Trabzonspor’da durum aynen böyle.
Herkes nabza göre şerbeti damandan şırınga ediyor.
Ve aklı selim insanlar da bu modaya uymuş.
Takımın hali belli; yerlerde sürünüyor.
Yönetim masada başarılı; sahada tam tersi.
Futbolcuların öz güveni yitik; şaşırmış durumda.
Teknik adam; meslek hayatının en zor günlerini yaşıyor.
Bir de futbol aydını, Trabzonsporlulara bakalım.
Toplumun infialine uygun olarak basmış yaygarayı.
Kimi, teknik adama sallıyor.
Kimi, yönetimi yerle bir ediyor.
Kimi, futbolcuya yükleniyor.
Önceki sezon yerle bir ettikleri futbolcuları şimdi kadroda olsaydı takımı kurtarırdı diyor.
Yani, herkes bir çelişki içinde.
Nabza göre şerbet vererek konuşuyor.
Skor muhabbeti yapıyor.
Ticari ve sosyal reytingini düşünüyor.
Sokak ne diyorsa, onu allıyor pulluyor.
Var olan durumu tahlil ediyor.
Tamam, bunu da yapacağız da, çözüm ne, çözüm?
Bu yönetim mi gitsin?
Teknik adam mı?
Şu aşamada ne yapılabilir?
Ortaya bir öneri atıyorsun, onda bile ittifak yok.
Mesela; doğru olan, Trabzon, Trabzon’dan mı yönetilmeli..?
Bir avuç sahibin! Dedikleri mi doğru olan?
Diyorsun ki, teknik adam gitsin şu gelsin… Ortalık alevleniyor.
Beyler, çözüm sancılıdır ve de tam ittifak gerektirmez.
Hayatın hiçbir alanında çözümün top yekün taraftarı yoktur.
Çözüm şudur.
Trabzonspor, Trabzonspor’dan uzaklaşmayacak.
As Başkanlık koltuğu etkili güçlü ve yaptırımcı olacak.
Başkan kimse, egolu olmayacak.
Para önemli ama akıllı yönetici bulunacak.
Topun üç direk arasından girmesi şart olacak.
Yönetimler, dinliyorum gibi yapıp; bildiğini okumayacak.
Transferde öz değerlerin fikri, geçer akçe olacak.
Futbol kadrosu; teknik adam ve yardımcılarını kaderine teslim edilmeyecek.
Tesisler halka, taraftara açılacak.
Takım, şehirden koparılmayacak.
Yöneticiler, şirketlerinde her hafta toplantı yapıyorsa, Trabzonspor’da da ayda iki kere toplantısını yapacak.
Eleştirileri ciddiye alacak.
Bunlar olması gereken Trabzonspor gerçekleri.
Peki, şimdi ne olacak?
Ne yapılmalı?
Bana göre; Ersun Yanal’ın takım üzerindeki inandırıcılığı artık yoktur. İstifa istenmeli.
Yeni bir teknik adamla yol alınmalı. Bu teknik adam seçilirken çok da kamuoyu ne der diye telaşa düşmemeli. Nasıl Ersun Yanal’ı göreve getirirken cesaretli adım atıldı, aynı şekilde yerine adam getirilirken de aynı cesaretle tespit yapılmalı. Ortak akıl ve fikirde buluşulmalı.
Başkan Usta, yönetim biçimi anlayışını yeniden gözden geçirmeli. Futbol takımının kaderini sadece teknik kadronun eline teslim etmemeli. Yönetim ile teknik kadro ve futbolca arasında etkili yetkili bir birim oluşturmalı, buraya futbolun içinden gelen yerlinin yerlisi bir isim görevlendirilmeli.
Aralık genel kurulunda seçim isteyenler samimi değil.
Bu camiayı Aralık genel kurulunda seçim yapılsın diye yormamalı.
Önerim budur..