Milka’nın Bochum Üniversitesi’nde tıp okuduğunu, bir hastanede de staj yaptığını ifade eden Tüfekçi, genç kadının cinayetten bir gün önce çocuklarla yemeğe gittiğini de söyledi.
TANIDIKLAR DOLDURDU
Başta bir sorun yaşamadıklarını vurgulayan Tüfekçi şöyle konuştu:
"Çocuklarla yakından ilgileniyordu. Onları sık sık havuza götürüyordu, gezdiriyordu, birlikte yemeğe gidiyorlardı. Ancak Milka ile birlikte olmaya başladıktan yaklaşık üç ay sonra polisle bir sorun yaşadım ve bir süre için gözaltına alındım. Bu sırada Gençlik Dairesi çocuklarımı benim de tanıdığım bir aileye bir kaç günlüğüne verdi. Ne olduysa ondan sonra oldu. Bu aile çocukları Milka'ya karşı doldurdu. Ondan sonra aralarına soğukluk girdi.
Çocuklar ona mesafe koydular. Ama Milka bu durumu düzeltmek istiyordu SANDIM, YANILMIŞIM. Olaydan bir gün önce, yani perşembe günü Milka çocukları Mc Donalds'a yemeğe götürmüştü. Bana telefon edip çocuklarla yemekte olduğunu söyledi." Bana göre katil kesinlikle Milka'dır. Bir tıp öğrencisinin bu kadar vahşileşebileceğini düşünmezdim. Dünyanın tüm psikopatlarını toplasanız böyle bir cinayeti yapamazlar.
"SEVMEDİM HOŞLANDIM"
Milka’dan hoşlandığını belirten Tüfekçi, “Sevseydim evlenirdim. Sadece Milka’dan hoşlanıyordum. Kendisinden şüphe duymadım. Çocuklara zarar verebileceğini hiç aklıma getirmedim. Şüphelenseydim hemen onu terk ederdim. Bu caniliği nasıl yaptı aklım almıyor” dedi.
"KOMŞULAR YALAN SÖYLÜYOR"
Olaydan sonra bazı komşularının çocuklarıyla ilgilenmediği yönünde açıklamalar yaptığını belirten Muharrem Tüfekçi, şöyle devam etti:
“Çocuklara üç yıldır yalnız bakıyordum ve onlarla yakından ilgileniyordum. Kimse bana yardım etmedi bu zamana kadar. Eski kayınvalidem, çocukların anneanneleri yakında oturmasına rağmen üç yılda üç kez bize geldi. Gençlik Dairesi ile birlikte hareket ediyorduk. Hatam olsaydı, çocuklarla ilgilenmeseydim gençlik dairesi çocukları zaten benden alırdı. Bazı komşular çocukların gece yarılarına kadar parkta gezdiklerini söylemişler. Bunlar yalan. En geç 20.30’a kadar benim iznim dahilinde parkta oynuyorlardı. Çocuklarımla elimden geldiğince ilgilendim.”
BABAANELERİYLE YAŞAYACAKLARDI
Türkiye’ye gitme fikrinin çocuklardan geldiğini söyleyen Tüfekçi, “Wuppertal’de oturduğumuz sırada çocuklar bana Türkiye’ye babaannelerinin yanına gidip orada yaşamak istediklerini söylediler. Babaanneleriyle çok iyi anlaşıyorlardı. Her gün telefonlaşırlardı. Ben de burada iş kurmayı planladığım için onları üç yıllığına Türkiye’ye göndermek istiyordum.
