Suriçi Grubu tarafından Akgün Otel’de düzenlenen 2012 Dönemi İstanbul Toplantılarına katılan Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Taner Yıldız, yaptığı konuşmada enerjinin önemi ve çevre duyarlılığına değindi. Yıldız, “Bize çevreyi kirletmeyin deniliyor. Enerji ve Tabii Kaynaklar bakanlığı olarak bu hassasiyete katılıyoruz ve çevreyi kirletmiyoruz. Ancak dünyayı kirletenler ve gelişmesini tamamlamış bir kısım ülkelerin yaptığı tahribat bundan sonra yapılacakların önemli bir bölümünü oluşturuyor. Bu yüzden dünyayı kirletenlerle temizleyenlerin ayrı adreslerde olması istendi. Biz buna karşı çıktık. Yani dünyayı kimler kirletmişse aynı zamanda onlar temizlemesi lazım” diye konuştu.

HES’lere karşı yapılan eylemlerin spekülatif olduğunu belirten Bakan Yıldız, ‘‘Bugün bir kısım vatandaşımızı tenzihen söylüyorum. Eline tencere tava alıp yürüyen ve HES’lere karşı çıkan vatandaşlarımız bunun bizlere yol, su, köprü olarak dönmediğini bunun ancak doğalgaz ve petrol ithalatıyla döndüğünü bilmeleri lazım. Bu hareketlerin bir kısmı safiyane yapılıyor olsa da bir kısmının manüplatif hatta spekülatif olduğunu bilmeliyiz. Dışarıdan ve bazı bölgelerin desteklendiğini bilmeliyiz. O yüzden biz Türkiye olarak olabildiğince yerli kaynaklarımıza ve yine olabildiğince yenilebilir enerji kaynaklarımızla bunları yapmamız lazım. Ama yürüyen bir sistem var o sistemi de bozmamalıyız. Yani enerjisiz kalmamalıyız” şeklinde konuştu. Petrolden şuanda elektrik üretiminin yapılmadığını belirten Bakan Yıldız, “Türkiye’nin 51,4 milyar dolarlık 2011 yılı ithalatının yarısından daha fazlası ulaştırma sektöründe kullanılan kaynaklardadır. 16 milyon adeta çıkan ve hemen hemen yılda bir milyon yeni aracı trafiğe arz olan araç gereçler için bunlar kullanılmaktadır. Biz benzin, mazot, flyu gibi kaynakları elektriğin üretiminde bundan sonra kullanmıyoruz. Çünkü daha düşük maliyeti olan kaynaklarımız var dedi. Bakan Yıldız, son 10 yıl içerisinde 2002 yılını karşılaştırdığımızda elektrik tüketimin yüzde 74’lerde ve elektrik ihracatının yüzde 738’lerde arttığını görüyoruz. Bu iyi bir performans ancak yeterli değildir. Onun için hem yerli hem de yeterli olması için çalışacağız” ifadelerini kullandı.

Dünyada nükleer enerjiden vazgeçen olmadığını ifade eden Bakan Yıldız şöyle konuştu:

“Bir kısım ülkeler kendi iç politikalarını yönetebilmek adına bazı kararlar aldılar. Ama 40 yaşını aşmış dünyada bulunan 26 santralden vazgeçmiş olmanın nükleer santralden vazgeçtiği anlamına gelmediğini bilmek lazım. Zaten yaşı dolanlar sistem dışına atılıyor. Bizde bundan tarafız. Dünyada 442 tane santral var. Fukuşima kazasından sonra inşaatı devam eden 63 santral var. Çernobil kazasından sonra 144 tane yeni işletme açıldı.

Türkiye yalnızca elektrik tüketimi ile alakalı ve elektrik ihtiyacını karşılamak acısından değil aynı zamanda sanayileşmenin ileri ülke olmanın teknolojiye sahip olmanın bunları yerli kaynaklardan üretebilmek gibi birçok hedefi bulunan bir ülkede biz bunları gerçekleştiriyor olabilmemiz lazım. Türkiye’nin dünya madenciliğinde onuncu sırada, 90 çeşit madenden 72 tanesi ülkemizde yer alıyor. 132 ülke arasında ciddi bir performansa sahibiz. Biz mademki bu petrolü ithal ediyoruz mademki bu Türkiye’nin ihtiyacı o zaman bize düşen bir görev var. O da Türkiye’nin yerli kaynaklar ülkesi haline gelmesi ile alakalı çalışmalardır. 10 yıl önce 100 milyon civarında ayırdığımız arama faaliyetlerine olan fon ve payın bugün 1,3 milyar dolar civarında olduğunu görüyoruz. Yani 13 katına çıkardık. Türkiye varsa petrolünü bulacak. Bu konuda gerek Kara Denizde gerekse Ak Denizde gerek Kıbrıs açıklarında arama faaliyetlerimize devam edeceğiz.”