Trabzonspor, UEFA Avrupa Ligi'nde Rostov ile UEFA Avrupa Ligi Play-Off maçına çıkıyor...

Ve yayın karmaşası var. Kimin yayınlayacağı, yayınlanıp yayınlanmayacağı belli değil. Sonra TV8 devreye giriyor ve maçı naklen yayınlayacağını duyuruyor. Bunu sosyal medyada da paylaşıyor. Ancak yine ne oluyorsa, yeni bir haber daha geliyor ve karşılaşmanın naklen yayının gerçekleşmeyeceği dile getiriliyor.

Trabzonspor resmi sitesinden de Rostov'un kendi ülkesindeki yayıncı kuruluşla arasında yaşanan sorun nedeniyle maçın yayınlanmayacağını duyuruyor. Eğer büyük kulüp yöneticisi olduğunuzu iddia ediyorsanız, Rostov kulübü hangi nedenle olursa olsun maçın naklen yayını konusunda zorluk çıkarıyorsa hemen duruma müdahale edebilmelisiniz. Sorun paraysa cebinizden çıkarıp ödemeli ve taraftarınızı ve ülkeyi bu maçı izlemekten mahrum bırakmamanız şarttır.
Soruyorum size Fenerbahçe, Galatasaray veya Beşiktaş maçı olsaydı böyle bir karmaşa yaşanır mıydı? Bu 3 büyük kulüp yönetimleri böyle bir skandala göz yumar, ya da ortalığı ayağa kaldırmaz mıydı?

Böylesine önemli bir karşılaşmanın, kendi taraftar kitlelerini bırakın, tüm Türkiye tarafından izlenmesi gerektiğini düşünür her türlü önlemi almaz mıydı? Eğer karşı kulübün suçu varsa gerekirse anında UEFA'yı devreye sokmazlar mıydı?
Hepsi olurdu merak etmeyin!
Ama Trabzonspor'u yönetenler öylesine transfere gömülmüşler ki, büyük kulüp olmanın tek kriteri olarak pahalı oyuncuları kadrolarına katmak, sonra da, "Taraftarın gönlünü yapmak için gemileri yaktık" demekten ibaret sanıyorlar. Eğer siz böylesine kritik ve önemli maçı tüm Türkiye'ye ve dolayısıyla taraftarlarınıza izletemiyorsanız bırakın büyük kulüp yöneticiliğini, sizden yönetici de olmayacağınızı bilmeniz gerekir ve derhal koltukları boşaltma yolunda hızla boş kağıda 'istifa' ediyoruz' diye yazıp altına da imzayı atmalısınız.
Yoksa yöneticilik öyle Rostov'a gidip rakip takımın yemeğinde boy göstermek, hediye almak değildir!

Başkanlık da, Halilhodzic ya da Cardozo gibi isimlere yüksek ücretlerle imzalar attırırken yanlarında sığıntı gibi oturmak hiç değildir!