Bu maç sonrası söylenecek tek söz, "Kral Çıplak". Halilhodzic, Trabzonspor'a geldiği günden bu yana Avrupa ve Süper Lig maçlarını göz önüne getirdiğimizde her maç değişik bir 11 ile sahaya çıktı. İşin gerçeği Trabzonspor'u yaz-boz tahtası yaptı. Dün de Bosingwa gibi sağ kenarda son derece başarılı ve takıma katkısı üst düzeyde olan bir oyuncuyu orta alanda oynattı. Yine sağ kenarın önünde oynayan Sefa solda, solda oynayan Waris ise sağda görev aldı. Elazığspor'dan gelen Serdar Gürler kenar oyuncusu özellikleri olmasına rağmen önde Yatabare'yi destekleyen oyuncu olarak görüldü. Orta sahada takımı öne taşıyan ve ofansta takıma katkı yapabilecek Mehmet Ekici, sahada yoktu.
Böylesi bir dizilişle, erken gelen gol sonrası ise Trabzonspor toparlanamazdı ve nitekim de toparlanamadı. Karabükspor'un maçın başında attığı golde, Trabzonspor'un görüntüsü amatör çerçevede bile değildi. Çünkü taca çıkan topta Zeki Yavru ayakkabılarıyla meşgul! Çabuk kullanılan taç atışından sonra Karabüklü oyuncunun golü attığı ana kadar Trabzonspor savunma oyuncuları art arda büyük hatalar yaptılar.
Halilhodzic, ikinci yarıya başlarken Zeki Yavru'nun yerine Soner'i oyuna aldı. Bosingwa'ya gerçek yerinde görev verdi. İlerleyen zamanlarda da Waris'i çıkartarak Cardozo'yu oyuna aldı. Sonrasında ise İshak Doğan'ı çıkartarak Yusuf Erdoğan'ı sahaya sürdü ve 3'lü savunmaya döndü. Futbolda en önemli şey, dengeli bir takımı oluşturmaktır. Çok hücumcu ile oynamak demek gol pozisyonu üretmek değildir. Ya da çok savunmacıya yer vermek, savunmayı iyi yapmak anlamına gelmez. Bu yüzden Trabzonspor'un hücumda kendisine gerekli gol pozisyonları üretebilmesi olanaksızdı. Çünkü hiçbir planı olmayan, sadece serbest vuruşlar ve geriden şişirilen toplarla gol pozisyonları yakalamak kolay değil.
Sonuç olarak Vahid Halilhodzic ile takım arasında doku uyuşmazlığı olduğu gerçeğini kimse göz ardı etmesin. Yol yakınken radikal önlemlerin alınması Trabzonspor'un yarınları için önemlidir.