Kişisel olarak idama karşı olduğunu dile getiren Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, "Demokraside halkın taleplerine tamamen kulak tıkamak da kolay değil ama halkın bazı duygularını yönetmek ve onlara doğruları anlatmak da siyasilerin görevidir" dedi.
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Avrupa Konseyi Parlamenterler Meclisi’nin Strasbourg’da düzenlenen sonbahar oturumunda konuştu. Daha sonra parlamenterlerin sorularını yanıtlayan Çavuşoğlu, "Darbe girişimi olduktan sonra, bu kadar insan katledildikten sonra, düşünün kendi askeriniz sizin vergilerinizle alınan silahları, sizin verdiğiniz paralarla maaş alan askerler F16’larla üzerinize bomba yağdırıyor, meclisinizi bombalıyor. Ülkelerinizdeki cumhurbaşkanlığı sarayının ve önemli kurumlarının ve emniyet teşkilatlarının bombalandığını düşünün. Köprü üzerinde tanklar halkı ezip geçiyor. Tanktan ateş açılıyor, gelişigüzel ateş açılıyor. Böylesine kolay bir travmayı atlatmak kolay değil ve bu hepimizin gözü önünde oldu. Bu duygusallık içinde vatandaşlarımızın idam konusunda talepleri oldu" dedi.

"ZORLU SÜRECİ YÖNETİRKEN AB ÜLKELERİNDEN BİZE TEHDİTLER GELDİ"
"İdam konusunda talep geldiği zaman herkesin sayın Jagland gibi, Türkiye’ye gelip gerçek görüşümüzü öğrenmesini isterdik" diyen Çavuşoğlu, "O zorlu zamanda bu konuyu tartışmak istemedik. Çünkü duygusallığın yüksek olduğu zaman aldığınız kararlar sağlıklı olmaz. Sağduyu hakim olduğu zaman bunu birçok siyasi partiyle mecliste oturursunuz konuşursunuz. Demokraside halkın taleplerine tamamen kulak tıkamak da kolay değil ama halkın bazı duygularını yönetmek ve onlara doğruları anlatmak da siyasilerin görevidir. Siyasi liderlik de böyle durumda gereklidir. Biz de bu zorlu süreci yönetirken maalesef AB ülkelerinden bize tehditler geldi. Bu sefer halkımızın reaksiyonu daha fazla olmaya başladı. Biz zor bir süreci yürütmeye çalışıyoruz zaten" ifadelerini kullandı.

"ŞAHSEN SÖYLÜYORUM İDAM CEZASINA KARŞIYIM"
Bakan Çavuşoğlu, açıklamasını şu şekilde sürdürdü: "Şahsen söylüyorum idam cezasına karşıyım. Burada görev yaparken idam cezasının doğru olmadığını herkese anlatmaya çalıştık. Çin’den randevu talebinde bulundum, idam cezasını gündeme getirecek diye. AKPM Başkanıyken bana randevu vermediler. Eşimi ikna ettim idam cezası kötü olduğuna dair" Eşinin kendisini tehdit ettiğini bildiren Çavuşoğlu, "Benim eşim de o travmayı yaşadı" dedi.

"OLAĞANÜSTÜ HAL BİZİM TERCİHİMİZ DEĞİLDİ"
Önemli olanın meclisin yani milletvekillerinin ne diyeceği olduğunu kaydeden Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, "Aklı selim bir şekilde bu konuyu milletvekillerimiz zamanı geldiğinde değerlendirirler. Elbette OHAL döneminde tıpkı Fransa’nın yaptığı gibi biz İnsan Hakları Sözleşmesine 15’inci maddenin verdiği yetki ile bir delegasyon, bazı kısıtlamalar. Olağanüstü hal bizim tercihimiz değildi. En zor şartlarda bile biz getirmek istemedik. Fakat bu sefer kaçınılmazdı. Hatta 3 ay içinde tamamlayıp OHAL’i kaldırmayı planladık. Ancak öyle bir kompleks durum ki 3 ay bile yeterli olmadı. Şuana kadar attığımız adımlar ve aldığımız tedbirler çerçevesinde bile tehdidin tamamen ortadan kalktığına inanmıyor halkımız. Biz de öyle düşünüyoruz. Çünkü bu çok karmaşık bir çete. 40 yıldır devletin içine sızan bir çete, terör örgütü. Bu konuda biz adımlar atmazsak yarın aynı durumla yine karşı karşıya gelebiliriz. Bu süreçte yine Avrupa Konseyi’nin tavsiyeleri, attığımız adımları Avrupa Konseyi’ne bildiriyoruz, uzmanlarımız bir araya geliyor. Son tavsiyeleri yerine getirmek için dikkatlice çalışıyoruz. En kısa süre içinde adımları atabilirsek, bu tehdidin bittiğinden emin olursak olağanüstü hali kaldırmak isteriz. Olağanüstü hal bizi de memnun eden bir durum değil ama bugüne kadar, olağanüstü hal uygulamaları bizim vatandaşlarımızın günlük hayatını hiç etkilemedi. Temel hak ve özgürlükleri hiçbir şekilde kısıtlamadı. Çünkü doğrudan bu terör örgütünü hedef alıyor, devlet kurumlarını hedef alıyor. Şuanda milletimizin olağanüstü hale desteği yüzde 80’in üzerinde. Bu güvenlik tereddütlerinden dolayı bu destek var. Normal şartlarda kimse olağanüstü hal çerçevesinde yaşamak istemez. Fransa 1 yıla uzattı. Ben Fransa’yı eleştirmiyorum, 2 tane terör saldırısı oldu. Oysa Türkiye’de 1 sene içinde, Fransa’daki terör saldırılarına benzer en az 10 tane saldırılar oldu. Çok sayıda insanımızı kaybettik. O zaman da bile olağanüstü hali getirmeyi düşünmedik. Umarım en kısa sürede bu süreci de atlatırız" ifadelerini kaydetti.
(İHA)