Suriye’de, 2012 yılında rejim güçleri ile muhalif gruplar arasında yaşanan çatışma sonucu bölünen ve batı bölümü Suriye yönetimi, doğu kesimi muhalif güçlerin eline geçen Halep kentinde “son” savaş başladı.

11 MUHALİF GRUP, 4500 MİLİTAN
Halep’te, 11 muhalif gruptan oluşan Fetih Ordusu, Ahrar-üş Şam ve Nusra Cephesi gibi gruplarla bir araya gelerek, Ensar El-Şeria ittifakını oluşturdu. 4500 militana sahip olan Ensar El-Şeria ittifakı, amaçlarının "Halep’te katledilen Suriyeli sivillerin intikamını almak’ ve ‘Esad rejimini Halep’ten tamamen çıkararak kenti özgürleştirmek" olduğunu açıkladı. İttifakta Ensar-ed Din, Fevc Evvel, Liva Sultan Murad, Ensarul Hilafe, Ebu Amara Ketibesi, Hareketi Mücahidil İslam, Tevhid ve Cihat Ketibesi, Hilafet Fecri Ketibesi, Saraya Mead, Sahabe Ketibesi de yer aldı.

EN AZ 20 SİVİL ÖLDÜ
Saldırılarda ilk hedef olarak rejimin kontrolündeki askeri mevziler, orta ve uzun menzilli silahlarla ateş altına alındı. Kentin Zehra bölgesinde bulunan topçu okulu vuruldu. Muhalifler, rejimin 10 askerinin öldürüldüğünü açıkladı. İstihbarat binasına saldıran militanlar, helikopterlerin yoğun bombardımanı sonucunda geri çekildi. Rejim askerleri, cihatçıların elindeki T-55 tipi bir tankın imha edildiğini söyledi. Saldırının ilk gününde 20 sivilin öldüğü, kişinin yaralandığı açıklandı.

ASKERİ NOKTALAR ALINDI
Saldırılarda muhaliflerin Halep kentinde stratejik öneme sahip çok sayıda askeri kontrol noktasını ve su depolarını ele geçirdiği belirtildi. Cihatçıların elinde ABD yapımı anti-tank TOW füzelerinin de olduğu ifade edildi. İngiltere merkezli, muhaliflere yakın Suriye İnsan Hakları İçin Gözlemevi’nin (SOHR) müdürü Rami Abdul Rahman, saldırıların Cemiyet el-Zehra Mahallesi’nde yoğunlaştığını, grupların ordunun elindeki bu bölgeye havan bombaları attığını dile getirdi. 7 mahallenin yerle bir olduğu çatışmalarda kentin batısında yaşayan Esad yanlılarının, Suriye bayraklarıyla gösteri yaptıkları ve saldırılara karşı kenti savunacaklarına dair sloganlar attıkları öğrenildi.

"HALEP DÜŞERSE REJİM DE DÜŞER"
Ortadoğu Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin (ORSAM) Suriye uzmanlarından Oytun Orhan, Halep’teki çatışmalarla ilgili olarak şunları söyledi:

“Halep ayaklanma başladığından bu yana muhalifler için en kritik şehir. Genel kanı, ‘Halep düşerse rejim de düşer’ yönünde.

Rejim, Halep’te hava saldırısı üstünlüğünü kullanarak muhaliflerin direncini kırma yoluna gitti. Muhalifler rejimin psikolojik olarak çökmesini sağlamak ve diğer cephelerde de ivme kazanmak için Halep’e önem veriyor.

Suriye ordusu hem mühimmat hem de insan gücü anlamında yarıya yakın güç kaybı yaşadı. Halep demografik yapısı itibarıyla muhaliflere meyleden bir şehir. Rejime destek Halep’te azaldı. Muhalif koalisyon burada askeri açıdan güçlü. Halep, kritik konumuyla Suriye iç savaşının başlamasından bu yana meydana gelen çatışmaların en şiddetlisine sahne olabilir. Muhaliflerin hedefinde rejimin olması bölgede bir diğer etkin güç IŞİD’e fırsat verebilir.”

“Halep Türkiye için de stratejik önem taşıyor” diyen Orhan, “Siyasi açıdan bakıldığında mülteci akını meselesi Türkiye’yi sıkıntıya sokabilir. 2 milyona yakın sığınmacıya, nüfusu 1 milyonu aşkın Halep’ten gelecek nüfusun da eklendiği düşünülürse sorun oluşturabilir” diye konuştu.