61SAAT HABER SERVİSİ - Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu, Haziran ayı Trabzon Ticaret Sanayi Odası (TTSO) Meclis Toplantısına katıldı. Meclis Başkanı Şadan Eren Başkanlığında toplanan, TTSO Meclis Toplantısına Bakan Soylu’nun yanı sıra Trabzon Valisi Yücel Yavuz, Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu, Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı Müsteşarı Mazhar Yıldırımhan, Ortahisar Belediye Başkanı Ahmet Metin Genç’te katıldı. 
GÜNEY ÇEVRE YOLUNU BAŞA ÇEKİN

Meclisin açılışında konuşan Başkan Şadan Eren,  Trabzon’da turizm konusunda çalışmaların ilk sırada yer aldığına dikkat çekti. Eren, “Turizm konusunda yürütülen çalışmalar ilk sırayı almaktadır. Körfez ülkelerinden gelen turist sayısında ki artış bölgemiz ve ülkemiz için büyük fırsat olarak değerlendirmelidir. Bu potansiyelin daha cazip hale gelmesi için ir takım önlemlerin alınması gerekiyor. Cevap alma konumuz Trabzon’a nasıl turist geleceği değil, turistleri nasıl memnun edeceğimizdir. Fiyat istikrarının sağlanması, denetimsiz kiraya verme uygulamalarının engellenmesi, yöre insanının turizm bilincinin arttırılması, kalifiye eleman temin edilmesi, bilgi amaçlı çalışmaların tamamlanması konularının gözden geçirilerek devlet desteklerinin sağlanmasında desteğinizi istiyoruz” diye konuştu. 
Eren, son olarak ise Bakan Soylu’dan Güney Çevre Yolunun önceliklerin başına alınmasını talep etti. Eren, “Sizin bakanlığımızı Trabzon için büyük şans olarak görüyoruz. Trabzon’un acilen Güney Çevre Yolunun önceliklerinin başına alınmasını talep ediyorum” dedi. 
İSTİHDAM KONUSUNA DİKKAT ÇEKTİ

Şadan Eren’in konuşmasının ardından TTSO’nun geçen ay yaptığı faaliyetlerle ilgili mini bir sinevizyon gösterisi sunuldu.  Sinevizyon gösterisinin ardından TTSO Yönetim Kurulu Başkanı Suat Hacısalihoğlu, bir konuşma yaptı. Hacısalihoğlu, “Siz buradayken konuşulması konu istihdam konusu. Ben bugün ki konuşmamda istihdama değinmek istiyorum. Her zaman her yerde karşımıza çıkan iş talepleri. Bunlar bizler olduğu gibi siyasilerin de bu tekliflerle karşı karşıya kaldığını görüyoruz. Bizler elimizden geldiğince özel sektörde işe yerleştirmeye çalışıyoruz. Özellikle son 1 yılda ki şehrimizde aktif çalışanlara sigortalıların kayıtlarına baktığımızda önemli bir rakamlara ulaşıyor. İstihdamın sağlanması açısından bizim arzu ettiğimiz sürdürülebilir bir çalışmanın olmasıdır. Burada bizim üzerinde durduğumuz konulardan bir tanesi yeni girişimciler geliştirerek ticari hayata sokmak. Kendileri çalıştığı gibi çevresine de istihdam yarattığı için kalıcılığı sağlamak” dedi. 
YATIRIM ADASI İÇİN ARZA TALEPLERİ GELİYOR
Eren, “2015 yılından 16 yılana geçiş olarak baktığımızda yatırım ortamı olarak teşvik belgesi alan firmalarda yüzde yüzlük artış oldu. İstihdamda da 300’e yakın istihdam taahhüt edildi. Bu yatırım programıyla ilgili. 1 kişinin maliyeti ortalama 300 bin TL… Dolayısıyla devletin üzerinden yükü alma adına istihdam konusunda özel sektörün güçlendirerek yeni girişimciler yaratıldığı takdirde devletimiz daha da rahatlayacaktır. 
Yatırımcılar sürekli geliyor yatırım yeri arıyor. Elimizde ki OSB’lerin arazilerinin tamamının tahsisini yaptık. Yetmedi. Sırada bekleyen yatırımcılarımız var. Şinik Organize Sanayi Bölgesinin ilave arsalar konusunda gösterdiği hassasiyete sayın Bakanımıza teşekkür ediyoruz. Sadece hizmet sektöründe değil, sanayi sektöründe de yatırımlarımızı yapmak suretiyle istikrarlı bir şekilde istihdamı kalıcı olarak sağlamış oluruz. Yatırım adasıyla ilgili arsa talepleri de şimdiden geliyor” dedi. 
GİRİŞİMCİLİK MERKEZİ KURULMASINI İSTEDİ
Trabzon’da yaptıkları çalışmayla yüzde 75 oranında hizmet sektöründe iş arandığını kaydeden Hacısalihoğlu, Bakan Soylu’dan, AB fonlarıyla Trabzon’da Girişimcilik Merkezinin kurulmasını istedi. Hacısalioğhu, şöyle devam etti: “Bizim arzuladığımız bölgede şehirde yatırım yapmak bu yatırımın karşılığında da bölgenin gelişmesini sağlamak. Özellikle istihdam konusunda geleceğe dönük kalıcı adımlar atmak adına yüzde 75 iş talebi hizmet sektöründe kalanı da diğer sektörlerde. Girişimcilik  Merkezini şehrimizde kurduğumuz takdirde sürdürülebilir kalıcı bir istihdamı ve aynı zamanda o eğitimle istihdama katılacak olan çalışanların geleceğe dönük belirli bir verimliliği sağlayacaktır” 
ÇOK BÜYÜK ŞANSTIR
Trabzon Valisi Yavuz ise, yaptığı kısa konuşmasında “Bir inovasyon merkezinin bölgesel faydası olacak tekliflerin geliyor olması işine çok hakim olduğunu gösteriyor. Bundan hep mutlu olmuş idim. Böyle güzel bir potansiyele sahip ilde vali olarak görev yapacak olmak benim için çok büyük şanstır” dedi. 
ANODULUNUN DOĞASINDA VARDIR
Toplantıda son olarak Çalışma ve sosyal Güvenlik Bakanı Süleyman Soylu konuştu. Bakan Soylu, özetle şu ifadeleri kullandı: 
“Anadolu Medeniyeti, aslında,  ekonominin ve ticaretin üzerine bina edilmiş bir medeniyettir. Orta Asya’nın ve Ortadoğu’nun batıya uzanan eli gibi duran bu topraklar, tarih boyunca ticaret yollarının ana güzergahı olmuştur. Bu yollar, bu ticaret  var olduğu için tarım gelişmiş, sanayi gelişmiş, yerleşik düzen ve şehirler oluşmuştur. Yani ekonomi, ticaret ve üretim, aslında bu toprakların genlerinde, doğasında vardır. bizim yapmamız gereken şey, devlet olarak bu olağan akışı doğru yönetmek, bu ülkede, üretim yapmak isteyen, ekonomiye omuz vermek isteyen insanlara  siyasi ve makroekonomik  istikrarı temin etmek ve bu topraklardaki insan potansiyelini özgür bırakmaktır.    
“NASIL DAHA ÇOK VERGİ TOPLARIM” DİYE BAKILMIYOR
AK Parti hükümetleri, ekonomiye bakarken  “nasıl daha çok vergi toplarım, bütçe açıklarını nasıl kapatırım” anlayışıyla bakmamaktadır. Mali disiplin, istikrar ve yatırım ortamını sağlıklı bir şekilde tesis etmeye odaklı bir bakış açımız var.  Bunu yaptıktan sonra zaten vergi geliriniz de artıyor, yatırımlarınız da artıyor, bütçeniz de açık vermiyor, kriz de görmüyorsunuz, yüzde 70 enflasyon da görmüyorsunuz.  ve 14 yıldır bu denge çok başarılı bir şekilde tesis edilebilmiştir. 
Bu dengeyi oluşturmak için çok ciddi reformlara ve dönüşümlere imza atılmıştır. Özellikle 2002 öncesi “kara delik” olarak tabir edilen çalışma ve sosyal güvenlik alanında, gerek benden önce gerekse  bizim bakanlığımız döneminde atılmış adımlara şöyle bir baktığımızda, gerçekten ciddi bir gelişme ve dönüşüm görmekteyiz. 
-sosyal güvenlik reformunu hayata geçirilmiş,Bağ kur-emekli sandığı-SSK’dan oluşan üç ayaklı  sosyal güvenlik sistemi tek çatı altında toplanmıştır.
-Sosyal güvenlik prim gelirleri arttırılmış, sosyal güvenlik açığınIn GSYH’ye oranini azaltılarak  bütçe dengesi düzeltilmiştir. 
Sosyal güvenlik sistemimizin açiğinin GSYH’ye oranI 2002 yılında yüzde 2,27 olarak gerçekleşmişken; bu oran 2015 yılında yüzde 0,58 olarak gerçekleşmiştir. 2016 için öngörümüz ise yüzde 0,51’dir. Keza kayit dişi istihdamda 2002 yılında oran yüzde 52,1; 2016 mart ayinda ise yüzde 32,9 olmuştur.  
GENEL SAĞLIK SİORTASI
Genel Sağlık Sigortası; 2012 yılında yeşil kartlı vatandaşlarımızı da Genel Sağlık Siortasına alarak bugün vatandaşlarımızın yüzde 97,7’sini Sosyal Güvenlik şempiyesi altına almış bulunuyoruz.  Gelirleri asgari ücretin üçte birinden az olanlara Sağlıktan ücretsiz yararlanma imkanı getirdik. 
Sağlık hizmetlerine erişimi kolaylaştırdık. Vatandaşlarımızı özel hastaneler de dahil istediği hastaneye ve eczaneye gitme imkanına kavuşturduk.  
Sağlık karnesini kaldırdık. E-Reçete uygulamasını başlatarak ciddi bir bürokrasi yükünü ve kağıt israfını önledik. 
25 yaşın altında ki gençlerimizin GSS borçlarını sildik. 
Asgari ücreti bin 300 TL’ye çıkarttık. 
Emeklilerimize seyyanen yıllıkbir maaş ödedik. 

İŞ KUR’DA YENİ DEĞİŞİMLER
Ve iş kur, Gerçekleştirdiğimiz yeniden yapılanma ve dönüşümle istihdam piyasasının en önemli oyuncusu ve politika uygulayıcısı haline gelen İş kur’da kuruma yapılan başvuru sayısı 8 kat, açık iş yasısı ise 14.7 kat işe yerleştirme sayımız ise 7 kat artmıştır. 
Bütün bunların yanısıra daha önce ülkemizde mevcut olmayan Güvenceli Esneklik Kanunu, İş Sağlığı ve Güvenliği Kanunu, Mesleki Yeterlilik gibi konularda birer reform alanı olarak çalışma hayatımıza dahil edilmiştir. 

DÜNYA DÖNÜŞÜMLERE SAHNE ALMAKTADIR
Dünya  ciddi dönüşümlere sahne olmaktadır. Bu dönüşümler ekonomi üzerinde gerçekleşmektedir. Dünyanın batısı ile doğusu arasında ki gelir dengesizliği güvenlik gerçekleri de işin içine katılarak Doğudan Batıya bir göç hareketini tetiklemiştir. İşte Avrupa Birliğini görüyorsunuz. Dağılması tartışılmaya başlandı. Dün itibariyle İngiltere, birlikten çıkma kararı aldı. 
TÜRKİYE AB MÜZAKERELERİNE DEVAM EDECEK Mİ?
Türkiye artık her şeyin Avrupa tarafından dikta edildiği kabul ettirildiği ülke değildir. Kurallarımız var. Prensiplerimiz var. Ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. Batı ile Doğu arasında en güvenli ülkeyiz. Türkiye eski Türkiye değildir. Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği, Türkiye’nin AB Müzakere sürecine devam edip etmeme referanduma söylemeni kimse garipsemedi. 
 
ÇANAKKALEYİ SAVUNDUĞUNUZ GİBİ
 Bütün bu değişimler karşısında ekonominin oyuncuları olarak sizlerin alması gereken tutum, bu ülkeye güvenlik istikrarı, mali disiplini, ekonomi yönetiminde ki rasyonelliği tehlikeye atacak her türlü iç ve dış oyuna karşı teyakkuzda olmaktır.  Gezi olayları gibi 17-25 Aralık girişimleri gibi darbe teşebbüslerine karşı bu ülkenin birliğini, ekonomik istikrarını, Çanakke’yi savunduğumuz gibi savunmak zorundayız. 
TRABZON FIRSATLAR ŞEHRİDİR
Trabzon fırsatlar şehridir. Ağzıma Trabzon kelimesi geldiğinde, heyecanlandığımı burada sizlerle paylaşmak isterim. Önümüzde  büyük fırsat var. Biz iyi yönetsekte, iyi yönetmesekte fırsat var. Ama bizim yapmamız gereken bunu ortak akılla birlikte iyi yönetmektir. Her birimiz her şeyi yapabilecek kabileyette değiliz. Ama el ele verirsek, birlikte olursak, 10 bin yabancı öğrenci Trabzon’da olacaktır. Bizim hedefimiz budur. Bu imkanımız var mı var? Biz bölge coğrafyasının en önemli vilayetlerinden bir tanesiyiz. Dünyanın her ülkesinden çocukların ve insanların olduğunu gördük. 
Vize muhafiyeti de dahil bir çok konuda samimiyetle adım atan Türkiye’ye bahane ürettiler. Türkiye artık her şeyin Avrupa tarafından dikta edildiği kabul ettirildiği ülke değildir. Kurallarımız var. Prensiplerimiz var. Ayaklarımızın üzerinde duruyoruz. Batı ile Doğu arasında en güvenli ülkeyiz. Türkiye eski Türkiye değildir. 

KARADENİZ BU YIL TÜRKİYE’NİN AÇIĞINI KAPATACAK
Türkiye turizmi rahat olsun. Karadeniz inşallah bu 2016 yılında körfezden gelecek turistlerle birlikte açığı kapatacaktır. Uçaklarımızda yer kalmadı. Otellerimizde yer yok. Büyük moralle bu seneye hazırlanmak için gayret gösterdik ve o istikamette gidiyoruz. Herkes büyük bir iş birliği içinde hazırlandık. Bundan 10 yıl sonra yayla evlerinde kalma kapış kapış gidiecek. Sadece Arap  turistlere değil. Avrupa’dan gelecek olanlara bu hazırlıkları yapalım. Yaylalara sahip çıkalım iddiasını ortaya koyuyarsak, bunun sebebi var. Yarına tarumar etmeyelim daha büyük imkanlar ortaya koyalım. Bunu hep beraber ortaya koyacağız. 
Çok yakın zamanda Trabzon havaalanından helikopterlerle yaylalara minübüsler gibi seferler düzenlenecek. Dünyanın hiçbir yerinde Kargöl, Ayder, Giresun’un yaylaları yoktur. Burada toplam bir destinasyon olarak düşüneceğiz. Gümüşhane’de ki mağaralar yoktur.