SETA Raporu: ''Türkiye ekonomisi, 2012 yılı üçüncü çeyrekteki büyüme oranı ile son 12 çeyrek boyunca beklentilerin altında olsa da aralıksız büyümesini sürdürmüştür''

Siyaset, Ekonomi ve Toplum Araştırmalar Vakfı'nın (SETA) üçüncü çeyrek büyüme rakamlarına ilişkin raporunda, ekonominin son 12 çeyrek boyunca beklentilerin altında da olsa aralıksız büyüdüğü belirtilerek, ''Ekonominin 2012 için hedeflenen yüzde 3,2 oranına ulaşması için son çeyrekte daha yüksek oranda (ortalama yüzde 5)  büyümesi gerekir'' denildi.

Vakfın Ekonomi Direktörü Prof. Dr. Erdal Tanas Karagöl tarafından hazırlanan raporda, bu yılın Avro Bölgesi ülkelerinin borç krizinin neden olduğu küresel ekonomideki daralma ile ekonomik büyüme beklentilerinin aşağı yönlü revize edildiği bir yıl olduğu hatırlatıldı.

''OVP hedefi için yüzde 5 büyüme gerekir''

Büyümenin bu yılın üçüncü çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine göre, reel olarak yüzde 1,6 arttığı ifade edilen raporda, ''Böylece 2012 yılı üçüncü çeyreğinde Gayrisafi Yurtiçi Hasıla (GSYH) cari fiyatlarla 377 milyar 584 milyon liraya ve 209 milyar 248 milyon dolara ulaşmıştır. Bu veriler ile birlikte Türkiye ekonomisi, 2012 yılı üçüncü çeyrekteki büyüme oranı ile küresel ekonomik krize rağmen, 2009 yılının son çeyreğinden itibaren son 12 çeyrek boyunca beklentilerin altında olsa da aralıksız büyümesini sürdürmüştür'' denildi.

2012-2014 dönemini kapsayan Orta Vadeli Program'da (OVP) 2012 yılı için belirlenen yüzde 4'lük büyüme oranının, 2013-2015 yılları için hazırlanan son OVP'de yüzde 3,2 olarak revize edildiği anımsatılan raporda, ''ilk 9 aylık dönemde yüzde 2,6 büyüyen ekonominin, 2012 için hedeflenen yüzde 3,2 oranına ulaşması için son çeyrekte daha yüksek oranda (ortalama yüzde 5) büyümesi gerektiğine'' dikkat çekildi.

''Büyüme rakamı AB ortalamasının üstünde''

Yapısal nedenlerden dolayı artan cari açık problemine rağmen Türkiye'nin, ekonomik büyümede son 10 yılda önemli gelişmeler gösterdiği belirtilen raporda, Türkiye ekonomisinin makro ekonomik değişkenlerde gösterdiği iyileşmeler ile ulaştığı siyasi ve ekonomik istikrar ve sahip olduğu ekonomik büyüme potansiyeli sayesinde 2002-2011 döneminde reel olarak ortalama yüzde 5,2 büyüdüğü ifade edildi.

2012 yılı üçüncü çeyrek döneminde de ekonomik büyümede ''fren''e basılmasına rağmen, ekonomide büyüme trendinin devam ettiği kaydedilen raporda, ''Bu dönemde, G-20 ülkeleri içerisinde en yüksek ekonomik büyüme oranına sahip olan ülke yüzde 7,4 ile Çin olurken, ikinci ülke yüzde 6,2 ile Endonezya ve üçüncü en yüksek büyüme oranına sahip ülke yüzde 3,3 ile Meksika olmuştur. Türkiye ise beklentilerin altında olsa da yüzde 1,6 oranı ile AB ülkeleri ortalamasının üzerinde bir büyüme gerçekleştirmiştir'' denildi.

''Sanayi üretiminde artış sürecek''

Üçüncü çeyreğe ilişkin Sanayi Üretim Endeksi verilerine de değinilen raporda, Temmuz ayında sanayi üretim endeksinin geçen yılın aynı ayına göre yüzde 3,4 artmasına rağmen, Ağustos'ta endeksin aynı dönemler itibarıyla yüzde 1,5 azaldığı vurgulandı.

Ağustos ayında sürpriz bir şekilde gerileyen ve ''yumuşak inişin sert düşüşe dönüştüğüne dair endişeleri artıran'' sanayi üretimi endeksinin, Eylül ayında ciddi bir artış gösterdiği (yüzde 6,2) ifade edilen raporda, şunlar kaydedildi:

''Ancak, imalat sanayi gelişme hızında birinci ve ikinci çeyreğe göre yavaşlama meydana gelmiştir. 2012 yılı Eylül ayında, 2011 yılının aynı ayına göre ihracatta meydana gelen yüzde 21 oranındaki artışa, sanayi üretiminin önemli katkısı olmuştur. Sanayi üretimindeki bu artışın özellikle de ihracatı geliştirme stratejisi hedefleri doğrultusunda önümüzdeki dönemlerde devam edeceği öngörülmektedir.''

''İhracatın büyümeye katkısı sürüyor''

Geçen yıl yaşanan yüksek cari açığa önlem olarak, Türkiye ekonomisinin ekonomik büyüme ve cari açık arasında tercih noktasına geldiği belirtilen raporda, bu tercih doğrultusunda AB ülkelerindeki parasal genişlemenin aksine sıkı para politikasının hedeflendiği hatırlatıldı.

Bu hedefe yönelik olarak Merkez Bankası tarafından kredi hacminin daraltılarak iç talebin yavaşlatıldığına işaret edilen raporda, bu yılın üçüncü çeyreği itibariyle yurt içi nihai talebin daralmaya devam ettiği, ihracatın ise küresel büyüme görünümündeki zayıflamaya rağmen artış eğilimini koruduğu bildirildi.

Bu doğrultuda, toplam talepte meydana gelen düşüşün enflasyondaki düşüşü desteklerken, cari işlemler açığının da kademeli olarak azalmaya devam ettiğine dikkat çekilen raporda, iç talep azalırken net ihracatın ekonomik büyümeye katkısının sürdüğü belirtildi.

''Son iki yıldır sürekli olarak artan ihracat, 2012 yılı birinci ve ikinci çeyrekte olduğu gibi üçüncü çeyrekte de Türkiye ekonomisinde büyümenin kaynağı haline gelmiştir'' ifadesine yer verilen raporda, bu dönemde ekonomik büyümenin net ihracattaki artışla sağlandığına vurgu yapıldı.

''Cari açıktaki düşüş sürecek''

Raporun sonuç ve beklentiler bölümünde de 2012 yılı üçüncü çeyrek büyüme verilerinin, iç ve dış talep arasındaki dengelenmenin devam ettiğini gösterdiği kaydedildi.

Söz konusu dönemde iç talepte daralma ve dış ticaret açığında da yüzde 22,8 azalma yaşandığı hatırlatılan raporda, ''Özellikle, son dönemlerde ihracatta meydana gelen artışlar cari açığı azaltmada önemli rol oynamaktadır. Bu çerçevede, önümüzdeki dönemde ekonomideki dengelenme eğiliminin süreceği, petrol fiyatlarındaki düşüş ve dolayısıyla ithalatta kademeli olarak meydana gelecek düşüş ile cari işlemler açığındaki küçülmenin devam edeceği beklenmektedir'' ifadesi kullanıldı.

''Faiz indirimi zorunlu''

Ekonomik büyümenin beklentilerin altında gerçekleşmesi nedeniyle, Merkez Bankası'nın politika faizinde indirime gitmesinin zorunlu hale geldiği kaydedilen raporda, faiz oranındaki indirimin kredi faizlerinin önemli oranda düşmesine ve dolayısıyla iç talebin ekonomik büyümeye katkı yapmasına imkan sağlayacağı bildirildi.

Diğer yandan, Türkiye'nin kredi notunun yatırım yapılabilir seviye yükseltilmesi ile olası sermaye girişlerinin TL'nin değerlenmesine neden olabileceğine dikkat çekilen raporda, ''Bu dönemde ekonomik büyümenin lokomotifi olan ihracatta devam eden artış trendin sürdürülmesi için, TL'nin aşırı değerlenmemesi gerekir'' denildi.

Raporda, önümüzdeki dönemlerde cari açık ve ekonomik büyüme arasında tercih noktasına gelmemek için, ekonomide uygulanacak uzun vadeli yapısal önlemler ile cari açığı artırmadan ekonomik büyümenin sağlanması gerektiği de belirtildi.

BÜ İİBF Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Saltoğlu:''2013 açısından biraz farklı bir ekonomi politikası gerekebilir''

Boğaziçi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi (BÜ İİBF) Ekonomi Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Burak Saltoğlu, 2013 yılı açısından biraz farklı bir ekonomi politikasının gerekebileceğini belirtti.

TÜİK tarafından açıklanan 3. çeyrek büyüme ve ekim ayı sanayi üretim verilerine ilişkin AA muhabirine değerlendirmede bulunan Saltoğlu, büyüme ve sanayi üretiminin doğal olarak beklentilerin altında gerçekleştiğini belirterek, şunları kaydetti:

''Büyümenin beklentilerin altında gelmesinde yurt dışı şartların da, ekonomideki soğutma tedbirlerinin de etkisi olmuştur. Hangi etki daha baskın bunu kestirmek güç. Ancak 2013 açısından biraz farklı bir ekonomi politikası gerekebilir. Hala sene başındaki baz senaryo olan yüzde 2,5-3 arası büyüme ve yüzde 7 cari açık geçerli. Ama arada beklentilerin biraz olumluya döndüğünde oluşan yüzde 4'lük büyüme iyimser kalıyor. Para politikasında beklenen genişleme kademeli de olsa devreye girecekti zaten. Politikalardaki değişimi de iç ve dış talepteki gelecek gelişmeler belirleyecektir.''

T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil: ''Sadece Merkez Bankası'ndan faiz düşüşüne devam etmesini istemek büyüme açısından rasyonel bir çözüm değil''

T-Bank Başekonomisti Veyis Fertekligil, sadece Merkez Bankası'ndan faiz düşüşüne devam etmesini istemenin büyüme açısından rasyonel bir çözüm olmadığını belirtti.

TÜİK tarafından açıklanan 3. çeyrek büyüme verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Fertekligil, üçüncü çeyrek büyümesinin oldukça düşük geldiğini ve ekonomik yavaşlamanın bu yılın üçüncü çeyreğinde de artarak sürdüğünün ortaya çıktığını belirtti.

Sektörler bazında bakıldığında tüm sektörlerde yavaşlama olduğunu ifade eden Fertekligil, ''Tüketim tarafında, özel sektör tüketim harcamalarının daralmaya devam etmekte olduğu izlenmekte. Bu çerçevede iç talebin büyümeye katkısı negatif oldu. Dış talebin katkısı da ikinci çeyreğe göre azalmış durumda. Bu veriler, 2012 yılında ekonomik büyüme konusunda fazla umut vermiyor. Ekim ayı sanayi verisi de oldukça olumsuz ve yılın son çeyreğindeki büyüme konusunda kuşkuları artırmakta'' dedi.

Sanayi üretiminin eylüldeki toparlanmanın ardından ekim ayında hızlı gerilediğini belirten Fertekligil, şu değerlendirmelerde bulundu:

''Kasım ve aralık aylarında sanayi tarafında ciddi toparlanma olmazsa -ki bu düşük olasılık-, yıllık ekonomik büyümenin yüzde 3'ü yakalaması bile çok zor olacak gibi görünüyor. Bu da aslında enflasyonun neden düşük seyrettiğine dair bir fikir vermekte ve Merkez Bankası'nın faiz indirimi konusunda elini güçlendirmekte. Ancak bu düşük büyüme rakamları, ekonominin 2013 performansı konusunda çok daha dikkatli olunmasını gerektirmekte. Eğer küresel ekonomi 2013'te de düşük büyüme ve resesyon arasında kalır ve küresel ekonomide bir toparlanma olmazsa, Türkiye ekonomisinin de bu şartlar altında canlanması zor olabilir. Sadece Merkez Bankası'ndan faiz düşüşüne devam etmesini istemek de büyüme açısından rasyonel bir çözüm değil. Çünkü bunun da bir sınırı olacaktır ve fiyat istikrarını da düşünmek zorundasınız. Bu çerçevede, Türkiye ekonomisinde kapsamlı yapısal reformların devam etmesi gerekmekte.''

Marbaş Menkul Değerler Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan: ''Bu rakamların ardından Merkez Bankası'nın (MB) ayağını gaza hafiften basma zamanının geldiğini düşünüyoruz''

Marbaş Menkul Değerler Araştırma Müdürü Üzeyir Doğan, ''Bu rakamların ardından Merkez Bankası'nın (MB) ayağını gaza hafiften basma zamanının geldiğini düşünüyoruz'' dedi.

TÜİK tarafından açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamları ve ekim ayı sanayi üretim verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Doğan, bugün açıklanan üçüncü çeyrek büyüme rakamının ve ekim ayı sanayi üretimi rakamlarının hayal kırıklığı yarattığını belirterek, şunları kaydetti:

''Büyümede üçüncü çeyrek rakamı yüzde 1,6 olarak gerçekleşirken, beklenti büyümenin yüzde 2,6 olması yönündeydi. Sanayi üretiminde ise ekimde yıllık bazda yüzde 1,9 daralma beklenirken açıklanan rakam yüzde 5,7'lik düşüş oldu. Bunun yanında ikinci çeyrek büyüme verisi de yüzde 2,9'dan yüzde 3'e revize edildi.''

Açıklanan bu rakamlarla Türkiye ekonomisinin büyüme hızının 2012 yılında yüzde 3'ün altında gerçekleşme olasılığının attığını ifade eden Doğan, şunları ifade etti:

''MB sene başından beri yılın üçüncü çeyreği ile birlikte yeniden ılımlı bir büyüme sürecine girileceği söylemini tekrarlıyordu. Açıklanan rakamlar istenilen büyüme hızına kavuşulamadığını göstermiş oldu. Bu rakamların ardından MB'nin ayağını gaza hafiften basma zamanının geldiğini düşünüyoruz. Bu yönde atılacak ilk adımın da, politika faizi ve faiz koridorunun alt bandında bu ay yapılacak PPK toplantısında en az 25 baz puanlık indirim yapılarak atılacağını düşünüyoruz.''

Geçen aylarda görülen ve beklentilerin oldukça altında kalan dış ticaret açığı, cari açık ve enflasyon rakamlarında görülen iyileşmenin yine büyümeden feragat edilerek sağlanmış olduğuna dikkati çeken Doğan, şu değerlendirmede bulundu:

''Başka bir ifade ile ilerleyen çeyreklerde büyümede yeni hayal kırıklıkları yaşanmaz ise, cari açıkta da dip rakamlara ulaştığımızı düşünüyoruz. Özetle bundan sonra büyümeye biraz daha ağırlık verilecek olur ise dış ticaret açığı, cari açık ve enflasyon rakamlarında yeniden yukarı yönlü bir hareket görebiliriz. Bu da büyüme ve cari açık arasındaki döngünün devam ettiğinin gösterecektir.''

OYAK Yatırım Ekonomisti Gülay Elif Girgin:''Bu zayıf görünüm Merkez Bankası'nın gevşek para politikasına devam etmesini de onaylar niteliktedir''

OYAK Yatırım Ekonomisti Gülay Elif Girgin, ''Bu zayıf görünüm Merkez Bankası'nın gevşek para politikasına devam etmesini de onaylar niteliktedir'' dedi.

TÜİK tarafından açıklanan 3. çeyrek büyüme ve ekim ayı sanayi üretim verilerine ilişkin değerlendirmede bulunan Girgin, Üçüncü çeyrek GSYH büyümesinin yüzde 1,6'lık seviyesi ile beklentilerin altında gerçekleştiğini belirterek, ''Ayrıntılara bakıldığında özel tüketimde daralma devam ederken hükümet harcamaları ve net dış talebin yardımıyla büyümenin pozitif tarafta kaldığını görüyoruz'' dedi.

Üçüncü çeyrekte net dış talebin büyümeye katkısının önceki ilk iki çeyreğe nazaran yavaşladığını ifade eden Girgin, şu değerlendirmede bulundu:

''İktisadi faaliyetler tarafında ise sanayi üretimi ilk iki çeyreğe göre ciddi şekilde zayıflarken, inşaat yıllık bazda yatay kalmıştır. Üçüncü çeyrek büyümesinin zayıf görüntüsü her ne kadar o denli sürpriz olmasa da özellikle ekim ayı sanayi üretiminin Eylül 2009'dan beri görülen yüzde 5,7 ile en yüksek daralmayı kaydetmesinin dördüncü büyüme ile ilgili soru işaretlerini arttırdığını düşünüyorum. İlk üç çeyrek GSYH büyüme ortalamasının yüzde 2,6 ile sınırlı kalması ve öncü göstergelerin performansı dördüncü çeyrek büyümenin hükümet tahmini olan yüzde 3,2'ye ulaşmada sıkıntı yaşanabileceğini göstermektedir.''

Bu zayıf görünümün Merkez Bankası'nın gevşek para politikasına devam etmesini de onaylar nitelikte olduğun değinen Girgin, şunları ifade etti:

''2013 ile ilgili olarak daha öncede belirttiğimiz gibi dördüncü çeyrek performansı önemli bir göstergedir. Bu anlamda net dış talebin 2012 yılı kadar bir katkı sağlamayacağı gözönüne alınırsa özel tüketimdeki hızlanma 2013 büyümesi için en kritik belirleyici olacaktır. 2013 yılı için büyüme beklentimiz yüzde 3,5-yüzde 4 seviyesidir.''

HSBC Portföy Stratejisti Ali Çakıroğlu: ''Beklenenin altında gerçekleşen 3. çeyrek büyümesinde özel sektör yatırım harcamalarında kaydedilen sert gerileme etkili olmuş görünüyor''

HSBC Portföy Stratejisti Ali Çakıroğlu, beklenenin altında gerçekleşen 3. çeyrek büyümesinde özel sektör yatırım harcamalarında kaydedilen sert gerilemenin etkili olduğunu belirtti.

TÜİK tarafından açıklanan 2012 yılı üçüncü çeyrek büyüme ve ekim ayı sanayi üretim verilerini değerlendiren Çakıroğlu, 2012 yılı 3. çeyrek büyüme verilerinin beklentilerin altında geldiğini belirterek, ''Beklenenin altında gerçekleşen 3. çeyrek büyümesinde özel sektör yatırım harcamalarında kaydedilen sert gerileme etkili olmuş görünüyor. Özel sektör yatırım harcamaları geçtiğimiz senenin aynı dönemine göre yüzde 11,1 azalırken, bunda yüzde 14,7 azalan makine teçhizat yatırımı etkili oldu. Bununla birlikte özel tüketim harcamaları da geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 0,5 azaldı'' dedi.

Çakıroğlu, ekim ayı sanayi üretiminin yüzde 2,5'lik daralma beklentilerinin belirgin üzerinde, geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 5,7 azaldığını kaydederek, tahminlerin altında kalan verilerin Merkez Bankası'nın büyüme odaklı para politikası duruşunu desteklediğini kaydetti.

Buna bağlı olarak önümüzdeki hafta salı günü yapılacak olan Para Politikası Kurulu (PPK) toplantısında Merkez Bankası'nın gecelik borçlanma ve haftalık repo faizlerinde sırasıyla 50 ve 25 baz puanlık indirime gideceği düşüncesinde olduğunu belirten Çakıroğlu, şunları kaydetti:

''Piyasalar açısından bakıldığında açıklanan verilerin geçmiş dönem performansına referans vermesine de bağlı olarak İMKB üzerinde kayda değer bir etki yaratmayacağı kanaatindeyiz. Bununla birlikte Merkez Bankası'nın faiz indirimlerine ilişkin beklentilerin güçlenmesine de bağlı olarak bono faizlerinde hafif çaplı düşüşler görebiliriz. Bununla birlikte Türk Lirası üzerindeki baskı belirginleşebilecek.''