Ülkemiz için oynanan oyunlar mı dersiniz, yoksa ülkemizde oynanan oyunlar mı? Adını ne koyarsanız koyun ama şu gerçek ki, bu kadar vurgun, adam kayırma, usulsüzlük, hırsızlık ve ihanete rağmen bu ülke ayakta ise Cenabı Allah bizleri seviyor olmalı. Tabiri caiz ise tesadüfen yaşıyoruz. Bu günlerde geçecek biliyoruz lakin yiyeceğimiz ayazı siz düşünün. Neyse efendim ülkesini seven bir yurttaş olarak naçizane içimden geçenleri bir iki kelime dahi olsun paylaşmadan edemedim.

Asıl olan Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin bekasıdır. Diyerek bu haftada ‘’Açalım perdeyi eyleyelim kelam..’’ Bu haftaki kitap önermesi Prof. Dr. İlber Ortaylı’nın kaleme aldığı ve Kronik Kitap yayınlarından çıkmış, Hukuk ve İdare Adamı Olarak Osmanlı Devleti'nde Kadı kitap yer almakta. Türkiye’de tarih dediğinde hiç şüphesiz akla gelen isimlerden biridir İlber Ortaylı. Eserinde Osmanlı hukuk tarihinin merkezinde yer alan ve üzerine pek konuşulmayan kadıları anlatmaktadır.

Kadılık İslam Ortaçağında ortaya çıkan idari ve adli bir görevdir. Kadı’nın sosyal-idari fonksiyonları değerlendirilirken on dört asırlık İslam tarihi içindeki evrimi göz önüne alınmadığından, bu kurumun İslam öncesi imparatorluklardan neleri, ne ölçüde miras aldığı üzerinde de durulmamıştır. İlber Ortaylı, kadıların tarihini ve yargı görevlerini, tayinini, görev süresini, yargı bölgesini, yardımcılarını, diğer memurlar arasındaki hiyerarşik ilişkisini ve Osmanlı mahkemelerinin nasıl işlediğini birincil arşiv kaynaklarını kullanarak anlatıyor. İlber Ortaylı, hem geniş ufuklu tarihçiliğini hem de tadına doyum olmaz üslupçuluğunu işe koştuğu bu kitabında, Osmanlı dünyasında kadı’nın bütün boyutlarını olağanüstü bir sürükleyicilikle ortaya koyuyor. Aslında bakarsanız, yaşadığımız dönemi de göz önüne alınca bu kitabı okumanın doğru bir eylem olacağı kanaatindeyim.

Bu hafta sizi gene geçmişe götürmek istiyorum. Türk Pop Müziğinin efsane isimlerinden olan Erol Evgin’in unutulmaz şarkılarını Türkiye’nin en güçlü sesli on kadın sanatçısı ile çıkardığı Altın Düetler adlı albümü, müzik marketlerde satışa sunuldu. Göksel’den Hande Yener’e, Nükhet Duru’dan Sezen Aksu’ya birçok ismin yer aldığı albüm, plak formatında satışa sunuluyor. Herkesin kendinden bir şeyler bulacağı bu eşsiz albümü kaçırmamanızı öneririm.

Yerli sinema son birkaç yıldır oldukça mesafe kat etti. Öyle ki son yıllarda hayli başarılı yapımlar ortaya çıkar oldu. Senaryosundan, yapımına, oyuncusundan görsel efekte kadar. Bunda teknolojik gelişmeler ve profesyonel eğitim almış oyuncuların olmasının da payı çok büyük. Buda demek oluyor ki, işi ehline bırakmak gerekiyor. Geçen hafta vizyona giren yerli yapımlarda Gupse Özay’ın başrollerinde yer aldığı, Buğra Gülsoy ve Eda Ece gibi


isimlerinde oynadığı ‘’Görümce’’ adlı film yer almakta. Yalan Dünya dizisi ile tanıdığımız Gupse Özay, ilk filmi Deliha’dan sonra bu kez bir görümce olarak karşımıza çıkıyor. Gündelik hayatta karşılaşılması mümkün olayların yer aldığı film, oldukça keyifli zamanlar yaşamanızı sağlıyor.

Yabancı yapıtlara baktığımızda ise 2016 ABD yapımı Uzay Yolcuları filmi yer alıyor. Yönetmen koltuğunda Morten Tyldum oturduğu filmde, yapımcılığı ise Neal H. Moritz ile Stephen Hamel paylaşıyor. Açlık Oyunlarından tanıdığımız Jennifer Lawrence ile birlikte Chris Pratt, Michael Sheen, Laurence Fishburne, Aurora Perrineau gibi güçlü isimler oynuyor. İmdb’de 8,6 oy alan film, bilim kurgu film severler için oldukça doğru bir tercih olacaktır.

Önümüzdeki günler yerli ve yabancı yapıtlarda hayli iddialı filmlere gebe. Hızlı ve Öfkeli serisinin 8. Filminden tutun Recep İvedik 5’e kadar birçok başarılı film bizi bekliyor.

Kıymetli okurlar, bu köşemizden sizden gelen etkinlikleri duyurma imkânı sunacağımızı belirtmiştik. Fakat genel olarak gelen maillerde, sanat eğitimi ve faaliyetleri noktasında çokça soru gelmekte. Sizden gelen bu sorulara duyarsız kalmak etik olmayacağı için, elimizden geldiğince bilgi güvenliğini ihlal etmeden cevap vermeye çalışacağız.

Bir okurumuz, özel bir toplulukta, tiyatro eğitimi almak için kursa yazılmış. Kurs başlar başlamaz ellerine oyun metni verilerek, prova yapmaya başladıklarını belirtmiş. Tiyatro eğitimleri bu şekilde mi yapılmaktadır? Diye bir soru yöneltmiş.!

Türkiye’de tiyatro eğitimi veren üniversite ve özel eğitim kurumları, tiyatro tarihi ve kuramlarından başlayarak, oyun incelemesi, drama, dil ve konuşma, doğaçlama ve mimik, ritmik ve dans, temel ses bilgisi eğitimi, ses eğitimi, eskrim, sahne uygulaması, dil kuralları ve konuşma, rol, hareket ve doğaçlama, ritim ve dans, plastik makyaj, koreografi ve şan eğitimi verilmektedir. Tabi ki bu eğitimleri amatör grup ya da tiyatrolarda bulmak olanaksız. Bu tür toplulukların başında yer alan yetkililer, bu alanda bir eğitim almadıkları gibi, tiyatroyu genelde ikinci bir iş olarak yapmaktadırlar. Fakat gönül ister ki madem bu sorumluluğun altına giriyorsunuz, bu eğitimleri önce eğitimcileriniz alsın, sonrada size verdikten sonra okuma provasına geçilsin. Ne yazık bu tarz topluluklar da eğitim veren kişilerinde bu konularda yetkinlikleri olmadığı için size sadece elinize metin vermek sureti ile oyunda görev almanızı beklerler. Özet olarak almış olduğunuz kurs tiyatro eğitimi olarak sayılamaz. Bu anlamda gerçek anlamda bir eğitim almak istiyorsanız, bu işin okulundan mezun olan kişileri bularak, drama derneklerine giderek ya da şehirdeki devlet tiyatrosu oyuncularından, müsait olmaları durumunda talep edebilirsiniz.

Başka bir okurumuz ise, sanatın her alanını sevdiğini fakat şehirde yeteri kadar aktivite olmadığından yakınmakta.

Öncelikle hangi alanda bir aktiviteden bahsettiğimiz önemli. Örneğin konser ya da festivalden bahsediyor iseniz, maalesef özel teşebbüslerin ticari anlamda yaptığı konser etkinlikleri ile sivil toplum kuruluşlarının düzenlediği çalışmalar dışında, devlet ya da belediye eli ile düzenlenen geleneksel bir sanat etkinliği ya da festival yok denecek kadar az. Ramazan etkinliklerini saymazsak eğer. Özel teşebbüs ya da sivil toplum kuruluşlarının

yaptıkları etkinliklerde o kadar sınırlı kalıyor ki, bazen program yapılıp bittikten sonra haberdar oluyorsunuz. Oysa Şehri Trabzon, birçok kültüre ev sahipliği yapmış tarihi ve tabiatı ile ne çok malzeme çıkarabilir. Şehrimizde fotoğrafçılıktan, dağcılığa, dağ yürüyüşünden, halk oyunlarına, yelkenliden jeep safariye faaliyet gösteren birçok dernek ya da topluluk yer almakta. İlerleyen günlerde bu toplulukların bilgilerini paylaşarak sizlere yardımcı olmaya çalışacağım.

Okurumuz, lisede halk oyunları oynadığını ve bu eğitime burada da devam etmek istediğini, fakat gittiği birkaç kursta, horon ya da kolbastı dışında farklı bir yöre bulamadığını belirtmiş.

Bu yaşadığınız problem Trabzon’a has bir durum değil. Türkiye’de nereye giderseniz gidin, öncelik genelde o bölgenin kültürüne ait oyunlar üzerine kurulmuştur. Bu tabi ki kabul edilebilir olmasa da maalesef ki değişmeyen bir gerçektir. Bugün halkı eğitmek için kurulan merkezlere dahi gidip başvuru yapsanız, istediğiniz yöreye ait kurs açılma olasılığı kişi sayısına bağlıdır. Diyelim ki sayıyı tamamladınız, bu kez o yöreyi öğretecek eğitmen bulmak sıkıntı. Hocayı da bulduğumuzu varsayar isek bu sefer de çalışma alanı konusunda bir sorun çıkması kaçınılmazdır. Bunlar tecrübe ile sabittir. Bu konuda yardımcı olmaya çalışacağım.

Kıymetli okuyucular, bu haftalıkta bizden bu kadar. Bu soru cevap kısmı tamamen doğaçlama gelişen bir durum oldu ve bize kalırsa iyide oldu. Önümüzdeki haftalarda da sizlerden bu yönde gelecek mailleri seve seve cevaplayacağımızı belirtmek isteriz.

Şehrimiz için bir farkındalık yapabilirsek ve sizlere bir nebze olsun fayda katabilirsek ne mutlu bize. Bu hafta da hoş ve mutlu kalmanız ümidi ile…