Konuya ilişkin yazılı açıklamaya göre, Grant Thornton’un, hem Avrupa Birliği ülkeleri hem Avrupa Birliği üyesi olup avroya dahil olmayan ülkeler hem de Türkiye gibi Avrupa Birliği üyesi olmayan toplam 17 ülkede yapılan "Avronun geleceği; tamam mı devam mı?" konulu araştırmada iş dünyasından 1300 temsilcinin görüşleri alındı.

Türkiye, Belçika, Finlandiya, Fransa, Almanya, Yunanistan, İrlanda, İtalya, Hollanda, İspanya, Danimarka, Polonya, İsveç, İngiltere, Ermenistan, Gürcistan ve İsviçre’den katılımcıların 2011’de olanlar ve 2012’ye dair beklentilerinin irdelendiği araştırmada, iş adamlarına tek para birimi hakkında görüşleri soruldu.

Rapora göre, Avrupa Birliği’ne üye olan ve avro kullanan ülkeler avronun temellerini atan Maastricht anlaşmasının 20. yılında, yaşadıkları tüm sıkıntılara rağmen avronun varlığını ve devamını destekliyor.

Mevcut ekonomik koşullar düşünüldüğünde, farklı koşullar altında olsa da, avronun devam etmesini isteyen grup yüzde 92 ile Birlik üyesi olup avro kullanan ülkelerin neredeyse tamamı. Bunların yüzde 31’i devam etmesini ve yeni ülkelerin katılımıyla genişlemesini isterken, yüzde 24’ü devam etmesini fakat bazı ülkelerin avrodan çıkarılmasını istediğini belirtiyor. Yüzde 37’lik bir diğer grup ise devam etmesi gerektiğini ama ileri bir tarihe kadar yeni ülke alınmaması gerektiğini ifade ediyor. Devem etmemesi gerektiğini belirtenler yüzde 5 ile çok ufak bir grup.

Sonuçlarda ilginç olan Yunanistan ve İspanya gibi krizin en çok vurduğu iki ülkenin avronun devam etmesi ve hatta yeni üyeler ile genişlemesi gerektiğini düşünenler arasında başı çekmesi (Yunanistan yüzde 62, İspanya yüzde 53).

Diğer taraftan, ekonomisi zorda olan bir diğer ülke İtalya’da ise yüzde 14’lük bir grup tek para birimi döneminin bitirilmesi yönünde görüş bildiriyor ve bu oranla İtalya, avroya son verilmesi görüşünün çokluğu konusunda başı çekiyor.

Fransa ve Almanya gibi son dönemlerde Avrupa;nın ekonomik ve politik adımlarında başı çeken iki ülkeden gelen cevaplarda hatırı sayılır bir avro sempatisi göze çarpıyor (Fransa yüzde 95, Almanya yüzde 95).

Rapora göre, ülkelerinin tek para birimi sisteminden çıkarılması konusunda istekli hiçbir ülke yok gibi.

Araştırmaya İtalya’dan katılan yöneticiler, avroya son verilmesi görüşünde başı çektikleri gibi, "ülkenizin çıkarılmasını ister misiniz?" sorusuna yüzde 16 ile en fazla evet cevabı veren ülke oldu. İtalya’nın hemen ardından yüzde 8 ile İrlanda geldi.

Hayır yanıtlarında ise yüzde 100 ile Finlandiyalı katılımcılar başı çekerken, yüzde 98 ile Hollanda ve yüzde 96 ile Belçika, avrodan kopmayı neredeyse hiç istemeyen ülkeler olarak görünüyor.

Toplam durumu değerlendirmeleri istendiğinde, ülkelerinin avroya katılmış olmasını çok olumlu (yüzde 21) veya olumlu (yüzde 50) bulduğunu belirtenlerin toplamı yüzde 71. Olumsuz (yüzde 14) veya çok olumsuz (yüzde 4) bulduğunu belirtenler ise yüzde 18.

Avro kullanan tüm ülkelerin cevapları bir arada ele alındığında, en büyük pozitif etki yüzde 23 ile diğer avro ülkeleri ile ticaretin gelişmesi olarak ortaya çıkıyor. Hemen ardından yüzde 15 ile kur farkı riskinin elimine edilmesi, yüzde 12 ile şeffaflık ve daha kolay fiyat kıyaslaması dikkati çekiyor. En büyük negatif etki ise yüzde 57 ile maliyet ve fiyatların artması gösterilirken, yüzde 12 ile daha fazla oyuncu girişi ile artan rekabet olarak ortaya çıkıyor.

-AB’ye üye, avro kullanmayan ülkeler- Avrupa Birliği’ne üye olup avro kullanmayan ülkeler ele alındığında, tek para birimi döneminin bitmesi gerektiğini düşünenler yüzde 13 ile avro kullanan gruptan 8 puan daha fazla.

Avronun genişlemesi gerektiğini düşünenlerde ise yüzde 29 ile İsveç ve yüzde 26 ile Polonya başı çekiyor.

"Tek para birimi dönemi bitmeli" görüşü ise İngiltere’de ve Polonya’da katılımcıların yüzde 14’ün oyunu alarak ön sıralarda görünüyor. Toplamda ortalamaya bakılacak olursa, avro kullanmayan ülkelerin katılımcılarının yüzde 64’ü avronun varlığını sürdürmesinden yana. Bu oran avro kullananlarda yüzde 92 idi.

Avrupa Birliği’ne üye olmayan ülkelerde ise üyeliğin şirketleri için büyük avantaj getireceğini düşünen ülkeler yüzde 44 ile Türkiye ve yine yüzde 44 ile Gürcistan.

İsviçreli katılımcıların yüzde 48’i bir değişiklik olmayacağını düşünürken, yüzde 18’i büyük bir dezavantaj olacağı yönünde görüş bildiriyor.

Türk katılımcılardan, üyeliğin dezavantaj yaratacağını düşünenlerin oranı yüzde 6.

-Türk katılımcıların yarıdan fazlası avroya geçmek istemiyor- İsviçreli katılımcıların neredeyse tamamı, Türkler’in ise yarıdan fazlası avroya geçmek istemiyor.

İsviçreli katılımcıların yüzde 90’ı avroya geçişi istemediğini belirtirken, Türkiye’de isteyenler yüzde 32.

Avroya geçişi istemeyenler Türkiye’de yüzde 62 iken, Türkiye’nin ardından yüzde 44 ile Gürcistanlı katılımcılar geliyor.

Grant Thornton Türkiye Başkanı Aykut Halit, değerlendirmesinde, avro kullanan ülkelerin içinde bulundukları darboğaza rağmen, avro kullanan AB üyesi ülkelerden rapora katılan yöneticilerin yüzde 92’sinin avronun devamını destekler nitelikte görüş bildirdiğini, bunun büyük bir oran olduğunu belirtti.

Halit, "Avro kullanan iş dünyası temsilcilerinin büyük çoğunluğu, her şeye rağmen, istikrarın tek para biriminin devamı altında yakalanabileceğini umuyor. Belki de Avrupa’nın içinde bulunduğu kriz, eğer tek para birimi olmasaydı, çok daha önce gelecekti ama avro bunu geciktirdi. Önümüzdeki 1-1,5 yıllık süreç Avrupa için tek para birimi açısından ciddi bir sınav olacaktır ve bu sınavda başarılı olunması durumunda avro gerçekten kalıcı olabilir. Bu başarının yakalanabilmesi ise Yunanistan ve İtalya gibi ülkelerin bulacağı çıkış yollarına bağlıdır. Aksi takdirde herkes devam derken, tam tersi yönde bir ’çözülme’ gerçekleşebilir" ifadelerini kullandı.