61SAAT HABER SERVİSİ

CHP Trabzon 35. il danışma toplantısında katılan CHP Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun referandumda 'Neden hayır'ı anlattı.
Torun şu açıklamalara yer verdi;

''Ben ülkemin insanına güveniyorum ve inanıyorum. 15 yıldır AKP hükümeti sonuçta geldiği nokta aşırı gücü çok farklı bir noktaya taşımaya yüklüdür. N eolduğunu bilmediğimiz yapıyı kabul etmemiz söz konusu değildir. Bu ülke bir ümmetten bir devlet ortaya çıkardı. Ve rejimini Demokratik Cumhuriyet olarak belirledi ve bunu da devam ettirecek. Asıl amacımız demokrasiyi güçlendirmek yaşatmak olmalı yoksa saraydan aldığımız egemenliği tekrar saraya verme gibi bir dururumumuz söz konusu değil. Terör canımızı yakarken, ekonomi her gün iflaslarla karşı karşıya iken sağlık sistemi iflas etmişken her gün yoksullaşırken sanki bütün problmeler bitti. Biz gündeme Başkanlıkla karşı  karşıya kaldık. Özellikel başkanlık diyorum. Bunu Cumhurbaşkanlığı gibi bir kelimeyle otutturup birşey değişmeyecekmiş gibi algılalatıyorlar. 1923'te kuruldu Cumhuriyet devam edecek ama adı demokratik Cumhuriyet olmayacak. Bizim amacımız demokratik parlemter sistem. Bunu asla bozdurmayacağız. Nasıl bu ülkenin kurucu partisiysek kurtarıcı partisi de olmalıyız. Tarihi sorumluluğumuz var. Ya tarihe geçeceğiz yada bedelini ödeyeceğiz. Türkiye'de bunca sorun varken Sayın Bahçeli hiçte gündemde değilken fiili durumu bugünkü duruma çevirmek lazım diyerek süreci başlattı. 7 Haziran'dan sonra baktı ki Cumhurbaşkanı olmayacak çokta gündemde tutumayacak. Ama bir anda Bahçeli bunu gündeme otutturdu. 

82 ANAYASASI DEĞİŞMELİ AMA BU ŞEKİLDE DEĞİL

''Değerli arkadaşlar ne gibi bir tehlikenin içinde olduğumuzu iyi anlayacağız. Sonra mücadele edeceğiz. 82 Anayasası aldı kaçtıydı, bu anayasada kaptı, kaçtı olacak. Hiç tartışılmadan. Düşünceler işin işine katılmadan yaptım oldu diyerek bir anayasa değişikliğini önümüzde getirdiler. Evet 82 Anayasası darbe anayasası ama yağmurdan kaçarken doluya tutulduk. 82 Anayasası gerçekten hak ve özgürlükleri ortadan kaldıran bize yeterli olmayan bir anayasaydı, değişmezi gerekiyordu. Ama biz dedik ki gelin toplumun ihityaçlarını içeriye katarak ortak akılla bu uzlaşıyı yapalım dedik. Ama onlar yine ısmalarma anayasa yaptılar ve bugün dayatıyorlar. Bunu hep birlikte reddedeceğiz. Bu bizi bölen bu bizim için bugüne kadar oluşmuş en büyük tehlikedir. Kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırıyorsunuz. Meclisi işlevsizleştiriyorsunuz. Milletin kazanımlarını elinden alıyorsunuz. Böyle birşey olabilir mi? 

'CUMHURBAŞKANININ ATADIĞI BAKANDAN VEKİL NASIL HİZMET İSTEYECEK?'

"Kendileri bir kitapçık hazırlatmışlar. Yalanı söylersiniz. Sözde kalır gider. Bunlar yalanı kitapçık haline getirmişler yazmışlar bunu da kullanarak insanımızı ikna etmeye çalışıyorlar. Örneğin Evet kampanyasında meclisin işlevi ile diyorki meclisin milletvekilini 600'e çıkarıyoruz ve güçlendiriyoruz. 450 idi 550 çıktı. Şimdi 600'e çıkaracaksınız. Meclisin görevi mi arttı, sorumluluğu mu arttı neyi arttı da sayıyı arttırıyorsunuz. Pazarlık yüzünden arttırıyorsunuz. Yoksa meclisin görevinin arttığından değil. Meclis itibarsızlaştırıyorlar. Bütçe yapma hakkı bir şekilde erleniyor. Artık bu referandum geçerse CUmhrubaşkanı'nın atadığı bir insandan olacak. Sivil birilerinin makam olduğu bir yapıda milletvekilinin nasıl bir yaptırımı olacak. Nasıl o bakandan hizmet alma talebi olacak. Vatandaş milletvekilinden hizmet ettiğinde nasıl bir hizmet gücü olacak. Bu anayasa değişikliğini neresinden bakarsanız bakın. Uygulanabilirliği yoktur. Bu ülkede uygulanamaz. Bu bir tek adam rejimidir. Bütün gücün tek yerde toplanmasıdır. Biz yıllardır neyin mücadelesini verdik''