Doğu Karadeniz, yeşilin en güzel tonları ve olağanüstü doğasıyla dikkat çekiyor. Ancak çok fazla yağış alan bölgede pek çok ev heyelan riskiyle karşı karşıya… Yine de bölge insanı akarsu yatağına, sarp yamaçlara yapılan evlerle adeta ölüme meydan okuyor. Son 82 yılda meydana gelen sel ve heyelanlarda 586 kişi hayatını kaybetti. Rize'de 2 yıl önce yaşanan ve 13 kişinin hayatını kaybettiği sel felaketinin ardından bölgede inceleme yapan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan "Orman hakkını alır, dere yatağında akar. Bunu unutmayın. Ne olur binaları inşa ederken ne kadar göğe yükselirsek o kadar iyi olur anlayışıyla yapmayalım. Zemin etütlerini en iyi şekilde yapmadan hiçbir yerde bina yapılmaması gerekir" demişti. Bütün bunlara rağmen, felaketlerin yaşandığı yerlerde ve dere yataklarında yine binalar yükseldi. Rize'nin Pazar ilçesine bağlı Akbucak köyünde1982 yılında 30 kişinin hayatını kaybettiği köyde yine aynı yerlere evler yapıldı. Etrafındaki bütün toprak kaymış ve neredeyse adacık haline gelmiş bir tepenin üzerinde bulunan 3 katlı evi görenler hayrete düşüyor. Mizat Alnıaçık'a ait 3 katlı ev 4 yıl önce yapılmış. Köyün en yüksek tepesine inşa edilmiş evin manzarası harika. Ancak her an heyelan riskiyle karşı karşıya. Hayvancılıkla uğraşan Alnıaçık, binanın 600 bin liraya mal olduğunu belirterek, "Her katı 250 metrekare büyüklükte. Zemin katında 20 ineğim var" dedi.

'KORKMUYORUM'
"O felaketlerin yaşandığı yere evi bile bile yaptım. Ben öleceğim kime ne" diyen Mizat Alnıaçık, "Köyümüz yıllar önce çok büyük acılar yaşadı. Tekrar öyle bir felaket yaşar mıyız bilemiyorum ama heyelan olursa buralar da kayar gider. Ama ben kimseye zarar vermem. Çünkü altımda başka ev yok" diye konuştu. Böyle bir evde yaşamaktan korkmadığını vurgulayan Alnıaçık, "Ben korkmuyorsam başkaları da korkmasın. Hem neden korkayım ki! Ölümden korkulur mu? Hem ölüm illa heyelandan olacak diye bir kaide yok. Genellikle Ankara'da yaşıyorum. Buraya yaz olduğunda geliyorum. Manzaram muhteşem" diye konuştu.

KAYNAK: SABAH GAZETESİ/ÖZGÜR ÖZDEMİR