Rize merkeze bağlı Küçükçayır Köyü'nde yapımı planlanan hidroelektrik santral (HES) projesi için verilen 'Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) raporu gerekli değildir' kararını ineğini satarak ödediği mahkeme ücretiyle açtığı davada iptal ettiren Kazım Delal, bu kez verilen 'ÇED olumlu raporu'na karşı açtığı davadaki bilirkişi ücretini ise bankadan çektiği krediye, eş ve çocuklarının biriktirdiği parayı da ekleyerek ödedi.

Rize'nin Salarha Vadisi üzerindeki Küçükçayır Köyü'nde yapımı planlanan Ambarlık regülatörü ve HES projesi için 67 yaşındaki Kazım Delal'in Rize İdare Mahkemesi'ne açtığı davada mahkeme yürütmeyi durdurma ve bölgede bilirkişi incelemesi yapılması kararını verdi. Mahkemenin talep ettiği 4 bin 500 liralık bilirkişi ücretini ahırındaki ineğini satarak ödeyen Delal'in açtığı davada mahkeme, 'ÇED raporu gerekli değildir' kararını iptal etti.

Ancak ilk mahkeme sonuçlanmadan önce, dönemin Çevre ve Orman Bakanlığı aynı proje için bu kez, 'ÇED gerekli' kararı verdi. ÇED sürecinin ardından bakanlık firmanın hazırlattığı ÇED raporunu onayladı. Delal bu kez de bakanlığın verdiği bu kararın yürütmesinin durdurulması ve iptali istemiyle yeniden dava açtı. Davada önceki gün yürütmeyi durdurma kararı veren mahkeme Kazım Delal'den yeniden yapılacak bilirkişi incelemesi için 4 bin 500 lira talep etti ve paranın ödenmesi için 7 gün süre verdi.

EŞİ VE ÇOCUKLARI DA DESTEK OLDU

Delal, 4 bin 500 lira tutarındaki bilirkişi ücretini kendisi, eşi ve çocuklarının biriktirdiği 2 bin 500 lira ile emekli maaşından kesilmek üzere bankadan çektiği 2 bin liralık krediyi birleştirerek ödedi. Delal, her iki mahkeme sürecinde de büyük sıkıntılar çektiğini, türlü baskılar gördüğünü belirterek, mahkemenin kendisine parayı ödemek için çok az süre tanıdığını söyledi. Delal, şunları anlattı:

"Satacak ikinci bir ineğim yoktu. Bize verilen sürenin sonunu beklemeden parayı hazırladım ama çok sıkıntı çektim. Eşimin kendi imkanlarıyla biriktirdiği parası vardı. Almanya'daki kızım geldiğinde harçlık vermişti. Biraz da oğlum vermiş. Elinde 2 bin lira vardı. Ufak bir emekli maaşım var. Onun karşılığında da 2 bin lira kredi çektim bankadan. Kendi köşemde de 500 liram vardı. Hepsini toparlayıp 4 bin 500 lirayı hazırladım. Parayı yatırmaya gittiğimde 130 lira daha bir harç parası çıkardılar. Onu da tamamlayıp yatırdım. Önceki davanın masraflarını karşılayabilmek için ahırımızdaki ineği satmıştık. Önceki dava nedeniyle 5 bin liranın üzerinde bir masrafımız oldu. Davayı kazanmamıza rağmen, mahkemeye yatırdığımız ücretin ancak yarısını alabildik. Onu da yine bu yeni davanın masraflarına harcadık. Davayla ilgili sırf fotokopilere harcadığımız para neredeyse mahkeme masrafları kadar bir yekûn tutuyor."

BURALARI BİRİ TERK EDECEKSE BU BİZ OLMAYACAĞIZ

Bütün zorluklara, baskı ve çekilen sıkıntılara karşın hiçbir şekilde HES'lere karşı mücadeleden vazgeçmeyeceğini ifade eden Kazım Delal, şunları söyledi:

"Yerimiz, yurdumuz, suyumuz gidecek. Başka bir şey düşünebilir miyiz? İnek beslemeyi, sütünden, yağından faydalanmayı seviyoruz. Kültürümüzde geleneklerimizde var, vazgeçemeyiz. Tekrar inek almayı düşünüyoruz ama durum ortada. Şu an kafamızda sadece HES var. Zaten eşim de hasta. Onun sıkıntılarıyla da uğraşıyoruz. Ancak derelerimiz, sularımız yağmalanıyor, şirketlere peşkeş çekiliyor. Köylünün yüzde 99'u da şirketin tarafında. Davadan vazgeçmemiz için türlü baskılar ve gizli teklifler geliyor. Boşuna çırpınmasınlar ama bu işin artık geri dönüşü yok. Eğer bize bir teklifte bulunacaklarsa, buradan ve bütün vadilerimizden en az zararsız şekilde nasıl çekilirler onun hesabını yapsınlar. Gizli Kapaklı teklifleri kabul etmiyoruz. Buraları biri terk edecekse, bu biz olmayacağız, onlar terk edecekler."