Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, Irak Petrol Bakanlığı'nın Türkiye Petrolleri Anonim Ortaklığı'nı (TPAO) bir petrol arama sözleşmesinden çıkaracağını duyurmasıyla ilgili olarak, ''Biz tercihimizi kardeş ülke Irak'ın normalleşmesiyle alakalı kullanacağız ama tercih kendilerinindir'' dedi.

Yıldız, TBMM Plan ve Bütçe Komisyonu'nda, bakanlığının bütçesi üzerindeki görüşmelerde milletvekillerinin sorularını yanıtladı.

Irak'ta TPAO'nun ihale aldığı sahalarda risk olup olmadığının sorulması üzerine Yıldız, kuzeyinden güneyine, doğusundan batısına kadar Irak'ın tamamında merkezi hükümetten 25 milyar dolarlık iş alındığını söyledi.

Bu işlerin zaman zaman ''Rusya, Kuveyt, Güney Kore'' gibi ülkelerin şirketlerinin de bulunduğu farklı konsorsiyumlarla beraber alındığını ve TPAO'nun hissesinin genelde yüzde 20 civarında olduğunu anlatan Yıldız, şöyle konuştu:

''Yüzde 20 pay olduğu düşünülürse biz Irak'ta 5,2 milyar dolarlık iş aldık. Arkasından bir ihale daha açtılar, oradan da 236 milyon dolarlık ayrı bir iş aldık. Sonra 'bunun sözleşmesini imzalamıyoruz' dediler. Bu yaptığımız anlaşmalar servis anlaşmasıdır. Biz 'saygı duyuyoruz, varsa başka vazgeçmek istediğiniz onları söyleyin' dedik. TPAO olarak Irak'ın normalleşmesiyle alakalı işler yapıyoruz. Şu anda Irak'ta günlük 2,7 milyon varil petrol üretiliyor ve bu miktarın 2017'ye kadar 7 milyon varile kadar çıkartılması planlanıyor. Eğer Irak, bizim kardeş ülke olarak düşünmeye çalıştığımız Irak, kendisini bu manada düşünmüyorsa bizim orada yapacak pek bir şeyimiz yok. Biz tercihimizi kardeş ülke Irak'ın normalleşmesiyle alakalı kullanacağız ama tercih kendilerinindir ve biz buna saygı duyarız. Zaten ben arkadaşlara da söyledim 'sakın itiraz etmeyin' dedim. Irak'ın her tarafına kayıtsız kalamayacağımızı söyledim, yine söylüyorum. Petrolle alakalı olarak eğer Kolombiya'da, Venezuela'da operasyon yapıyorsak, hemen 100 kilometre yakınımızdaki bir yere kayıtsız kalmamız düşünülemez.''

Bakan Yıldız, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve ekibiyle uyumlu bir şekilde çalıştıklarını da vurguladı.

-Enerji nasıl üretilecek?-

Türkiye'de 6 bin 500 yıllık tarihe sahip olan şehirlerin, tarihi ve kültür varlıklarının, meraların, turizm alanlarının, zeytinliklerin, meyve bahçelerinin bulunduğunu bildiren Yıldız, tabiatta hiçbir şeye dokunmadan enerji yatırımlarını yapmanın kolay bir şey olmadığını söyledi.

Kömürün çıktığı, rüzgarın estiği, suyun aktığı, güneşin olduğu yerde enerji tesisi yapılabileceğini kaydeden Yıldız, ''Türkiye'nin kıyı şeridi yaklaşık 8 bin 400 kilometre. Sahilde 46 proje, 46 tane de itiraz var. Eğer biz enerji üretmeyeceksek bu ekibin işi kolay. Çayımızı, kahvemizi içip telefondan doğalgaz siparişi verebiliriz. Oysa biz ithalatı olabildiğince minimize etmek istiyoruz'' diye konuştu.

Yıldız, Kanada'dan Avustralya'ya ve Çin'e kadar dünyadaki madenciliğin en gelişmiş olduğu ülkelerin hepsinde de coğrafya ile oynandığını kaydederek, toprağın altı üstünden değerliyse altının, üstü altından değerliyse üstünün değerlendirileceğini bildirdi.

Yıldız, ''Bizim kaynaklarımızı mutlaka harekete geçirmemiz lazım. Ama şuna da katılıyorum. Çok hoyratça iş yapanlar oldu, onlara da müsaade etmememiz lazım'' dedi.

-Elektrik ve doğalgaz fiyatları-

Bakan Yıldız, AB üyesi 27 ülke arasında doğalgazın en ucuz olduğu ikinci ülkenin Türkiye olduğunu söyledi.

Türkiye'deki elektrik fiyatlarının da AB üyesi ülkelerin ortalamasından daha aşağıda olduğunu belirten Yıldız, ''Elektrik fiyatı Romanya gibi ülkelerden pahalı, Finlandiya gibi ülkelerden ucuzdur'' dedi.

Yıldız, şöyle devam etti:

''Bir evin kullandığı elektrik 200 kWh olsun. 1 Ocak 2002 tarihinde asgari ücret 163,56 liraydı. O elektrik parası için asgari ücret alan bir işçi kardeşimiz o dönemde ücretinin yüzde 20,2'sini elektrik faturasına ödüyordu. 1 Ekim 2012'de asgari ücret 739 lira. Asgari ücret alan bir işçi 200 kWh elektrik için maaşının yüzde 9,6'sını ödüyor. Doğalgaza bakalım. 163 lira asgari ücret. 1 Ocak 2002'de 125 metreküp gaz için maaşın yüzde 32,2'si harcanıyor. 1 Ekim 2012'de ise 739 lira asgari ücret alan bir işçi, 125 metreküp doğalgaz için maaşının yüzde 18'ini yatırıyor.''

-Bor madeni özelleşmeyecek-

Bor madeninin özelleştirilmesinin kesinlikle düşünülmediğini belirten Yıldız, ''Biz bunu ayakta söylüyoruz, oturarak söylüyoruz, su içerken söylüyoruz. Bu rağmen nasıl bir anlam çıkıyor anlamıyorum. Hizmet alımının özelleştirilmesi borun kendisinin özelleştirileceği anlamına gelmiyor'' diye konuştu. Yıldız, bor madeninin hammadde olarak satılmadığını, işlenerek satıldığını da vurguladı.