Bu adam dediğim Serdar Bali. Gazetecilik yaşamımda en sert eleştirilerimi yöneticilik döneminde Bali’ye karşı yaptım. Bana mısın demedi. Küsmedi. Darılmadı. Gördüğü yerde selam verdi sarıldı. Oysa öyle çok yönetici profili gördük ki adama iki laf ettik, güya tepki koydu. Serdar Bali farklıydı. Çünkü özgüveni vardı ve yaptığı için doğru olduğuna inanıyordu. Eleştiriyi de bir hak olarak görüyordu. Bali, şimdi eksik olan bir şeyini tamamladı. Kitap yazdı. Adı da Bordo Mavi hayatımın siyah beyaz hikâyesi. Kitabının adını koyarken bile ince mesaj var. Beşiktaş yıllarına gönderme. Siyah Beyaz oradan geliyor. Süper bir ince zeka, helal olsun. Bu kitabı okuyun. Bana kitabını imzalarken başımı ağrıtan dostum diyerek yazdı. Serdar Bali’nin başını ağrıtmayı çok seviyorum.

***

Bali’nin kitabından birkaç anekdot 1984 yılı. Trabzonspor, A.Aker’de G.Saray’ın 1-0 yeniyor. Sahanın en iyisi Osman Denizci’yi A.Suat Özyazıcı çıkartır. Taraftar isyan eder büyük tepki koyar. Osman da sahadan çıkarken, ayakkabılarını yedek kulübesine, Özyazıcı’nın olduğu yere fırlatır. Taraftar bu kez Osman’a tepki koyar. Bu olaydan sonra Osman kadro dışıdır. Aradan haftalar geçer, taraftarın biri A.Suat Özyazıcı’ya “Yeter ya oynatsana Osman’ı “ diye tepki koyan. Özyazıcı taraftara şöyle cevap verir..” Oynatacağım da ayakkabıları yok ki…”

***
Bali’nin kitabında böyle yığınla anekdotlar var. Güleceğimiz, ağlayacağımız, gururlanacağımız yığınla yaşanmış öykü. Kalemine  sağlık başını ağrıttığım adam..