Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, Türk tarafının ve Türkiye’nin tepkilerinden rahatsız olduğunu söyledi.

Güney Kıbrıs Rum Yönetimi lideri Nikos Anastasiadis, KKTC Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ve Türkiye’ye hitaben, “Azınlığın ana söz sahibi olması, çoğunluğun ise sadece itaat etmesinde ısrar etme hakları yoktur. Asıl Türk tarafının Kıbrıslı Rumların endişelerine cevap vermesi gerekir” dedi.

Fileleftheros gazetesi, özel mülakatı “Türkiye İfşa Oldu. Başkan Fileleftheros’a: Asıl Türk Tarafı Kıbrıslı Rumların Endişelerine Cevap Vermeli. Yaratılan Dostluk İlişkileri Zehirleniyor. Şu Anda Dönüşümlü Başkanlık Görüşme Dışı. İstesek De İstemesek De, Akıncı Kabul Etse De Etmese De Kıbrıs Türk Liderliği Türkiye’nin Kontrolündedir. Başkanlık Seçimleriyle Meşgul Değilim” başlık ve spotlarıyla manşete çekti. Gazete, Anastasiadis’in Cumhurbaşkanı Akıncı’nın ve Türkiye’nin “şahsına yönelik” eleştirilerinden çok rahatsızlık duyduğuna vurgu yaparak, Türk tarafına verdiği şu 3 mesajı öne çıkardı:

"Türk tarafının müzakereleri, müdahale hakkını ve askerini idame ettirme uzlaşmazlığı ifşa olmasın diye maksatlı kestiğine işaret etti. Ankara’ya ve Akıncı’ya, azınlık toplumun çoğunluk toplumla eşitlemesini talep edemeyeceklerini ileterek ‘azınlığın ana söz sahibi olması, çoğunluğun sadece itaat etmesinde ısrar etme hakları yoktur. Bu görülmemiş bir şeydir, bunu anlamaları gerekir’ dedi. Dönüşümlü başkanlık konusunun ‘şu anda görüşme dışı olduğunu’ vurguladı ancak ‘görüşmeyi kabul etmek için öteki tarafın vereceği tavizlerin neler olduğunu bilmek gerekir ki dönüşümlü başkanlık Kıbrıslı Rumların özellikle işlevsellik ve sürdürebilirlikle ilgili endişelerini artıran durumlar yaratacağı düşünülmesin. İç yönlerdeki bütün konuları bitirirsek, güvenlik konusunda karşılık vermelerine hangi silah teşvik olabilir’ vurgusunu yaptı."

Anastasiadis, Türk tarafına ayrıca ‘4 başlığı görüşmek, önemli kazanımlar sağlamak ve siyasi irade göstermeleri gereken zaman geldiğinde, gelip kendi alacaklarını konuşmaları akıl alır şey değildir’ dedi. Türk tarafının ve Türkiye’nin “kararlarını bir daha düşünmelerini umduğunu, bunun da Türkiye’de Nisan ayında yapılacak anayasa değişikliği referandumundan sonra olacağı” görüşünde olduğunu söyleyen Anastasiadis, “Bu referandumdan olumlu sonuç alma hedefinin Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın garantiler ve Türk askerinin çekilmesiyle ilgili taviz vermesini engelleyen önemli bir engel olduğu” görüşünü ortaya koydu. Anastasiadis, özetle şunları söyledi:

“Dolayısıyla Türk kamuoyu önünde muhtemel olumsuz gelişmeleri engellemek için tezlerini sertleştirmeleri de, hatta görüşmeden kaçmaları da beklenen şeylerdi. Hele ki Erdoğan’ın, Bahçeli’nin milliyetçi partisi ile ittifakı dikkate alındığında.”

Yakın zamanda bir Yunan gazetesine verdiği röportajda Erdoğan’ın Türkiye’deki referandumdan sonra da değişmesini beklemediğini söylediği hatırlatılarak, şu anda değişebileceğini mi söylediği sorulduğunda Anastasiadis, “Tezimi değiştirmiyorum, ümidimi dile getiriyorum. Her şeyden evvel müzakerelerin tekrarlanmasına atıf yapıyorum” cevabını verdi.

“İSTESEK DE İSTEMESEK DE, AKINCI KABUL ETSE DE ETMESE DE”

Anastasiadis, “Erdoğan’ın Kıbrıs sorunundaki tezi neden değişsin?” sorusuna karşılık ise, “Kıbrıs sorunundaki olumlu söylemleri samimi ise çözüm için gerekli adımları atar. Kıbrıslı Rumların Güvenlik konusundaki endişeleriyle ilgili gerekse Kıbrıslı Türk lider toprak düzenlemeleriyle ilgili adımları atar. İstesek de istemesek de, Akıncı kabul etse de etmese de Türkiye’nin Kıbrıs Türk liderliğini ne kadar kontrol ettiği iyi biliniyor” iddiasında bulundu.

Anastasiadis, Kıbrıs Türk tarafının dönüşümlü başkanlık, dört özgürlük ve karar almalarda “veto” talebinde bulunduğu, özü etkileyen konuların bunlar mı olduğu sorusu üzerine 1 Aralık 2016’da aldığı Mont Pelerin’e gitme kararını hatırlatarak şunları söyledi:

“Bunun çözümü kast edip etmediğini göstermesi için Türkiye’nin sınavı olacağını değerlendirdim. 1 Aralık kararımla ve herhangi bir zarara uğramadan Türk tarafını Cenevre’de ifşa ettik çünkü orada bilinen tezlerini tekrarladı. Türk tarafı, gördüğü baskılara rağmen, çözüm bulmak için bir konferansa gelmedi, Mart ayı içerisinde bir ara konferans yapılmasını bile kabul etmedi. Türkiye, özellikle müdahale hakkı ve askerler konusundaki uzlaşmazlığında ifşa olmamak iç.in müzakereleri kesmenin bir yolunu arıyordu. Cenevre’den sonra, Kıbrıs sorununda yeniden bir toplantı yapılması için Türk vatandaşlarına 4 özgürlüğün verilmesini şart koştular ve Kıbrıslı Türklerin etkin katılımına atıf yaptılar. Kıbrıs sorununda çoklu konferans toplanması için bu iki konuyu hiç şart koşmamışlardı.”

“SİYASİ EŞİTLİK ÜST MECLİSTE VE ADLİ VEYA YARI ADLİ GİBİ DİĞER BAZI KONULARDA EŞİT TEMSİLİYETLE İFADE EDİLİR”

“Dönüşümlü başkanlık konusunu güvenlik konularında mı kullanacaksınız?” sorusu üzerine de Anastasiadis, “Şu anda dönüşümlü başkanlık görüşme dışıdır. Görüşmeyi kabul etmek için öteki tarafın vereceği tavizlerin ne olduğunu bilmek gerekir ki dönüşümlü başkanlığın, Kıbrıslı Rumların özellikle işlevsellik ve sürdürülebilirlik ile ilgili endişelerini artıracak durumlar yaratacağı düşünülmesin. Siyasi eşitlik üst mecliste ve adli veya yarı adli konular gibi diğer bazı konularda eşit temsiliyet ile ifade edilir” dedi.

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı’nın Rum iç cephesinde 2018’deki başkanlık seçimleri için propaganda dönemi başlamış görüntüsü olduğundan Anastasiadis’in aklının yarısının çözümde, öteki yarısının da başkanlık seçimlerinde olduğunu söylediği hatırlatılarak buna yorumunun ne olduğu sorulduğunda Anastasiadis, kendisini verdiği en son şeyin başkanlık seçimleri olduğunu Akıncı’ya da, Rum siyasi partilere de defalarca söylediğini kaydetti. Anastasiadis, “Akıncı ne söylese bizim tarafta kabul ediliyor görünüyor. Birkaç gün önce de söyledim. Bölünmüş olan aklım değil vatanımdır ve onun için çalışıyorum” dedi.

“DOSTLUK İLİŞKİLERİ DE ZEHİRLENİR”

Cumhurbaşkanı Akıncı ile kişisel ilişkisinin bozulmuş göründüğü ve son açıklamalarından Akıncı’dan ve Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu’ndan gelen bazı ifadelerden çok rahatsız olduğunun anlaşıldığına dikkati çekilen Anastasiadis özetle şunları söyledi:

“Bugüne kadar hiçbir kişisel saldırıda bulunmadım. Kıbrıslı Türk liderin benimle ilgili gazetelere ve ajanslara söylediklerine, verimli diyalog yapılabilmesi için sakin ve ılımlı bir ortam tutabilmek için cevap dahi vermedim. Saçma taleplerin, müzakere masasını terk etmek işçin aşırı ve sebepsiz (bahanelerin) üzerine bir de kişisel saldırılar başladığında anlaşılacağı gibi son iki yıldır kurulan dostluk ilişkileri de zehirlenir. Ben vatanımı yeniden birleşmiş görme vizyonumdaki istikrarımı koruyarak, her an müzakerelere yeniden katılmaya hazırım, yeter ki diğer taraf, sonuç alabilmemiz için Kıbrıs Rum tarafının endişelerini de paylaşması gerektiğini anlasın. Azınlık toplumun çoğunluk toplumla eşitlenmesini isteyemezler. Buna rağmen hakları olmayan imtiyazlar ve güvenceler almalarına rağmen azınlığın ana söz sahibi olması ve çoğunluğun da sadece itaat etmesinde ısrar ediyorlar."

(Emir Abdurrahman Bulut / İHA)