AGOS Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Hrant Dink'in öldürülmesine ilişkin 35 sanığın yargılandığı davanın dördüncü duruşması başladı İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen duruşmaya Eski İstanbul Emniyet Müdürü Celalettin Cerrah, Eski Emniyet İstihbarat Dairesi Başkanı Sabri Uzun, dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, Trabzon Emniyet Müdürlüğü polis amirleri Muhittin Zenit, Ahmet İlhan Güler, Özkan Mumcu'nun aralarında bulunduğu bazı tutuksuz sanıklar katıldı. Tutuklu sanıklar cezaevinden getirildi. Ogün Samast ve Yasin Hayal ise tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBİS sistemi ile duruşmaya katıldı.

Yasin Hayal söz alarak, “Mahkemenizin huzurunda Dink ailesinden özür diliyorum.  Orhan Pamuk’a karşı da bazı sözlerim oldu. Orhan Pamuk’tan da özür diliyorum. Benim bu olaydaki tek rolüm, Ogün Samast’a silah vermek. Cinayet işleyeceğini bilsem vermezdim. Tahliyemi istiyorum.” dedi.Dönemin Trabzon Emniyet Müdürü Reşat Altay, meslek hayatı boyunca legal ve illegal hiçbir kurum, kuruluşla ilgisinin olmadığını belirterek "Dink davasında sanık olarak yargılanmaktan dolayı hicap duyuyorum." dedi. Kırklareli'de görev yaparken 2006 Mayıs ayı kararnamesi ile Trabzon İl Emniyet Müdürlüğüne atandığını belirten Altay, "Benden önce görev yapan Ramazan Akyürek, İstihbarat Daire Başkanlığı görevine başlamıştı. Trabzon'daki genel asayiş, güvenlik ve devam eden operasyonlar hakkında bana yazılı ve sözlü bilgi verilmedi." dedi.Trabzon'da birtakım sansasyonel olaylar nedeniyle çok yönlü bir konuma sahip olduğunu belirten Altay, "Rahip Santaro'nun öldürülmesi, Trabzonsporlu futbolcuların arabalarının kurşunlanması gibi. Trabzon’da neler oluyor noktasında kamuoyunda bir hassasiyet oluşmuştu.

Bu nedenle göreve başladığımın ertesi günü başta istihbarat şube olmak üzere sırayla bütün birimlerle brifing yaparak durumu öğrenmeye, ne gibi tedbirler alınması gerektiğini tespit etmeye çalıştım." dedi.Aldığı tüm brifinglerde Dink'e yönelik suikast girişiminde bulunulacağına ilişkin istihbarat alındığına dair kendisine hiçbir bilgi verilmediğini belirten Altay, "Göreve başladıktan bir müddet sonra İstihbarat Şube Müdürü Engin Dinç, makamıma gelerek bir yardımcı istihbarat elemanının sorunlu olduğunu, agresif yapısıyla istenilmeyen bir olaya karışabileceğini beyan etti. Elemanın hangi konularda bilgi getirdiğini sordum.

Bana Karadeniz Bölgesi’ndeki radikal dini gruplarına ilişkin haber alma faaliyetleri yürüttüğünü söyledi. Elemanın motivasyonunun sağlanması için eğer benim görüşmemin bir yararı olacaksa ben de görüşeyim dedim. Engin Dinç, 'Siz zahmet etmeyin ben görüşürüm.' dedi." şeklinde konuştu.Engin Dinç'in yardımcı istihbarat elemanının Yasin Hayal grubunun Dink' e yönelik bir eylem tasarladıkları hakkında bilgi verdiği konusunda kendisine hiçbir bilgi vermediğini belirten Altay, "Trabzon'dan tayin olup gidinceye kadar da ne yardımcı istihbarat elemanı ne de Dink'e yönelik yapılması düşünülen eylemler hakkında bir daha benimle konuşmadı." dedi. 2006 Temmuz ayının sonlarında Faruk Sarı'nın İstihbarat Şube Müdürü olarak göreve başladığını belirten Altay, "Cinayetin işlendiği tarihe kadar suikastla ilgili olarak Faruk Sarı tarafından bana hiçbir bilgi verilmemiştir." diye konuştu.
Altay, Celalettin Cerrah'ın kendisini arayarak Erhan Tuncel'in sorgusunda Trabzon'da yardımcı istihbarat elemanı olduğunu, cinayete yönelik Trabzon Emniyet Müdürlüğü görevlilerine bilgi verdiğini anlattığını söylediğini belirtti. Cerrah'ın söylediği ana kadar Erhan Tuncel'in Mehmet Kurt kod adlı yardımcı istihbarat elemanı olduğunu, Dink'e yönelik bilgi getirdiği hususunu bilmediğini belirten Altay, "Erhan Tuncel'in Dink cinayeti ile ilgili olarak emniyet teşkilatına yardımcı istihbarat elamanı olduğunu Cerrah'tan aldığım bilgi dâhilinde öğrendim." dedi.
 
Cerrah ile görüşme yaptığı sırada İstihbarat Daire Başkanı Ramazan Akyürek'in de yanında olduğunu öğrenerek onunla görüşmek istediğini belirten Altay, "Akyürek'e cinayetin Yasin Hayal grubu ile ilgili olduğunu söylememe rağmen bu konuda bana hiçbir bilgi vermediği gibi İstanbul Emniyet Müdürü’ne de hiçbir bilgi vermediğini öğrendim." dedi.Altay mahkeme heyetinin soru üzerine "O dönem emniyet teşkilatındaki işleyişle ilgili belli bir cemaat belli bir yapıya mensup insanların emniyet teşkilatında söz sahibi oldukları görüşü hâkimdi. Bende bu görüşe katılıyorum." dedi.