Uzmanlar uyardı. Tane sigara, nargile ve e-sigaraya uyuşturucu karıştırılıyor. sağlık Bilimleri Üniversitesi Rektörü  Prof. Dr. Cevdet Erdöl, Dünya Uyuşturucu Kullanımı ve Kaçakçılığıyla Mücadele Günü dolayısıyla yaptığı açıklamada, uyuşturucu bağımlılığının bütüncül  bir sorun olarak ele alınıp değerlendirilmesi ve çözüm yolları noktasında çareler  üretilmesi gerektiğini söyledi. Uyuşturucuyla mücadele etmek için öncelikle "sigara bataklığı"nın  kurutulması gerektiğini ifade eden Erdöl, Birleşmiş Milletler'in (BM) verilerine  göre, dünyada uyuşturucu madde bağımlılarının sayısının 29 milyona ulaştığını,  Türkiye'de ise kullanım oranının 2011'den bu yana 17 kat arttığını vurguladı.

Prof. Dr. Erdöl, Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) verilerine göre;  Türkiye'de 15-64 yaş grubu nüfusta yasa dışı bağımlılık yapıcı maddenin en az bir  kere denenme oranının yüzde 2,7 olarak belirlendiğine işaret ederek, şunları  kaydetti: "Madde kullanım yaygınlığının 15-34 yaş grubu genç yetişkinlerde,  genel nüfusa göre daha yüksek olduğu belirtilen araştırmada, uyuşturucu maddeyi  ilk defa kullanma yaşı ortalaması da 13,88 olarak hesaplandı.

Kullanım yaşı ise  10'a kadar düştü. Bağımlılıklarla mücadele, anayasamızın bize emrettiği bir konu.  Bağımlılıktan en fazla 25 yaş altı gençler ve çocuklar olumsuz etkileniyor. Yani  bağımlılık aslında bir gençlik sorunu. En kolay ulaşılabilen maddeler en  tehlikeli olanlardır. Bağımlılık maddesi, her geçen gün daha fazla tüketim  istiyor. Vücut, her seferinde daha fazla ürün tüketmek istiyor. Gençliğinden,  parasından, ar ve namusundan fedakarlık gerektiriyor."

 Prof. Dr. Cevdet Erdöl, bağımlılık ailesinin üyelerini ise sigara,  bira, tiner ve benzeri uçucu maddeler, kokulu kırtasiye malzemeleri, okul çağında  kullanılan yapıştırıcılar, haplar, otlar, uyuşturucular, son dönemde ise siber  bağımlılık, bilgisayar oyunları, televizyon, insanları ekrana kilitleyen  görüntüler şeklinde sıralayarak, sözlerini şöyle sürdürdü: "Uyuşturucuya başlayanların yüzde 99'u için giriş kapısı sigaradır.  Sigara bir bataklık, uyuşturucu ise sivrisinek. Uyuşturucuyla mücadele etmek için  öncelikle sigara bataklığını kurutmamız gerekiyor. Herhangi bir çocuğa 'Al yavrum  bu uyuşturucudur, güzeldir, kullan' dersek hiçbirisi kullanmaz.

O zaman  uyuşturucuyu çocuklara alıştırır ve bulaştırırken, başka şeyler adı altında  bulaştırıyorlar. Uyuşturucuya ya sigarayla başlıyor ya bira içiciliğiyle  başlıyor. Burada çocukların uyuşturucuya alışma ve bağımlı olmaları konusunda iki  önemli kanal var. Bizim bunlarla çok ciddi şekilde mücadele etmemiz gerekir ki  çocuklarımızı uyuşturucudan koruyabilelim." Uyuşturucu kullananların geçmiş verilerine bakıldığında yüzde  99,9'unun öncesinde sigara içtiğini dile getiren Erdöl, bu nedenle çocukların  uyuşturucuya başlamaması için sigara içmemesi gerektiğini söyledi.

  SEFERBER OLMALIYIZ!

   Erdöl, ayrıca yasak olmasına rağmen büfe, bakkal ve sokaklarda satılan  tane sigaralara uyuşturucu maddelerinin katıldığı konusunda çok ciddi kaygıları  olduğuna dikkati çekerek, "Aynı şekilde 'melek yüzlü şeytan' olarak tanımladığım  nargileye tütünle birlikte uyuşturucu özelliği olan bazı bitkilerin (afyon, maraş  otu gibi) de karıştırıldığını biliyorum. E-sigara kartuşlarına da dolum  yapılırken yüklenen kimyasallar konusunda şahsi olarak ciddi kaygılarım var.  Çünkü, nikotin sıvısı dışında uyuşturucu maddelerin de bu kartuşlar yoluyla  insanlara satıldığı konusunda küresel anlamda şüpheler söz konusu.

Çocuklarımızı  uyuşturucuya götüren yolları kesinlikle tıkamamız lazım veya çocukların sigara,  nargile, e-sigara, bira gibi uyuşturucuya götüren zararlı alışkanlıklara kolay  ulaşımını zorlaştırmamız lazım. Her şeyden önemlisi çocuklarımızı, gençlerimizi  anlamamız lazım." değerlendirmesinde bulundu. Prof. Dr. Erdöl, gençliğin, daha en başında buna yakalanmadan  durdurulması gerektiğini, bütün uyuşturucuların zararlarının anlatılmasının,  öğretilmesinin hayati önem taşıdığını aktararak, sözlerini şöyle tamamladı: "Büyükşehirlerde ve otoyolların kenarlarında koma halinde düşen ve  hatta zaman zaman ölen gençler aslında ülkenin geleceğidir.

Bedeli her ne olursa  olsun bu korkunç zehrin önü alınmalıdır. Uyuşturucuyla savaşta fertçe, ailece,  milletçe ve devletçe seferber olmadıkça ne gençliğimizi kurtarabilecek ne de bu  korkunç zehrin önünü alabileceğiz. Bu yüzden herkesin gereken özveriyi ve  sağduyuyu göstermesi hayati derecede önemlidir. Ancak o zaman gençlik bizim  gençliğimiz ve gelecek bizim geleceğimiz olacaktır.

 Ülkemizin bağımlılıklarla mücadelede yasal bir eksikliği yoktur.  Uygulamada ciddi sıkıntılar söz konusudur. Sayın Cumhurbaşkanımız, 'Silahlı terör  neyse, uyuşturucu terörü de odur' ifadelerini kullandı. Bir yandan gençlerimizi  uyuşturucu illetinden koruyacağız, diğer yandan da uyuşturucu baronlarına karşı  terörle mücadele gibi amasız, fakatsız, lakinsiz mücadele yürüteceğiz."