TRABZON (AA) - Trabzon Ticaret Borsası (TTB) Yönetim Kurulu Başkanı Şükrü Güngör Köleoğlu, Türk fındığının üretim bazında en büyük tehdidi küllemeyle mücadeleye gelecek yıl acilen başlanması gerektiğini söyledi.

Köleoğlu, TTB ile Doğu Karadeniz Kalkınma Ajansı (DOKA) işbirliğinde TTB Çok Amaçlı Toplantı Salonu'nda düzenlenen, "Doğu Karadeniz Fındıkta Külleme Hastalığı Çalıştayı"nın açılış bölümünde, Türkiye'nin yıllık fındık üretiminin son 10 yılın ortalamasına göre 600 bin ton civarında olduğunu belirtti.

Üretim ve ihracat rakamlarında ters orantılı gelişme olduğuna dikkati çeken Köleoğlu, "İhracatta rakamlar üretimin tersine artıyor ancak, biz üretimi arttırma konusunda biraz ihmalkar davranıyoruz." dedi.

Köleoğlu, Türk fındığının üretim bazında en büyük tehdidi küllemeyle mücadeleye gelecek yıl acilen başlanması gerektiğini vurgulayarak, bu konuda gerekirse komisyon kurup Ankara'ya giderek üst düzey görüşmeler yapacaklarını bildirdi.

Çalıştayın, fındıkta son 4 yıldır görülen, giderek artan ve bahçeleri tehdit eden külleme hastalığıyla ilgili alınabilecek tedbirler ve yapılacak müdahalenin belirlenmesi amacıyla gerçekleştirildiğini ifade eden Köleoğlu, şunları kaydetti:

"Fındık bahçelerini tehdit eden ve bulaşıcı olan külleme hastalığı konusunda acilen alınması gereken tedbirler var. Bunun için üretimden tüketime, çiftçiden ihracatçıya, bilim adamlarına kadar tüm kesimleri, devletin de ilgili kurum ve kuruluşlarından temsilciler katılıyor. Fındık bahçelerini tehdit eden ve bulaşıcı olan külleme hastalığı konusunda parça parça mücadeleden ziyade topyekun hareket etmek gerekiyor."

- "Üretime destek verirsek, herkes bahçesine özen gösterir, verim ve kalitede yükselir"

TTB Meclis Başkanı Mehmet Cirav ise son yıllarda özellikle ziraat odaları temsilcilerinin, "fındık az olsun, pahalı olsun" mantığı ile hareket ettiğini ileri sürdü.

Bu mantığın yanlış olduğunu dile getiren Cirav, "Bu yanlıştır ve böyle devam ederse bu yanlışın faturasını gelecekte çok ağır ödeyeceğiz." ifadesini kullandı.

Cirav, verim ve kalite düşerken, basında sürekli fındık fiyatıyla ilgili açıklamaların yer aldığına işaret ederek, "Dışarıdan talep artarken içeride üretimin düşmesini anlamak mümkün değil. Buna en büyük etken yanlış destekleme sistemidir. Bu sistem 6 yıl önce başlatıldı ve sonucu ortada, üretimimiz düştü. Rekolte artışı yok. Bu sistemin yerine ürüne destek verilerek üretimimiz arttırılmalıdır. Üretime destek verirsek, herkes bahçesine özen gösterir, verim ve kalitede yükselir." şeklinde konuştu.

Fındık Tanıtım Grubu Başkanı Edip Sevinç de ihracatçılar olarak üretimle ilgili her türlü projeye destek verdiklerini söyledi.

Fındık Araştırma Enstitüsü ile doku kültürü laboratuvarı kurmak için çalışma yaptıklarını belirten Sevinç, hedeflerinin dış satıma paralel olarak üretimi arttırmak olduğunu bildirdi.

Sevinç, Türk fındığının korunmasının ancak ve ancak üretimin arttırılmasıyla mümkün olabileceğini ifade ederek, şu değerlendirmede bulundu:

"Siz üretimi artıramazsanız, başkaları devreye girer, giriyor da. Gürcistan'da, Şili'de, Çin'de üretim arttırılmaya çalışılıyor. Bu da bizim tekel olduğumuz fındık piyasasında, tehlikede olduğumuzun işaretidir. Fındık fidanımız yok. Bir de 'Gürcistan'a fidan gidiyor.' diyorlar. Biz üretimimizi arttırırsak, rakiplerimiz söker ve tekel halimiz devam eder. Bunun için en büyük tehlikelerden biri olan fındık hastalıkları ile mücadelede yol almalıyız. Külleme başta olmak üzere sıkıntılarımız var. Bir de fındık üretimini arttırıp, maliyetleri aşağıya çekersek piyasalara tam anlamıyla hakim oluruz. Yine de fındıkta söz sahibi Türkiye'dir, Türk üreticisidir. Son söz hep onundur."

Moderatörlüğünü Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. İlhami Köksal'ın yaptığı çalıştayda, Ankara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fikret Demirci, Prof. Dr. Yeşim Okay ve Prof. Dr. Nevzat Arık ile Fındık Araştırma Enstitüsünde görevli Dr. Arzu Sezer, sunum gerçekleştirdi.

Vali Yardımcısı Necmettin Yalçınalp, Trabzon Büyükşehir Belediye Başkanı Orhan Fevzi Gümrükçüoğlu ve diğer ilgililerin de katıldığı çalıştay sonunda hazırlanacak raporun ilgili resmi ve özel kuruluşlara iletilmesi planlanıyor.