Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, “Futbolda olduğu gibi aslında ekonomide de hepimiz ahkam kesiyoruz, ama tasarruf noktasında, finansal okur yazarlık konusunda belli ki daha kat edeceğimiz mesafe var” dedi.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek, Konut Hesabı ve Devlet Katkısı Tanıtım Toplantısı’nda yaptığı konuşmada G20 Toplantısına katıldıklarını hatırlatarak, “Bütün çabalar dünya ekonomisinin bu düşük büyüme tuzağından çıkarılmasına yönelik. Bunun en önemli motoru yapısal reformlar olacak. Para politikasında baktığınız zaman sınırlarınızı zorlamış, birçok anlamda elimizdeki imkanları tüketmiş gibiyiz. Bugün Avrupa Merkez Bankası, Japonya Merkez Bankası, Amerikan Merkez Bankası Fed’in görüyorsunuz bilançosundaki gelişmeleri. Birçok ülkede şuanda negatif uygulama var. Para politikasında birçok anlamda sınırları zorluyoruz” diye konuştu.

“ŞU ANDA TÜRKİYE İKİNCİ BİR 10 YILLIK ÇIKIŞ DÖNEMİNİN ARİFESİNDE DİYE DÜŞÜNÜYOR”
"Şu anda Türkiye ikinci bir 10 yıllık çıkış döneminin arifesinde diye düşünüyorum” diyen Şimşek, “Seçimler aradan çıktıktan sonra Türkiye hakikaten 4-5 yıllık bir perspektifle tekrar bir çıkış için hazırlıklar yaptı. Darbe girişimi milletimiz ve Cumhurbaşkanımız liderliğinde püskürtülmüştür. O geride kaldı. Tekrar kaldığımız yerden güçlü şekilde yolumuza devam edeceğiz. Bu sene içinde dahi yapısal reformlarda önemli ilerlemeler sağladık” ifadelerini kullandı. Şimşek, Türkiye’de Ar-Ge’ye yönelik ciddi reformların yapıldığını anlatarak, kar marjı yüksek ürün üretilmesine yönelik çabaları güçlü şekilde desteklediklerini ifade etti. Şimşek, şunları kaydetti:
“Ar-Ge’nin ticarileştirilmesi sürecinde önemli adımlar attık. Bir girişimcilik, inovasyon, Ar-Ge ekosisteminin oluşturulması lazım. Bu yönde de çok önemli adımlar attık. Türkiye’de son birkaç yıl içinde girişim sermayesinden tutun, melek yatırımcı uygulamasına kadar birçok noktada aslında ekosistemi oluşturmaya yönelik güçlü adımlar attık. Türkiye aslında şu anda, birkaç husus hariç Ar-Ge, inovasyona dayalı yüksek büyüme döneminin arifesinde.”
Mayıs ayında Türkiye’nin çok önemli reform yaptığını işgücü piyasasında önemli uygular başlatıldığını söyleyen Şimşek, "İşsizlik oranı arzuladığımız noktada değil. Bunu aşmanın yolu gençlerimize, kadınlarımıza ve çalışma çağındaki herkese iş imkanı sunmak, bunu kolaylaştırmak. O nedenle Mayıs ayında işgücü piyasasını esnekliğini artıran çok önemli reform yaptık. Özel istihdam bürosu uygulamasını başlattık” açıklamasında bulundu. Türkiye’nin Temmuz ayında yargıda önemli bir reformu hayata geçirdiğini söyleyen Şimşek, “Yargının hızlı işlemesi, adaletin zamanında tecelli etmesinin iş dünyası, iş alemi, vatandaşlar açısından çok önemli. 20 Temmuz’da devreye giren istinaf mahkemeleri Yargıtay’da Danıştay’da biriken milyonlarca dosyanın artık çok daha hızlı şekilde yerel düzeyde sonuçlanmasının önüne açacak” dedi.
Darbe girişiminin ardından yatırım ortamının iyileştirilmesine yönelik reform paketinin Meclis’te kabul edildiğini bildiren Şimşek, bu çerçevede iş aleminin üzerindeki yükleri azaltan, şirket kurma ve tasfiyesini kolaylaştıran önemli adımlar atıldığını ifade etti. Şimşek, “Dünya Bankası İş Yapma Kolaylığı Endeksinde Türkiye’nin genel sıralaması 55’inci sıradayız. Fena bir yer değil, ama arzuladığımız bir nokta da değil. Daha ileri gitmemiz lazım” şeklinde konuştu.

“BUNU KALICI HALE GETİRMEK LAZIM”
Bakan Şimşek, eğitimde özel sektör payının artması gerektiğine de dikkat çekti. Geçen sene Türkiye’de kamu borcunun milli gelire oranı yüzde 33’ün altına indiğini söyleyen Şimşek, geçen sene kamu borcu milli gelire oran olarak yüzde 8 civarına indiğini bildirdi. Şimşek, "Bunu kalıcı hale getirmek, mali sürdürülebilirliği sağlamak açısından gelirlerin kalitesini artırmak lazım. İşte bunun için Gelir Vergisi Reformu, vergi mükelleflerinin haklarını daha da genişletmek, vergide tahsilatta, kayıt dışılıkla mücadelede bu konuda etkinliği sağlamak için Vergi Usul Kanunu. Bütün bu çalışmalar ya hazır ya Meclis’te. İnşallah bu noktada da önümüzdeki aylarda ilerleme sağlanacak" dedi.
Türkiye’de şeffaflığın artması için kurala dayalı imar uygulamalarının da çok önemli olduğuna dikkat çeken Şimşek, "İnşallah kurala dayalı imar uygulamalarıyla ilgili çalışmalar önümüzdeki dönemde hayata geçecektir” ifadesini kullandı.
Türkiye’nin en önemli yapısal sorunlarından bir tanesinin düşük yurt içi tasarruf oranı olduğunu ifade eden Şimşek, şöyle konuştu:
“Geçen sene Türkiye’de tasarrufların milli gelire oranının yüzde 15,6. Hangi kriterden bakarsanız bakın, maalesef ülkemizin yurt içi tasarruf oranı düşük. Türkiye gelişmekte olan bir ülke, yatırım, büyüme iştahı güçlü. Fakat bu yatırımları büyümeyi finanse edecek kadar kenara para koymuyoruz. O zaman ne oluyor? Cari açık ortaya çıkıyor. O zaman yurt dışı tasarruflara ihtiyacımız var, biz yurt dışı risk iştahına bir anlamda o çerçevede kırılgan hale geliyoruz. Yani yurt dışı tasarruflara bağımlılıktan dolayı bu bir kırılganlık haline gelir. Bugün yapmaya çalıştığımız Türkiye’de yurt içi tasarrufları artırarak ülkemizin yatırımlarını kendi öz kaynaklarımızla finanse ederek kalkınmamızı çok daha güçlü bir zemine oturtmak için çaba içerisindeyiz. Futbolda olduğu gibi aslında ekonomide de hepimiz ahkam kesiyoruz, ama tasarruf noktasında, finansal okur yazarlık konusunda belli ki daha kat edeceğimiz mesafe var.”
“Milli gelire oranı tasarrufları 8 puan artırmışız” diyen Şimşek, “Özel sektör tasarrufları niye düşük diye sorabilirsiniz? Makro ekonomik belirsizlikler azaldı. Türkiye önünü görmeye başladı” değerlendirmesinde bulundu.

“TÜRKİYE’NİN BÜYÜMESİNE OLUMLU KATKIDA BULUNACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ”
Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hüseyin Aydın, "Projenin devlet kaynaklarının güçlendirilmesi için ciddi kaynaklar sağlayacağını ümit ediyoruz ve Türkiye’nin büyümesine olumlu katkıda bulunacağını düşünüyoruz” diye konuştu.
15 Temmuz darbe girişimi sonrası piyasaların açık olmasının, bankaların açık olmasının, borsaların açık olmasının çok ciddi bir risk olduğunu belirten Aydın, "Türkiye bu riski satın aldı. Biz o günden sonra alışverişin, pazarın çalışıyor olması için ciddi gayret gösteriyoruz. Bu gayreti göstermeye de devam edeceğiz. Bundan kimsenin şüphesi olmasın. Yaptıklarımızın, yapacaklarımızın teminatı olduğunun bir kez daha altını çiziyoruz. Türk bankacılığı güçlüdür, disiplinlidir, sağlıklıdır ama küçüktür. İnşallah bu tasarruflarla daha çok kredi verebilme, Türkiye’nin daha çok büyümesine katkı sağlama, bundan elde edeceğimiz karlarla öz kaynağı güçlendirme ve bu ülkenin daha çok büyümesine katkı vermek için elimizden geleni göstereceğiz" açıklamasında bulundu.
(İHA)