Trabzon’da 24. 24. Ulusal Patoloji Kongresi Trabzon’da yapılıyor. Kongre kapsamında düzenlenen toplantıda kanser tehlikesine dikkat çekildi. 
24. Ulusal Patoloji Kongresi Trabzon’da yapılıyor. Kongre kapsamında bugün yapılan basın toplantısına;  Patoloji Dernekleri Federasyon Yönetim Kurulu Başkanı İ.Ü. İstanbul Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Bilim Dalı Öğrt. Üyesi Prof. Dr. Dilek Yılmazbayhan, Avrasya Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dekanı Anadolu Pataloji Derneği Başkanı ve Kongre Başkanı Prof. Dr. Yavuz Öran, Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Pataloji Dernekleri Federasyonu önceki Başkanı Prof. Dr. Kutsal Yörükoğlu ve Dokuz Eylül Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Patoloji Anabilim Dalı Öğr. Üyesi Patoloji Dernekleri Federasyonu üyesi Prof. Dr. Erdener Özer katıldı. 

TÜRKİYE’DE AKCİĞER KANSERİ BİRİNCİ SIRADA
Toplantıda ilk olarak söz alan Prof. Dr. Özener, Türkiye’de kanser hastalığının riskinin giderek attığına dikkat çekti. Türkiye’de 2002 yılında yüz binde 133 olan kanser görülme sıklığının 2012 yılında iki katı 266’ya çıktığını kaydederek, “Akciğer kanseri birinci sırada yer almakta. Kanser can alıcı bu nedenle bizim öncelikli sırada görmemiz gereken bir hastalık. 40 yıl önce ölüm nedenleri arasında 4. Sırada şimdikalp ve damar hastalıklarından sonra ikinci sırada.” Dedi. 

TRABZON’DA KANSERİN GÖRÜLME RİSKİ
Trabzon’da kanser görülme riskine de değinen Özer, “Hastane aşiv kayıtlarından elde edilen verilere göre, kadınlarda meme kanseri yüzde 18 ile başı çekiyor. Erkeklerde ise yüzde 28 ile akciğer kanseri. Her iki gruptta mide kanseri ikinci sırada geliyor. Troid bezi kanseri sadece kadınlarda ilk beşe giriyor” dedi. 
TÜRKİYE 457 MİLYON TL ÖDEDİ
Devlet olarak 2012 yılında 457 milyon TL ödendiğini kaydeden Prof. Dr. Özer, “ Devlet olarak 2012 yılında 457 milyon TL ödemiş bulunmaktayız. Bu yıl Sağlık Bakanlığı bütçesini düşünecek olursak nerdeyyse 5’te 1’ine geliyor bu rakam. SGK ödüyor bu paraları ve ciddi bir gider yükü var. Bu yükü azaltmak için akılcı ilaç polikası uygulanırken uluslararası bağımlılığımız nedeniyle pek çok firma bu ilaçları getirmiyor” diye konuştu.  
KANSERİ SADECE ÇERNOBİL’E BAĞLAMAMAK LAZIM
Kanserin genetik bir hastalık olduğunu kaydeden Prof. Dr. Özer, “Kanser genetik bir hastalık. Özetle mutasyon denen genlerimizde ki değişiklikler ile ortaya çıkıyor. Anne ve babamızdan gelen bu değişiklikler, kimi durumda da ileri yaşlarda sigara gibi kimyasal ve radyasyon gibi fiziksel etkiler, hatta virüslerin etkileri ile oluşuyor. Kanserin gelişimini tek bir nedene örneğin sadece Çernobil felaketine bağlamak bilimsel açıdan doğru değil. Gelin kanserden kaybsettiğimiz Kazım Koyuncuya kulak verelim: “Bene Çernobil değil, Türkiye’de ki sistem kanser etti” dedi. 
KANSERE BIÇAK VURULMAZ MI?
Prof. Dr. Yörükoğlu ise, Türkiye’de halk arasında kansere bıçak vurulduğunda iflah olmaz anyaşının bulunduğuna dikkat çekerek, “Kansere bıçak vurulduğunda artık iflah olmaz deniyor. Oldukça yanlış. Bu nedenle geç tanı koyuluyor. Patoloji sadece kanser olduğunun tanısını koymuyor, aynı zamanda kanser olmadığının da tanısını koyuyor” diye konuştu. 

HALKIN KANSER KONUSUNDA BİLİNÇLENMELİ
Prof. Dr. Yılmazbayhan ise, halkın kanser konusunda bilinçlendirilmesinin çok önemli olduğuna dikkat çekerek, “Hedef kiltemiz olan halkımızın bu konuda bilinçlenmesi çok önemli. Bir parçamızın, bir hastılığın tanısında mutlaka patoloğa gönderildiğinin kontrol edilmesi gerek. 
Bütün bu tanıdan elde edilen verilerin kanser kayıtçılığında kullanılması ve bölgelerin kişisel riklerin ortaya çıkarılması gerek” dedi. 
ÇERNOBİL’İN ETKİSİ NE DURUMDA
Çernobil ile ilgili gelen soruya yanıt veren Prof. Dr. Yörükoğlu, “Kanser sıklığının artması sadece çevresel faktörlerle söz konusu değil. Tanı yöntemlerinde ki artış da kanser sıklığının artamsıın etkin oluyor. Çernobil’in kanser sıklığına etki edip etmediğini araştırmak çok kolay değil. Bu artışı Çernobil’e dayamak bilimsel değil” diye konuştu. 

KANSERE TANI SİSTEMİNDE ÇERNOBİL’İN KATKISI
Prof. Dr. Özoran ise Çernobil’in kanser noktasında bilinçlenmesinde önemli etkisi olduğunu kaydetti. Özoran, “Kansere tanı sisteminde ülke genelinde çok büyük katkısı oldu. Her müsibetin bir yararı var ya o açıdan. Daha öncekilerde kıyas sağlıklı yapılamıyordu. Ama şimdi sağlık bakanlığının ciddi kayıtları var” dedi. 
TRABZON VE TÜRKİYE KIYASI
Trabzon’da ki kanser oranları ile Türkiye’de ki kanser oranının karşılaştıran Prof. Dr. Özer, “Türkiye örneğine baktığımzıda akciğer kanserleri her iki cinsiyettede ön planda.  Sigara icimi kanseri tetikleyen aktif eden bir zararlı. O nedenle bunun altını çizmekte fayda var” dedi. 

BÖLGEDE TROİD BEZİ KANSERİ NEDEN FAZLA
Bölgede troid bezi kanserinin fazlalığına da dikkat çeken Özoran, “Bölgemizde çok büyük Troid bezi büyüklüğü eskiden bilinen gerçek. İyot’Un yeterince alınamayışı, akarsuların toprakta tutulamayışı, burada geleneksel olarak tüketilen bir çok sebtzede bulunamayışı ya da genetik faktörler gibi bir çok nokta vurguluyor. 
Bu troid büyümesi zemininde kanser oranı ile birliktebir artış var mı? Burada ki 
Toplumun bilinci arttı. Düzeyi arttı. Tanı yöntemleri arttı. Eskiden tanı almayan bir çok olgu ortaya çıktı. U da görece olarak kanser sayısının arttığını gündeme getiriyor. Ama biz dersek Çernobil’e bağlı olarak kanser oranı arttı bu olumsuz bilimsel oranı yansıtmayacak” dedi.