Trabzon'un Kurtuluşu'nun 99. yıldönümünde Ak Parti Salih Cora bu önemli günü unutmadı. TBMM Genel Kurulu'nda söz alarak bir konuşma yapan Cora, Trabzonluların hangi zor şartlar altında memlekete sahip çıktıklarını belirterek şunları söyledi:

“Tarih Trabzon'umuzun jeopolitik ve jeostratejik konumu nedeniyle her dönem önemli bir kent olduğunu ortaya koymuştur. Geçmişi milattan önce 2000'li yıllara kadar uzanan Trabzon nice uygarlıklara yurt olmuş, sinesinden çağlara damga vuracak büyük medeniyetler çıkarmıştır. Fatih'in fethettiği, Kanuni'nin doğduğu, Yavuz'un şehzadelik yaptığı şehir Trabzon, işte bu biçilmez pahanın bir neticesi olarak da birçok saldırı ve işgal girişimine de maalesef maruz kalmıştır. Birinci Dünya Savaşı'nın yaşandığı yıllarda Osmanlı ordusu dört kıtada yedi düvele karşı hürriyet, istiklal ve istikbal mücadelesi verirken Trabzon da o yıllarda 18 Nisan 1916 tarihinde Rus ordusunun işgaline maruz kalmıştır. İşgalle birlikte, yerleşik halkın huzuru kaçmış, düzeni bozulmuştu. Trabzon'da yaşayan ve o tarihlerde savaşamayacak hâlde olanlar bu işgal girişiminde esir düşmektense ait oldukları topraklardan göç etmek zorunda kalmıştı. Ana yurtlarında, ata yurtlarından göç ettirilmek suretiyle muhacirliğe icbar edilen Müslüman Türkler yaklaşık iki yıl boyunca açlık, sefalet ve salgın hastalıkla mücadele etmiştir.

Muhacirlik tarifi kabîl olmayacak raddede zor bir hâldir. Asırlardır yaşadıkları topraklardan ve sıcak yuvalarından ayrı kalmaktır; hastalanan ve çare bulunamayan bebekler, çocuklar; ayakları çıplak yollara düşen ihtiyarlar; eşini cephede bırakıp onun yadigârına sahip çıkan kadınlar demektir. Hamdolsun ki namusuna kamusuna, bayrağına vatanına, ezanına Kur'an'ına sahip çıkan atalarımızın bizler ana kucağında yurt aramayalım diye inançlı ve kararlı mücadeleleri zaferle sonuçlanmış ve nihayetinde 24 Şubat 1918'de yeniden Trabzon'a geri dönmüşlerdir.

Bu coğrafyanın insanları çok ağır bedeller ödemiştir, birçok ihaneti görmüş ama asla esarete teslim olmamıştır. Yaklaşık 350 bin Trabzonlu, muhacirlik yıllarda göç ettiği topraklardan geri dönememiştir. Geri dönenlerse döndüklerinde yakılıp yıkılan, yağmalanan bir şehir buldular. Tarihleri yakılmış, hafızaları kaybolmuş, hatıraları âdeta yerle yeksan olmuştu. Tarihimizin her döneminde vatanseverlikleriyle ün salan Trabzonlular bu zorlu şartlar altında dahi oluşturdukları gönüllü birliklerle yurdun her sathında istiklal mücadelesine fiilen iştirak etmişlerdir. Birinci Dünya Savaşı'nda Yemen, Kanal, Hicaz, Çanakkale ve Kafkasya'da kan vermiş, can vermiş ama düşmana asla mahal vermemiştir.

Bu vesileyle, bu anlamlı gün nedeniyle sizlerle bir hassasiyetimi de paylaşmak istiyorum. Bizlerin her yıl bu işgal günlerinden kurtuluş günlerini hatırlamamız ve hatırlatmamızdan gayemiz başka milletlere düşmanlık yapmak, yeni düşmanlık türetmek, başka milletlere kin beslemek asla değildir. Tarihte yaşanmış hadiselerden ders çıkararak hataların tekerrür etmesini önlemektir ve elbette pek çoğu ebediyete intikal etmiş ecdadımızın aziz hatırasını yâd etmektir.

Bu vesileyle, milletimizin, memleketimizin ulusal kurtuluş mücadelesinde eşi görülmemiş bir azim, inanç ve kararlılıkla hareket ederek bu güzel toprakları bize ebedî vatan kılan başta Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve onun silah arkadaşları olmak üzere, yine bu uğurda canlarını feda eden nice isimsiz kahramanımızı şükranla, minnetle yâd ediyoruz. Bir kez daha Trabzon'un işgalden kurtuluşunun 99'uncu yıl dönümü kutluyorum.”