düzeydeyiz.

-Peki, şehrimize gelen turistler için hangi seviyedeyiz?

Gelen turisti ağırlama düzeyinde ise bebek seviyesinden daha düşük düzeydeyiz. Buraya gelen insan buradaki müzik ve doğaya geliyor. Onlara hizmet edememizin nedeni de turist olmadığımız için turist ağırlamayı da bilmiyoruz. Bir adam evinde misafir ağırlamamışsa  gittiğinde de nasıl ağırlanacağını bilmez. Bizim turizmdeki halimiz bu.

-Trabzon bu çıtayı nasıl yükseltebilir?

Birincisi alçak gönüllülükle aşabilir. Bunun içinde "Bize her yer Trabzon" sözünden vazgeçmesi gerekiyor. Heryer herkesin, burası da bizim.

-Peki, sizin gözünüzdeki eksiklikleri söyler misiniz?

Trabzon'da tam olanları söyleyeyim. Gerisi hep eksik zaten. Birincisi Allah vermiş bir doğa, ikincisi de havaalanı. Otelimiz, hizmetimiz, eğlencemiz, nezaketimiz yok, kültürümüz gitti. Durmumuz kötü. On seneye kalmaz Trabzon'daki turizm patlar ama dibe patlar.

-Nasıl yani?

Bugün Antalya ve Kapadokya'daki gibi. Yeni oteller açılıyor. Fizibilite çalışmain yapıp otel yapan yok. Buraya gelenler var diye, herkes rant uğruna otel yapıyor. Bu yaz için veya bir yıl sonrası için otel yapan var. Eğer bir bölge 50 yıl sonrası otel yapmıyorsa, 10 yıl sonra otel çöplüğüne döner. Çöplüğe dönünce ne olur? En düşük fiyatlardan rekabet başlar. O zaman da kalite tam dibe vurur.

-Bu durumun turiste olumlu veya olumsuz etkileri neler olur?

Bölgeye gelen turist sayısı her geçen gün artacak. Ama turizm için sağımız ve solumuz turist kapmaya çalışacak bizden. Sağımız Batum var, solumuzda da Ordu ve Giresun arasında yapılan yeni bir havaalanı. Bunlar bizim için büyük tehdit.

Bu sırada Halil bey, bana soru yöneltti..

*Trabzon'a gelen turistler nerede? Görüyor musunuz?

Neredeler...?

Evet turist gelecek ama sen göremeyeceksin.

(Soru sormaya devam ediyorum)

Nereye gidecekler?

Turist buraya geldiği zaman kalitenin düşün olduğunu gördüğü zaman günübirlik gezilere yönelecek. Batum'daki gece hayatı kültürü, kültür turunun önüne geçti. Batum ne ile ünlü? Gece hayatı ile. Karadeniz ne ile ünlü? Kültür turuyla. Kültür turunun yerini eğlence almaya başlayınca, ana para oraya gidecek.

-Sonra...

En basit örneği; sahilden yukarıya gel. Yukarıya gelince ören yerlerinin tabelası var. Bu tabelaları izle bakalım nereye çıkacaksın? Tabela Gazipaşa'dan yukarıyı gösterir, bitti. Sağı mı döneceksin, sola mı döneceksin. Yani sahilden geçen insan burda turistik yerler vardır deyip içerde aman nasıl bulursa bulsun diyen kafayla bu olmaz.

-Lütfen devam edin.. 

Ayrıntıyı göremez, kalından giderseniz olmaz. Turist ayrıntıda kalır. Eğer para kazacaksak bu böyle gitmez. Bölge halkı bu nimetlerden yararlanacaksa insanların şehri bir festival havasına çevirmesi gerekiyor. Burda uluslararası, müzik, geleneksel festivaller, eğlenceler halkın iştirak edip sevebileceği şehir festivalleri düzenlenmesi gerekebilir. Halkların rahatlıkla dolaşabileceği alanlar olması gerekiyor. Uzun Sokak'ta, Maraş Cddesi'nde omuz omuza vurarak dolaşan insanların olduğu yerde şehir etkinlikleri olmaz. 

-Peki, bu durumda Arapların aldığı rol büyük mü?

Araplar turist değil. Turist olarak gelen Araplar yüzde 20'yi oluşturmaz. Amele gibi gelen Araplar var. Biz onlara turist diyoruz. Karısıyla çoluk çocuğuyla atlayıp uçağa gelen ve burada da bir araba kiralayıp Uzugöl'de yatıp, yeşili görmedikleri için sürekli yeşil doğa içinde yürüyüp gezen Araplara turist denmez. Turist; gittiği yerde para harcayan ve parayı tüketebilen insanlardır. 

-Turist olan Araplar, bu şehire ne bırakıyor?

Paranın tamamını, Arabistan'daki ve İstanbul'daki acenteler kazanıyor. Trabzon'daki sadece ulaşımını yapıyor. Trabzon ile direk bağlantı kuran çok nadir insanlar var. Trabzon, 100 TL kazanacağı yerde 10 TL kazanıyor. 10 kazanarak Arap turist geldi diye mutlu olunuyorsa, mal, mülk satılıyorsa, kendi araçlarını kullanma imkanı sağlanıyorsa, yarın öbürgün bölgedeki otellerde, arabalarda onları olur. Buranın çocukları da onlara sadece şoförlük yapar. Bugün Suriye'de karışıklıklar var dimi? Peki, Suriyeler şuan nerede? Kendi topraklarımızda dimi? Sen Suudi Arabistan'a gittin mi? Ben gittim. Orası Suriye'den daha geri yaşıyor. Kadın hakkından tutun hiçbir şey yok. Yarın orada savaş olduğu zaman zengin kesimi nereye gelecek? Türkiye'deki kamplara gelmicek değil mi?

*Evine gelecek..

Gördün mü? Bir daha söyle, nereye gelecek? kendi ev sayıları bu şehide yüzde 30'lara çıkarsa ne olacak? Bir Arap nüfusu ne olur biliyor musun? Belediyesinden al, yöneticilerine kadar Arapların olur. Bir toprağa Arap girerse ya da İsrail girerse; ya savaşla atarsın ya da Araplaşırsın. Trabzon halkı bunu anladığında geç kalmış olabilir. Araplara mülk satılmamalı. Onların paraları ve bizim de cahilliğimiz olduğu sürece bu böyle devam edecektir.

-Bu durum nasıl engellenebilir?

Engelleyemezsin! Bu ancak bölgedeki turizmle ilgili güvenceler paketlersen eğer bölgedeki acenteleri kullanma zorunluluğu bırakırsan, tek başına aracın buraya girişini engellersen eğer, Maçka ve Sümela noktalarına denetim kurup, özel ekiple acentesiz girişleri yanı kısacası bir aylık bir denetime sokarsanız hiçbir insan kendi başına münferiten gidebilme yetkisini kaçırır. Turlarında önüne geçersin, onlarda profesyonelleşmeye başlar. Kurallarını işleteceksin.

Peki, Arabistan'a gittiğinizi söylediniz. Orada sistem nasıl işliyor?

Arabistan'da uçaktan inince acentnin ismini vermeden bizi çıkarmıyorlar. Acente pasaportlarımızı topluyor. Bizde var mı? Arap deli biz akıllımıydı? Arap bizden daha akıllı. Arap güven istediği için. Önce kendi gölgesideki acenteye başvuruyor. Bir aksilik çıktığı zaman kendi dilinde rahatlıkla hesap sormak için. Şimdi acenteleri gezin, ev veya araba kiralamakla para kazanıyorlar. Bin TL'lik paranın 700'ü İstanbul'daki acenteye gidiyor. O paranın yarısı otele, yarısıda ulaşım için buraya geliyor. Bin TL'lik tüketimde bölgedeki acenteye 5/1 kalıyor. Ve parayı aracılar alıyor. Sonra sen bu turistle başbaşa kaldığın zaman, sana "Bu tur için Bin TL verdim" diyor. Etrafta fistanlı adam görmekle turizm olmaz.

-Bu durum nasıl düzeltilebilir?

Trabzon'daki bütün yöneticileri Trabzon'dan göndermeniz gerekiyor. Bölgeye vizyon sahibi, gerçten bilgili ve kültürlü, turizme gönül verecek, 10 yıllık, 20 yıllık planlar hazırlayan insanların gelmesi gerekiyor. Elde ettiği rantlarla veya AB kapsamlı projelerden elde ettiği paralarla İstanbula kaçan yöneticiler değil. Trabzon'da ölmeyi planlayan insanların planlarıyla yapılabilir. Bir otelin bir ayda kazandığı ciroyu, bir bölgeye gelen 100 bin turist vermiyorsa eğer burda büyük bir sıkıntı var demektir.

Teşekkür ederim, kolay gelsin.