Oyuncu yapısı olarak birbirine benzer özellikler taşıyan iki takım, fizik üstünlüğünden daha ziyade teknik kapasiteleri ile yüksek pas yaparak hızlı oynamayı ve hücum yapmayı düşünerek maça başladılar. Trabzonspor’da  bana göre orta sahada pas yapacak  Alanzinho ve Colman’ın çok top kaybetmeleri biraz sıkıntı yarattı. Daha dengeli oynamak gayreti içersinde olan bir Trabzonspor  sahada vardı.

Lille karşısında beraberlik bizim için iyi bir avantaj teşkil ediyordu. Ancak hiçte hesapta olmayan İnter’in CSKA’ya mağlup olması planlarımızı bozdu.  Şenol Güneş’in bu önemli maçtaki beraberlik planı doğruydu.  Güneş Lille maçında dersine iyi çalışarak rakibi iyi etüt etti. İlk yarı Bordo-Mavili takım  adına belki sıkıntılı geçmiş olabilir. Bunda orta alanda Zokora’nın yalnız başına kalmasının faktörü önemliydi. Eğer Serkan balcı ortaya daha yakın oynasaydı hem Zokora’nın yükü hafifleyecekti hemde Colman ve Alanzinho öne daha çok çıkarak hücum zenginliğini artırabilecekti. Ancak bu çıkışı Trabzonspor bir türlü yapamadı. İkinci yarıda Bordo-Mavili ekip daha derli topluydu.  Lille’ye boş alan bırakmadı.  Lille’nin arkasına atılan toplarla tehlike yaratma  düşüncesinde olan Trabzonspor son 10 dakikada önemli pozisyonlarda yakaladı. Ancak oyuncuların burada soğukkanlı davranmayışı Bordo-Mavili ekip adına handikaptı.

Burada öncelikle oyuncular ve Şenol hocayı kutlamak lazım. İlk kez katılılan Şampiyonlar Ligi’nde hiç kimsenin beklemediği puanları topladılar. Şampiyonlar Ligi’nde Trabzonspor yoluna devam etseydi iyi olurdu ama Avrupa Ligi’ni de küçümsememek gerek. Trabzonspor daha fazla çalışıp daha fazla özveride bulunursa UEFA’da da ses getirebilir. Bu çocuklar bunu başaracak kapasitede. Ben bir kez daha herkesi yürekten kutluyorum.