61 SAAT HABER SERVİSİ- ÖZEL HABER- ZEYNEP ALTUN- 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Uluslararası Mücadele Günü kapsamında, bu konuda birçok çalışma yapmış olan Femin&Art Uluslararası Kadın Sanatçılar Derneği Başkanı Şükran Üst 61. Saat’e konuştu.

Femin&Art Derneği Başkanı Şükran Üst yıllardır “sanatçı öğretmen” yetiştirmek için eğitim veren aynı zamanda da kadınları sanat hayatına dahil etmek için gecesini gündüzüne katan bir emekçi bir kadın… Femin&Art ise Türkiye’de Trabzon Genel Merkezli olup Uluslararası çalışan tek dernek..

KIZLARIMIZ OKUYOR AMA SANATLA İLGİLENMİYORLAR

Okuma ve çalışma alanında kadınlarımızın artık aktif olduğunu ama sanat alanında yetersiz olduklarını belirten Üst; “Güzel sanatlar lisesinde öğretmenlik yapıyorum aynı zamanda Görele güzel sanatlarda baskı resim ana sanatlarında yüksek lisans yapıyorum bu dönem bitecek. Bu dernek Ocak 2007’de kuruldu. Telefonla 5 arkadaşımı arayarak böyle bir dernek kurmak istediğimi belirttim. Okurken de çalışırken de bakıyorum kızlarımız ağırlıkta ama sanat alanına gelindiğinde gerçekten sayıları oldukça az. Öğretmen olan arkadaşlarımız öğretmen olduktan sonra sanata devam etmediler gördüğüm kadarıyla. Bu yüzden böyle bir dernekle bir araya gelmemiz gerektiğini düşündüm” dedi.

BİR ANNE NE KADAR EĞİTİMLİ OLURSA…

Dernek kurulmadan önce de kadın konusunda oldukça aktif çalıştığını belirten Üst: “Dernekler yasasına göre 5 kişiyle kurulması gerektiği için arkadaşlarımı aradım sonrasında bu dernek kuruldu. Bu dernek kurulmadan önce 4 -5 sene 8 Martlarda kimse yapmazken sadece kadın sanatçılarla resim sergileri açıyordum. Emekçi kadınlar gününde emekçi kadınları sanata teşvik etmek amacıyla kadınları bir araya getirmeye çalıştık. Sonrasında Femin & Art’ı kurduk 5 Ocak 2007’de. “ diye belirtti. Sözlerine; “Amacımız kadınları bir araya getirebilmek, ürünlerini sergilemelerini sağlamak, farklı kültürleri kaynaştırmak özgüven aşılamak. Çünkü bir anne ne kadar eğitimli olursa çocuğu da o şekilde yetişir. Bu emekçi ve sanatkar kadınların eşleri de  kadınlar sanatla ilgilenmeye başladığından beri daha da saygı duymaya başladı eşlerine. Aile, toplum, sanat bir bütündür “ şeklinde devam etti.

YURT DIŞINDA 27 TEMSİLCİLİK

Trabzon odaklı dünyaya açılan Femin&Art, adeta sanat anahtarı görevinde… Türkiye’de 12 şubesi ve yurt dışında da 27 temsilciliği bulunan derneğin başkanı Şükran Üst, temsilcilikleri bulunan ülkelerde Türklerin değil orada bulunan halkın çalışmaları yürüttüğünü belirterek sözlerine şöyle devam etti:” Sanatın amacı da toplumları aydınlığa kavuşturmak, özgürleştirmek, paylaşmak ve ileri götürmektir. Evinden çıkamayan kadınlar bile şuanda bizimle uluslararası toplantılara ve etkinliklere katılıyorlar, bu sebeple birçok farklı kültürdeki insanla tanışıyorlar. 8 uluslararası festival düzenledik. Bu yıl dokuzuncu festivali Trabzon’da yapamadık ama önümüzdeki yaz gerçekleştirmeyi düşünüyoruz. Bursa şubemiz gerçekleştirdi bu seneki festivali. İstanbul ve Dalaman, Çanakkale şubemiz iki festival düzenledi. Şuanda 12 şubemiz var. Yurt dışında da 27 ülkede temsilciliğimiz var. Aynı zamanda şubelerimiz de var. Gürcistan da bir üniversite bünyesinde kuruldu bu şube. Ural, Kazakistan, Sibirya’da şubelerimiz var. Onun dışında Japonya, Fransa, Lübnan gibi birçok ülkede temsilciliklerimiz var. Oradaki temsilciliklerde oranın sanatçıları var yani buradan gitmiş Türkler değil.”

SPORA VERİLEN DESTEĞİN BİNDE BİRİ BENDE OLSAYDI…

Ülkemizde spora özellikle de futbola sanattan daha çok değer verildiği belirten Üst, bu konuda sitem etti. Femin&Art olarak sanatsal faaliyetlerde hiç bir destek alamadıklarını belirten sanatçı öğretmen; “Maddi olarak destek alamıyoruz. Bunda kadın olmamızın dezavantajı da var. Bir gittiğimiz yere ikinci kez gitmeye çekiniyoruz. Trabzon, bu etkinliklerin güzelliğinin farkında değil. Trabzon, spora verdiği değerin binde birini bana vermiş olsaydı ben dünyayı buraya taşırdım. Her sene görüyoruz Trabzon günlerinde oldukça masraf yapılıyor. Yöresel yemekler yeniyor, kuymaklar lahanalar pişiyor ama ben tam tersine sanatçıları buraya getiriyorum. Gelen sanatçılara tanıtım için kuru kuruya etkinlik düzenlemiyoruz Femin&Art olarak. Gelirken kendi ülkelerine ait birer eserle geliyorlar, kendi kültürlerini tanıtmak için. Onu sergiliyoruz. Sergiden bir hafta sonra gelen sanatçılarımı halkın içine taşıyoruz. Yaylalara, Sis Dağı şenliklerine, Rize’ye, Ayder’e aklınıza gelebilecek her yere götürüyoruz şehrimizi tanıtmak için. Geçen sene 5 gün buradaydık ve canlı performans çalıştık meydanda. Sonrasında 3 gün boyunca Tiflis şubemizde çalışmalarımız devam etti. Uluslararası sanat köprüleri kuruyoruz. Rusya’dan gelen bir arkadaşımız İstanbul’dan başlayarak Sis Dağı’na kadar çok güzel bir video hazırlamıştı. Kültür Bakanlığı bile o kadar etkili bir video hazırlayamazdı. 3 ülkeyle başlayan serüvenimiz şuan 27’ye ulaştı” diye sözlerine devam etti.

MAHKUM KADINLARIN UMUTLARINI “RESMETTİK”

Kadın hapishanelerini yurt dışındaki temsilcilikleriyle birlikte eş zamanlı ziyaret eden Femin&Art, dünyada bir ilki gerçekleştirdi. Üst’ün bu konuda ki açıklamaları ise şu şekilde:” Kültür Bakanlığı’nın destek olması gerekirken geçen sene maddi olarak hiç destek sağlamadı bize. Onun yerine bazı özel firmalar bize sponsor oldu ve zaman zaman belediyeden temin ettiğimiz araçlarla etkinliğimizi sürdürdük. Sadece önceki sene Kültür Bakanlığı’ndan 5.000 TL civarında bir destek aldık o kadar. Uluslararası, alışılmış ve görkemli festival yapmış bir dernek olarak destek alamıyoruz. Kadın hapishanelerini resimledik 27 ülke kadınıyla… Daha öne gerçekleşmemiş bir olay bu. İlk kez bizim derneğimiz gerçekleştiryor. Farklı katılımcılarla mahkumların istediklerini, umutlarını, hayallerini kısaca ne arzuluyorlarsa onu resmettik duvara. Kimi ağaç istedi üzerinde yırtık ceket asılı olan, kimi kara lastiklerimi özledim dedi, bir diğeri gün batımı isterim dedi, kimi martılar, güvercinler istedi. Onların hayallerini resmettik. Bu etkinliğimizi TRT canlı olarak yayınladı. Ekranda yayınlandıktan sonra mahkum kadınlar da bize katıldı onlarla da boya yaptık. “

Sanatın dilinin evrensel olduğunu belirten Üst sözlerine şöyle devam etti: “ Mahkum kadınlardan biri bir şarkı söyledi ve gelen katılımcılar anlamadıkları halde duygulandılar. Sanatın dili evrenseldir, ortaktır. Bu durum yurt dışından gelen temsilcilerimizin oldukça ilgisini çekmişti. Bu gerçekleştiğimiz olay ülkemiz adına da oldukça başarılı bir durum. Çünkü “hapishanelerimiz şeffaftır” mesajı vermiş olduk böylece.”

DÜNYA ÇOCUKLARI BARIŞ İSTİYOR

Özgürlüğü elinden alınan kadınlara yönelik sanatsal etkinlikleri sürdüren Femin&Art aynı zamanda sosyal mesaj vermek adına etkinliklerini sürdürüyor. Sanatçı öğretmen Şükran Üst: “Bez bebek atölyeleri kurduk. Şiddet mağduru kadınlar moral bulsunlar diye onlara çeşitli eğitimler verdik. Çocuklar barış istiyor diye Ayvalık şubemizin açılışında geçen sene 80 metre bez üzerinde oradaki okullarla birlikte resim yaptık çocuklarla. Aynı anda 27 temsilciliğimiz de kendi ülkelerinde çocuklarla resim yaptılar ve görsellerini paylaştılar bizimle. “Dünya çocukları barış istiyor” “ diye açıklama yaptı.

ŞİDDET’E FIRÇA ATTIK

“Trabzon Meydan Parkı’nda barış şemsiyeleri yaptık, boyadık. Amaç, dil -din ayrımı yapmadan herkesin bir şemsiye altında toplanmasını sağlamaktı. 14 Nisan Dünya Sanat Günü olduğu için “sanata yürüyoruz” diye ayakkabı boyadık meydanda. Rengarek ayakkabılar çıktı ortaya. Bunlar bir mesaj zaten. 8 Martlar da, 25 Kasımlar da kadına şiddete fırça atıyoruz diye ilk 2012’de İstanbul’da İstiklal’de canlı performans sergiledik. “Şiddete fırça atıyoruz”un sloganı da oldukça başarılı oldu. Çünkü hem şiddete fırça atmak eylemi hem de boyama eylemi gerçekleşiyor. Halk ile birlikte her sene 10 metre bez üzerinde şiddete fırça atıyoruz diye resim yapıyoruz. “

25 KASIM’DA 27 ÜLKE İLE EL ELE

“Emperial Hastanesi’nin orada bulunan üst geçidin ayaklarını 25 Kasım Dünya Kadına Şiddetle Mücadele Günü’nde boyamıştık. 27 temsilciliğimiz ve 12 şubemizle eş zamanlı yaptık. Ortak dünya mesajı verdik böylece. Rize ve Kayseri’den  şube açmak isteyenler oluyor ve biz tabi ki bunu istiyoruz. Ama herkesi kontrol ve takip etmek zor oluyor. Biz farklı kültürlerden oluşan bir mutluluk puzzle’yız. Herkes bir yerden geldikçe tablo tamamlanıyor. Biz belli bir kesime değil de şiddete uğrayan, mağdur olan her kadının yanındayız.  Kadın kimliğinde dünya kadınlarının yanında olarak, kadın sorunlarıyla ilgili her yerdeyiz. “

DARBE GİRİŞİMİ’NDE KÖTÜ İZLENİM VERMEDİK

15 Temmuz darbe girişiminde ülkemiz adına kötü izlenim vermemek için yurt dışından gelen misafirlere ülkede her şeyin yolunda olduğunu göstermeye çalıştıklarını belirten Üst başından geçen olayları: “Bizim festivallere destek veren Tiflis, Şiddete fırça atıyoruz etkinliklerimize katılan, Adnan Menderes Üniversitesi’nde eğitim görevlisi olan bir arkadaşımızın uluslararası bir çalıştayı vardı. Biz ona destek olma amacıyla çalıştayına yardım amaçlı şubelerimiz ve temsilciliklerimizden arkadaşlar buraya geldi. Geldikleri gün de darbe girişimi olduğunu öğrendik. Yurt dışında olan arkadaşlar aradılar “nasılsınız gelelim mi “ diye. Biz ülkemizde her şey yerinde, hükümetimiz görevinin başında ve her şeye hakim. Korkunuz endişeniz olmasın dedik. Hatta ben ertesi sabah Didim’de olan etkinliğe katıldım. Orada olan arkadaşlarımıza olumsuz yönde hiçbir şey hissettirmemeye, her şeyin yolunda olduğunu göstermeye çalıştık. İran’dan gelecek olan bir arkadaşımız sürekli olarak Whatsapp’tan yazıyordu. Uçak seferleri iptal olduğu için gelemedi ve üç gün havaalanında beklemek zorunda kaldı. Aynı zamanda Gürcistan’daki arkadaşlarımız da  Batum’da kapı kapandığı için gelemediler ve dönmek zorunda kaldılar. İstanbul havaalanında mahsur kalıp sonradan gelenler oldu. Ama onlara olumsuz anlamda hiçbir şey hissettirmeden, ülkemizde her şeyin yolunda olduğunu belirttik. Barış mesajlarımızı vererek etkinliğimizi sürdürdük. Dünyaya böyle bir mesaj verebilmenin mutluluğunu yaşadık. Eğer yaşananları hissettirmiş olsaydık bizim için de ülkemiz için de çok kötü biz izlenim olurdu. Biz her zaman için en güzelden yanayız ” diye açıkladı.

ERKEKLER SERGİ AÇIYOR YA KADINLAR?

Kadınların 3 milyon lira bütçe gibi bir rakam ayırıp sergi açmadığı ama erkeklerin bunun için özel bir çaba sarfettiğini belirten Üst:” Kadın derneği kurma fikri öğrencilerimizin çok olmasından kaynaklanıyor. Güzel sanatlarda 18. Senem. Her sene 25 öğrenci alıyorduk ama bu sene bu sayı 30’a yükseldi. Bu öğrencilerimizden sadece 3’ü erkek.  Kızlarımız sanata daha yatkın daha üretken ve yaratıcı ama öğretmen olduktan sonra sanatla ilgilenmeyi bırakıyorlar. Kiminin annelik duygusu ağır basıyor ya da sadece öğretmenlik yapıyor. Öğretmen dediğin kendisini geliştirmek zorunda. Biz yetişirken sanatçı öğretmen olarak yetişiyoruz, onu devam ettirmelerini istiyorum. Bakıyoruz erkekler oldukça yüksek bir bütçe ayırıp sergi açıyorlar ama hangi kadın bunu yapıyor? Biz de bu dernek sayesinde birçok kadının sadece bir eseriyle bile kendini ifade etmesini sağladık” dedi.

AMACIMIZ “KADININ GÜÇLENMESİ”

10 Kasım’da Atatürk’ü anma kapsamında da etkinlikler yapan Femin&Art Dernek Başkanı Üst :”10 Kasım’da Atatürk’ü anarak “yurtta barış, dünyada barış” sloganıyla Eskişehir’deki sergimize Bursa’dan Kütahya’dan, İzmir’den oldukça katılım sağlandı. Geçen sene Paris’te sergimiz vardı. (Şanzelize).  Almanya’da, İtalya’da, Tiflis’te, Gürcistan’da, Sibirya’da birçok ülkede sergiler açtık. O süreçte biz misafirlerle ilgilenirken eşlerimiz çok yardımcı oldu. Yemekten, çamaşıra kadar birçok işte yardımcı oldular bize. Amacımız elbette ki buydu “kadının güçlenmesi” Uluslararası kadın kimliğimizle biz de varız demekti. Başarılı olduk…” diye belirtti.

TRABZON GENEL MERKEZLİ OLUP, DÜNYADA AKTİF OLAN TEK DERNEK

Trabzon genel merkezli olup Uluslararası alanda en çok aktif olan ve hatta bu alanda ilk olan Femin&Art diğer derneklere de sürekli destek oluyor. Bununla ilgili olarak Üst: “Kent Konseyi’nin yönetimindeyiz ve olan her toplantıya katılmak zorundayız. Aynı zamanda kadın derneklerinin yapmış olduğu toplantılara ve etkinliklere katılmak zorundayız. Avrupa Kadın Lobisi üyesiyiz. Dünyadan 4000 kadın kuruluşu olarak üyesi var ve Belçika’da. Sosyal ağlardan paylaşım ve imza kampanyaları oluyor onlara destek oluyoruz. Sivil Anayasa’da kadının ayak izleri demokrasinin ayak izleridir diye meclise de gittik. Şiddeti Önleme ve İzleme Merkezi (ŞÖNİM) İle mağdur kadınlarla ilgili valilikle, milli eğitimle ilgili çalışmalarımız oldu. Bu derneğin bu uluslararası boyuta gelmesi .ok emek istedi. Zaman vermek gerekiyor. hiçbir şey emek vermeden olmaz, sosyal hayatını, kişisel zamanını, maddi manevi emeğini verecek, fedakarlık yapacak ve gönülden gelerek çalışacak bir arkadaşımız olursa seve seve görevi devredebilirim Çünkü bu sadece Trabzon ile sınırlı değil, şubelerimizin ve temsilciliklerimizin de sorumluluğunu taşıyoruz. Türkiye’de Trabzon Genel merkezli olup yurt dışında da bu kadar aktif olan tek derneğiz” dedi.