Ne dedi Köroğlu.

“Tüfek icat oldu, mertlik bozuldu..”

Bu müthiş tespit teknoloji ile yakından ilgili. Bir de sermaye ile tabi.

Ne zamanki sermaye futbolu keşfetti, mertlik de bozuldu. Alın teri de. Top bu kez dört köşe oldu.

Bir an için şöyle düşünün.

Milyonlarca dolar paranızı; Dünya futbol şampiyonası organizasyonuna yatırdınız.

Hatırı sayılır önemli bir şirketsiniz. Uluslar arası bir marka. Pazar payınız harika. Kazandıkça iştahınız artıyor.

Ve yine kazanmak istiyorsunuz.

Futbol denilen oyunu pazar yapınız arttırmada bir araç olarak görüyorsunuz. Bastırıyorsunuz en ciddi parayı
organizasyonun sponsoru oluyorsunuz.


Siz o organizasyonda yani dünya futbol şampiyonasında, finalin Uganda ile İran arasında oynanmasını ister misiniz…?

Cevabınız evet ise tek satır daha yazmam. Yazmamam gerek.
Hayırsa; işte mertliğin bozulduğu andır.

Kısa ve öz, o denli ciddi bir para yatırdığınız organizasyonda finalin Brezilya-İtalya, Arjantin-İspanya ya da vip düzeyinde başka ülkelerin oynamasını istersiniz. İstemekle kalmaz,yönlendirirsiniz de..

Şimdi bu genellemeden hareketle; şöyle bir Türkiye gerçeğine pike yapın ve konun.

Küresel sermayenin baronları, Türkiye’de Fenerbahçe, Galatasaray, Beşiktaş arasından şampiyonun el değiştirmesine ister.

Trabzonspor futbolu keşfeden küresel sermaye için bu yemek masasında bir garnitür dür.

İşte zurnanın zırt dediği yer burasıdır.

Burada sinek küçük ama mide bulandırıyor mantığı yoktur. Sinek büyüktür, mide de bulandırmamaktadır.

Bu gerçekten hareketle, Trabzonspor baronların futbol masasında garnitür olarak değil de ana yemek olmak istiyorsa;
Transferden daha önemli, küresel sermayeye kendini pazarlayabilmelidir.

Yani benim üzerime de oynarsan daha fazla pazar payı alırsın ya da dekoder satarsın. Ha bunu yapamadın O zaman da;Tüfeğin icat olup mertliğin bozulduğu bu piyasada, Trabzonspor futbol baronlarının yemek masasında “Isırgan “ olma cesaretini göstermelidir.

Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım, sofranın ana yemeği olduğunu bildiği için “ Havuzdan çıkarım” diyor. Galatasaray “Ben de denize girerim” diyor. Beşiktaş’de ses yok. Trabzonspor’da da. Hadi diyelim Beşiktaş’ın belini ekonomik kriz kırmış. Ya bizim..Biz de “Ben de yayla çimenine seriliyorum” diyebilmeli..

İşte bu aşamada Trabzonspor yemek masasında ısırgan olmak gibi bir rolü üstlenmeli.

Sineklerin büyük ve mide bulandırmadığı o masada ısırgan otu gibi filizlenmesi elini değdireni, dilini uzatanı yakabilmeli.

Onun içinde, cesaret gerekli.

Cesaret de yürek işi.

Trabzonspor Fenerbahçe’nin havuzdan çıkarım restinden çok önceleri, kupam gelmezse ligden çekilebilirim diyebilmeliydi.
Fener’in sinek gibi büyük(!) ama mide bulandırmayan hamlesine en güzel cevabı yine küresel sermayenin Türkiye’deki işbirlikçisi verir. Der ki, “Ulan ne havuzu sen çıkacağım dediğin havuzun önümüzdeki 3 yıllık parasını bile almışsın o zaman kulübün tapusunu getir..”

Futbol baronlarının geçen sezon kar payları düşecek diye lige getirdikleri play of sistemi, dünya kupasında finalinde Uganda ile İran’ın oynamasına engel olacak bir çeşit hamlenin benzeri gibidir. Madem bugün delikanlısın Fener, niye o gün sesin çıkmadı.

Sözün kısası şudur. Küresel sermayenin bir direnç gücü vardır.
Futboldaki sermayenin de o direnç gücü Trabzonspor’un kupamı vermezseniz ligden çekilirim kararı kırar.

Bu kararı alabilmek de o sermayeye göbekten bağlı olmamakla eş değer olsa bile, Trabzonspor’un bunu yapacak kitle desteği vardır.
Yeter ki yönetim bu konuda minnacık cesaretli olsun..

Cesurların bir kere korkakların binlerce kez öldüğü gerçeği Trabzonspor’un direnç gücü olmalıdır.

Kuşkusuz kurtlar sofrasında sizin de dostlarınız olacaktır. Ama baltalarınız da hazır olmalıdır. Sadri Şener’in baltalarını çıkarma anıdır…