Malavi…
Haritada yerini gösterin desem, sittin sene bulamazsınız.
Yasa gereği ülkedeki ağır suçluları idam ediyorlar.
***
Somali…
Aç açıkta kalmış, gariban bir ülke ama en azından tecavüz suçlularını beslemiyorlar.
Yasalarında idam var.
Şakır şakır uyguluyorlar.
***
Eritre, Oman, Gabon, Burundi, Demokratik Kongo Cumhuriyeti…
İsimlerini pek az işittiğimiz ülkeler.
AB kriterleri umurlarında değil.
Vatan hainlerini sallandırıyorlar.
***
Biz haini çapraz sorguya çekiyoruz,
Bangladeşliler ise çapraz bağlarından asıyor.
***
Sonra o beğenmediğimiz İran…
Sapığını, eroinmanını, dolandırıcısını vinçle sallandırıyor.
***
Bugün baktığımız zaman, 76 ülke hala idam cezasını uyguluyor.
Bunların içerisinde AB kriterlerini öne sürerek, diğer ülkelere ayar çeken ABD bile var.
122 ülkenin yasalarında idam cezası var ancak fiilen uygulamıyorlar.
Türkiye dahil 86 ülke ise idam cezasını yasalarından kaldırmış.
***
Şimdi şuraya gelmek istiyorum;
Zimbabwe’de yaşanan insanların vicdanı, emin olun ki bizimkinden daha ferah.
5 yaşındaki çocuğa tecavüz eden sapığın, ertesi gün gazetelerin manşetindeki infaz haberi, toplum vicdanına su serpiyor.
Ama bizde öylesine mide bulandıran şeyler oluyor ki, cüssemiz bu bulantıdan neredeyse helak olacak.
***
Velhasıl kelam muhterem;
Haddimi kamburlaştırmadan, naçizane önerime tüneyeyim.
***
Hukukçu değilim lakin formata gerek duyulmayan bir vicdanım var.
“Yasalar intikam için değil, caydırıcı olsun diye konulur” farkındayım ama bizimkiler caydırmıyor.
Son günlerde sokaklarda cirit atan ve toplum psikolojisini olumsuz etkileyen sapıkların ve vatan hainlerinin meydanlarda fink atması ve hayal kırıklığı yaratan cezalar alması, şahsen vicdanımı fazlasıyla rahatsız ediyor.
Düşünün gari!
İyi halden ceza indirimi alan çocuk tecavüzcüsü bile var.
***
Bu nedenle “Adi suçlar için” idam cezası, mutlak suretle geri getirilmelidir.
Siyasi irade bu konuyu gündemden düşürmemeli ve ivedi olarak somut adımlar atmalıdır.
Referandumsa, referandum!
Fermuarının ritmik cızırtısıyla, sokaklarda elini kolunu sallaya sallaya gezen şeref yoksunlarından inanın çok bıktık.
 
 
İNSAN KALABİLMEK ZOR MESELE!
Okuyunca, “Vay be ne sahtekârlar varmış” dedim.
Muhtemelen siz de diyeceksiniz.
15 Temmuz darbe girişiminin ardından çenesi kırıldığı için hastanede tedavi gören Zafer Onaran, basına darbe gecesi tankları durdurmak isterken yaralandığını anlattı. Onaran’ın açıklamaları, ‘5 tankı durduran kahraman’ diye manşetlere çıktı.
Eşi Aysel Onaran aracılığıyla Sincan Kaymakamlığı’na ‘gazilik’ için başvuran Onaran’ın hastane masrafları ödendi, hesabına para yatırıldı.
Olayı medyadan öğrenen akrabası Beytullah Koca ise karakola giderek “Ne kahramanı...16 Temmuz’da kavga ettik, çenesini ben kırdım, devleti dolandırıyor” diyerek şikâyetçi oldu. Savcılık, Onaran çifti hakkında ‘kamu kurumunu dolandırmak’ suçundan dava açtı. Onaran, aldığı paraları iade etti. Kaymakamlığa, “Gazilik haklarımdan vazgeçiyorum” diyerek dilekçe verdi.
Şimdi demem o ki;
Gökten kablo inse, kurnazlığını ve adiliğini şarj edecek çok insanımız var.
Ve bunların içinde insan kalabilmek, inanın zor mesele…
 
KİMSE KİMSENİN DİN POLİSİ DEĞİL!
İnsanlıktan nasibini almamış denyonun biri, İstanbul’da şort giydiği gerekçesiyle Trabzonlu Asena Melisa Sağlam’ı minibüsün içinde darp etti.
Görüntüleri izleyince insanın içi cız ediyor.
Olay sonrası görüyorum ki, tepkisiz ve sessiz kalmayı tercih eden bir kesim var.
Ve o kesimdeki insanlara yüce kitabımız Kur’an-ı Kerim’den iki ayet paylaşmak istiyorum.
Umarım dank eder…
1- “Sen onların üstüne bir zorba değilsin. O halde, benim tehdidimden korkanlara Kuran ile öğüt ver.” (Kaf suresi 45),
2- “Yüz çevirirlerse biz seni onlar üzerine bekçi göndermedik. Sana düşen, tebliğden başkası değildir.” (Şura suresi 48)
 
BAYRAMLAR BAYRAM OLA!
Babam büyüyünce adam olacağımı söylerdi.
Fakat annem beni küçükken de adam yerine koyardı.
Bazen alır yanına, Dünya’nın bir fil işkembesinden ibaret olduğunu söylerdi.
Şimdi kaynattığı bir tas tarhana çorbası olmayı isterdim.
Maksat içimin ısınması değil, elinin değmesi.
***
Şimdi her ne kadar gittiği toplanma merkezinde beni beklese de, yine de insan özlemiyor değil.
Hani olsun diyorsun bazen.
Eli değsin bir şeylere…
Hele ki bayramlarda…
***
Nedense insan çok sonra farkına varıyor.
10 yıldır, hiçbir akşam ezanında eve çağrılmıyorum.
Ve bu yüzden onun elinin değmediği her sofraya yabancıyım.
Yine de bayramlar bayram ola demiş şairimiz.
Bayramlar bayram ola…
Ama bir eksik, ama bir fazla…
Cümleten iyi bayramlar…